Omuz Sıkışma Sendromu

Omuz Sıkışma Sendromu

Opr. Dr. Fatih Suluova, omuz rahatsızlıklarının günümüzde arttığını, bu sebeple önemli işgücü kaybına sebep olduğunu söyledi. Özel Çankaya Tıp Merkezi ortopedi uzmanı Suluova, genellikle travma öyküsü olmayan hastalarda, haftalar...

Opr. Dr. Fatih Suluova, omuz rahatsızlıklarının günümüzde arttığını, bu sebeple önemli işgücü kaybına sebep olduğunu söyledi. Özel Çankaya Tıp Merkezi ortopedi uzmanı Suluova, genellikle travma öyküsü olmayan hastalarda, haftalar ve aylar içinde gelişen saç tarama, diş fırçalama gibi gündelik hareketlerde zorlanmalarla başladığını belirterek, "Özellikle 40 yaş üstü hastalarda görülen bu hastalıkta zamanla şikayetler artarak omuzun baş üstü seviyeye kaldırılması sırasında ağrı, gece üzerine yatamama, dirsek ve sırt bölgesine yayılan ağrılara kadar şiddetli ağrılı durumlara neden olur. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde omuz döndürücü kaslar tamamen yırtılır ve bunun sonucu olarak omuz hareketleri tamamen kısıtlanır. Orta yaş ve üstü hastalarda sıklıkla neden, omuz döndürücü kasın apolet kemiğinin yapısal sorunlarından dolayı sıkışmasıdır. Apolet kemiğinin yapısının çengel şeklinde kasa doğru büyümesi, kemiğin doğumsal bozuklukları, yine apolet kemiği ile köprücük kemiği arasındaki kireçlenme, kasın sıkışmasına ve sonuçta omuz sıkışma sendromuna neden olmaktadır. Sıkışma durumunun ilerleyip hastanın zorlamaya devam etmesi halinde bu mekanik basının sonucu olarak kas yırtılabilmektedir." dedi.

Gençlerde ise bu hastalığın, özellikle sporucularda eklemin aşırı zorlanmasına bağlı kapsüler yapılardaki bozuklukla birlikte omzun stabilitesinin bozulması ve omuz döndürücü kasta sıkışmayla ortaya çıktığını belirten Opr. Dr. Suluova, "Hastalığın tedavisi şikayetin süresi, şikayetlerin şiddeti, muayene bulguları, hastanın yaşı, röntgen ve MR bulgularına göre değişkenlik göstermektedir. Başlangıç aşamasındaki vakalarda ağrı kesici (antienflamatuar) ilaç tedavisi ve egzersizler verilmekte, gerekli durumlarda sıkışma bölgesine streoid enjeksiyonları uygulanmaktadır. Birçok vakada fizik tedavi yöntemleri başarılı sonuçlar vermektedir. Konservatif denilen bu tedavilerden fayda görmeyen hastalarda, tetkiklerinde ciddi kas hasarı ve ileri derecede kemik büyümesi olan hastalarda cerrahi tedavi önerilmektedir. Günümüzde omuz cerrahisi, artan oranlarda kapalı (artroskopik) yöntemlerle yapılmaktadır. Artroskopik yöntemde hastanın omzunun sıkışma bölgesine yapılan çok küçük kesilerin ardından, kalem kalınlığında kameralarla girilerek sorun tespit edilir. Ardından yine eklem etrafından açılan minik deliklerden yardımcı aletlerle ekleme girilir. Traşlayıcı ve radyofrekans aparatlarıyla kastaki sıkışıklık gevşetilip neden olan kemik sıkışıklıkları törpülenip düzleştirilmektedir. Yine aynı seansta, tamamen kapalı (artroskopik) olarak kas yırtıkları da tamir edilmektedir. Kapalı cerrahiden sonra yara olmadığı için hemen egzersizlere başlanabilmektedir. Büyük yara olmaması, kasların açık cerrahideki gibi ayrılmadan ameliyatın gerçekleşmesi, hastanın ameliyat sonrası çok az ağrısı olmasını sağlar ve pansuman sorunu en aza indirilir." şeklinde konuştu.

Omuz sıkışma sendromunun, erken dönemde çok basit yöntemlerle tedavi edilebilen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Fatih Suluova, "Tüm hastalıklar gibi tedavisinin gecikmesi durumunda, tedavi ve tedavi sonrası iyileşme sürece güçleşmektedir. Günümüzde gelişen artroskopik cerrahi tekniklerle omuz ameliyatlarının başarısı çok artmış, ameliyat sonrası hastaların günlük yaşama dönüşleri kolaylaşmıştır." CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.