Rapordaki 'Yabancı' Kelimesi Uyum Bakanı Özoğuz'u Rahatsız Etti

Rapordaki 'Yabancı' Kelimesi Uyum Bakanı Özoğuz'u Rahatsız Etti

‘Yabancıların Almanya’daki Durumu Raporu’, uzun yıllardır Almanya’da yaşayan göçmenleri ‘yabancı’ sıfatıyla kamuoyuna tanıtması sebebiyle Federal Uyum Bakanı Aydan Özoğuz’u da rahatsız etti. Rapor, göçmenlerin bir başarı...

‘Yabancıların Almanya’daki Durumu Raporu’, uzun yıllardır Almanya’da yaşayan göçmenleri ‘yabancı’ sıfatıyla kamuoyuna tanıtması sebebiyle Federal Uyum Bakanı Aydan Özoğuz’u da rahatsız etti. Rapor, göçmenlerin bir başarı karnesi olma özelliğini taşıyor ve hükümete eksiklikleri hatırlatıyor. Ancak entegrasyonun diğer muhataplarının durumunu yansıtan raporların olmaması da bir eksiklik.

Federal Hükümet, onuncu kez yayınladığı "Yabancıların Almanya’daki Durumu Raporu"nda Almanya’da yaşayan 16 milyondan fazla göçmenin hayatı, eğitimi, inancı, dili ve iş şartları hakkında detaylı bilgiler veriyor. Siyasilerin her fırsatta “Almanya bir göç ülkesidir” açıklamasına ve 16 milyon göçmenden Alman vatandaşlığına geçenlerin sayısının fazla olmasına rağmen raporun “Yabancıların Almanya’daki Durumu” başlığını taşıması çelişki oluşturuyor. Türkler 52 yıldır Almanya’da yaşıyor.

Raporda Yahudilere de yer verildiğine göre yüzlerce yıldır bu ülkede yaşayan insanlara “yabancı” denmesi Uyum Bakanı Aydan Özoğuz’un da dikkatini çekti ve bir sonraki raporun ismini değiştirmek için teklif vereceğini belirtti. Öte yandan hükümet ve resmi kurumlar tarafından hazırlanan raporlar genelde göçmenlerin ne kadar uyum sağladıkları veya nerede eksik oldukları konusunda bilgilerin yer aldığı bir manada göçmenlere ev ödevi veren nitelik taşıyor.

Oysa 2014 raporunda göçmen ailelere mensup öğrencilerin eğitimdeki başarıları dikkat çekiliyor. Liseye (Gymnasium) gidenlerin oranında artış sevindirirken, meslek hayatına atılmak isteyen gençlerin önüne çıkan önyargı engeli üzüyor. Önyargı engelinin farkında olunması önemli fakat yeterli değil. Hükümetin bu noktada kendi ev ödevini hazırlaması gerekiyor. Göçmen toplumun uyumdaki gayretlerinin, inançlarının, dillerinin çoğunluk toplumu tarafından “tehlike” olarak görülmemesi için hükümetin ve uyum bakanlığının üzerine düşen sorumluluklar var.

“İKİ DİLLİK ŞANSTIR, DESTEKLENMELİ ”

Yabancı raporunda dikkat çeken noktalardan biri de Almancanın yanında anadile, Alman siyasilerin tercih ettiği kavramla söyleyecek olursak, köken diline yapılan vurgu. Birçok çocuk için iki dilli büyümenin normal olduğunu ve iki dili de iyi öğrenmenin şans olduğunun vurgulandığı raporda, uyum bakanlığı perspektifinden çokdilliğin desteklenmesi gerektiği ifade ediliyor. Birçok eyalette iki ve çokdilli anaokulu çalışmalarına dikkat çekilerek çalışmaların değerli ve desteklenmesi tavsiye ediliyor.

Raporda yer alan anadille ilgili önemli bir bilgi dikkat çekiyor. Çocuğun anadilinin imajı ve anadilin olumsuz şekilde ele alınmasının dili öğrenmeyi engelleyebileceği kaydediliyor.

“TÜRKLER KENDİNİ SPD’YE YAKIN HİSSEDİYOR”

Raporda geçtiğimiz federal seçimlerde 5,8 milyon göçmenin oy hakkının olduğu ve bunun genel oy oranının yüzde 9’una tekabül ettiği belirtiliyor. Son seçimde 534 bin göçmen ilk defa sandığa gitme hak kazanırken, Türkiye’den ve Polonya’dan gelenlerin daha çok Sosyal Demokrat Parti'ye eski Sovyetler Birliği ülkelerinden gelenlerin ise Birlik Partileri CDU/CSU’ya yöneldikleri ifade ediliyor.

HEM ALMAN MEDYASINI HEM ANA DİLLERİNDE YAYIN YAPAN MEDYAYI TAKİP EDİYORLAR

Almanya’da 16 milyon göçmen, Alman medyasının göz ardı edemeyeceği bir okuyucu ve izleyici grubunu oluşturuyor. Son yıllarda medyada göçmen istihdam oranı artsa da bu hâlâ olması gereken sayının çok altında. Göçmenlerde radyo ve televizyon vergisi ödemesine rağmen devlet televizyonlarında yeterince dikkate alındıkları da söylenemez. Özellikle Müslümanlar, Radyo ve Televizyon Kurullarında temsil edilemiyor.

Raporda Alman medyasının yanında Türk medyasınında yer aldığı, etnik medyanın paralel bir toplum oluşturduğu söylentilerinin bilimsel bir temele dayanmadığı vurgulanıyor. Alman medyasının bütün göçmen gruplara ulaştığı ileri sürülse de, ana dilde yayın yapan medyanın sıkça kullanıldığı ve göçmenleri daha yakından ilgilendiren konular için önemli bir bilgi kaynağı olduğuna dikkati çekiliyor. Bu konuda Alman medyasının yetersiz kaldığı ifade ediliyor. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.