Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Panik yapma tedbir al 

Panik yapma tedbir al 

Hemen herkesin son haftalarda kendileri ve çevrelerini tehlikeye atacak kadar bir panik içine düştüğü zamanda örnek olabilmesi amacıyla “İzafi ve Mutlak Bilgi Ansiklopedisi ”inde kayıtlı bir olay ile başlayalım sözlerimize:

1950’li yıllarda bir İngiliz şilebi Portekiz’den aldığı içecekleri İskoçya’ya götürür. Demir attığı limanda yükünü boşalttıktan sonra, şilepte çalışan denizcilerden biri unutulan içecek kolisi kaldı mı diye denetlemek üzere soğuk hava deposuna girer. Onun içerde olduğunu fark etmeyen başka bir denizci ise, kapıyı dışardan kapatır. Soğuk hava deposunda mahsur kalan denizci, var gücüyle bağırır, çelik duvarları yumruklar, ama kimseye duyuramaz sesini. Çakısıyla içerden açmaya çalışır kapıyı, mümkün değildir. Boş şilep, yeni yükünü almak üzere Portekiz’e doğru yola çıkar.

Mahsur denizci, depoda açlıktan ölmeyecek kadar yiyecek bulur. Ama deponun dondurucu soğuğuna fazla dayanamayacağının bilincindedir. Kapıyı açamayan çakısıyla, çelik duvarlara kendisini bekleyen ölüm sürecini yazmaya, daha doğrusu kazımaya başlar. Günbegün, adeta bilimsel bir titizlikle soğuğun vücuduna önce uyuşturucu sonra yavaş yavaş öldürücü etkilerini, el ve ayaklarının nasıl duyarsızlaştığını, donan burnunu ve buz gibi havanın dayanılmaz yakıcılığını anlatır.

Şilep Lizbon’a demir attığında, soğuk hava deposunun kapısını açan kaptan, zavallı denizcinin cesediyle karşılaşır. Duvarlara kazıdığı acılı sonunu okur ve kendisi de hayretten dona kalır.

Çünkü soğuk hava deposunun derecesi 19’dur. İskoçya’ya götürdükleri içecekleri daha iyi hale gelsin diye 18 derecede taşınmayı gerektirmiş, şilep yükünü boşalttıktan sonra soğutma sistemi zaten kapatılmış olup, kendi haline bırakılan deponun sıcaklığı bir derece de yükselmiştir.

Yani biçare denizci donarak ölmemiş, donduğunu zannettiği ya da donacağına inandığı için ölmüştür.

Toplumların yanlış bilgilendirildiklerinde hiçte hak etmedikleri vahim sonuçlara götüren paniğin İnsanları bağışıklık sistemini % 50 zayıflatan bir etkisinin var olduğu artık pek çok kereler ispatlanmış durumdadır.

Ve insanın bağışıklık sistemindeki bu bozulma sonucunda vücudunda dengesinin bozulması ile birlikte insan beyni zihni faaliyetlerde insanın bizatihi kendine kendisinin hayal bile edemeyeceği inanılmaz oyunlar oynayabilmektedir.

Bundan dolayı hemen herkes hayatta en az bir kere başına gelmiş olmasından dolayı bilir ki panik başka şeydir, korku ise daha başak bir şey.

Panik insanın maddi ve manevi dengesini altüst eden bir sonucu ortaya çıkarırken korku çoğunlukla insanı daha fazla tedbir almaya yöneltir.

Tedbir almayı gerektiren korku bazen hatalı kararlar almayı sağlayabilse de çoğu zaman iyi sonuçlar verir.

Bu özelliği ile korku insanın hayatta kalmasını sağlarken panik tam tersine her zaman kötü sonuçlar oluşmasına ve kayıpların artmasına sebep olur.

Korku insanı tabir caiz ise tedbirli olmaya sevk eder ve daha dinç olmasına sebep olurken panik durumu i terk edilmiş hissine kapılıp kendini bomboş, amaçsız ve hemen yok olacakmış gibi gördüğü ve dolayısıyla yenilgiyi peşinen kabul etmeyi getirir

Yaklaşık bir aydır karşı karşıya kaldığımız virüs salgınında nerede durduğumuz bu sebeple varacağımız sonucu belirleyecektir.

Hepimiz bilyonuz ki bu virüs meselesi ortaya çıktığı günden beridir yazılı ve görsel medyada yazılıp çizilenler ve söylenenlerin pek çoğu korkudan dolayı yazılıp çizildi ve bundan dolayı da tedbir almak belki daha kolaylaştı.

En basitinden en karmaşığına kadar ortaya atılan komplo teorilerine kendini kaptırıp da panik haline giren oldu ise korkarız ki hem sıhhat yönünden hem de maddi açıdan en büyük zarara uğrayanlar onlar olmuştur.

Bu demek değildir ki Corona illeti egemenlerin küresel emperyalist emellerine ulaşmak için laboratuvarlarda üretilmemiştir.

Bizim açımızdan ister insanların hatalarından kaynaklanmış olsun isterse de özellikle insan eliyle laboratuvarlarda üretilmiş olsun ortaya çıkacak sonuç asla panik durumu olmamalıdır.

Özellikle de belli yaş gruplarının sokağa çıkma yasağından sonra evlerinde her kafadan bir sesin çıktığı tv programlarını ve gün artan kayıpların verildiği haberleri takip etmeleri ile kendilerini bir felaket in tam ortasında görerek sosyal medyadaki komplo teorileri ne kaptırmak yerine sağlıklı kalabilmek için bunlardan uzak kalmayı tercih etmeleri kendi faydalarına olacaktır.

Bütün bunları göz önüne alarak her daim söylenecek söz ise  

“PANİK YAPMA TEDBİR AL” olacaktır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR