Sabit Horasan

Sabit Horasan

Olur mu olur!

Olur mu olur!

Deniz yanar mı? yanar..

Futbolda da her şey olabilir..

Yeneceksin de, yenileceksin de..

Ama, önemli olan bunun devam etmemesi. Zararın neresinden dönülürse kardır..

Torku Konyaspor’daki lig ve kupada üst üste alınan iki yenilgiyi böyle yorumlamakta yarar vardır diye düşünüyorum..

Hafta sonunda yapılan ve yeşil-beyazlı ekibin 3-1 kaybettiği Çaykur Rizespor maçına baktığımız zaman, iyi başlayan karşılaşmanın kötü bittiğini görürüz.

Nasıl, Bolu maçında doğruların yapıldığını söylediysek, Rize maçında da sonradan futbol adına gerekli doğruların yapılmadığını, özelliklede savunmada hatalar geldiğini, bunun sonucunda da Konyaspor’un kalesinde iki gol daha gördüğü gerçeğiyle karşı karşıya kalmaktayız...

Jallow gibi kontratak futbolunu çok iyi uygulayan, güçlü bir fiziğe sahip futbolcusu olan bir takıma karşı defans güvenliğini kaybederseniz sonuçta böyle olur.. Aynı hatayı geçtiğimiz yıl Rizespor ve Adanaspor’a karşı yaptığımız gibi.

Nazilli Belediyespor ile oynanan Ziraat Türkiye kupasında ise öyle sanıyorum ki, Konyaspor teknik adamları çok önemsemediler. Veya futbolcular rakibi küçümsediler. Maça çıkartılan 11’e baktığımız zaman bunu görebiliriz.

Ama, alınan net yenilgiyle birlikte kaybedilen sadece 70 bin TL’lik maddi gelir değil, birde prestij vardı. Sanırım bu hesaba katılmadı..

Çaykur Rizespor ve Nazillispor maçlarını birlikte değerlendirdiğimiz zaman, gerçekte Konyaspor’un aslında kadro derinliğine sahip olmadığını bir kez daha görüyoruz.

Nazilli Belediyespor maçındaki 11 ve sonradan oyuna giren Atilla dahil, bir-iki genç futbolcu dışında yedeklerin Konyaspor’un yükünü kaldırabilecek kapasitede ve kalitede futbolcular olmadıklarını bir kez daha gözlemledik..

Hatta; Rizespor maçında tribünlerden ve basın tribününden, oyuncu değiştirilmesi konusunda teknik adamlara yapılan bağırmalar sonucu, teknik adamların Nazilli maçına bilerek, yedekteki futbolcuların durumunu gösterme adına böyle bir kadro mu çıkarttılar sorusu da akıllara gelebilir..

Evet, siz eleştiriyorsunuz, oyuncu değişikliği istiyorsunuz ama, mevcut kadromuz bu demek mi istediler acaba teknik adamlar..

Ligin başından buyana dile getirmek istediğimiz gerçekler bunlardı aslında..

Konyaspor’un kadro derinliğine sahip olmadığını, devre arasında kaliteli, takımı süper lige taşıyabilecek 3-4 futbolcu transferinin yapılmasının kaçınılmaz olduğunu savunduk.

Gerçeği söylemek gerekirse, teknik direktör Hüsnü Özkara’nın yerinde olsaydım, Rize maçında tribünlerden gelen seslere kulağımı tıkardım. Bir önceki hafta Bolu maçını ekran başında izlerken de dile getirdim, golcü futbolcu yakaladığı pozisyonları değerlendirebilmeli. Sinan, o maçta ve Rize karşısında iki’şer net pozisyondan yararlanamadı. Ama, her şeye rağmen oyuncu değişikliği de yapmazdım. Çünkü, teknik direktör Özkara kadar takımı tanıyan yoktur. Kimin ne yapabileceğini Özkara daha iyi bilir. Tabi, bu güvensizlik anlamında değil. Her oyuncu teknik adamlar için aynı değerdedir. Oyuna giren her futbolcu üzerine düşeni yapma gayreti içerisinde olacaktır.

Oyun sistemi olarak eleştirebilirsiniz, ama kulübün olanakları içerisinde yapılan transferler sonucu oluşturulan kadro konusunda teknik adamlara söylenecek tek söz, fazla veya eksik transfer yaptırdıkları şeklinde olabilir.. Daha öncede dile getirdik, bazı transferlere gerek yoktu. Forvette sadece Sinan’a bel bağlanamaz. Sakatlığı vardır, cezası vardır.
Teknik adamların eleştirilebileceği bir konu da: yetenekli olduğu belirtilen –ki mutlaka öyledir- ve gelecekte çok iyi olacağı ileri sürülen, dahası teknik adamların çok güvendiği Atilla’nın Nazilli maçında neden ilk 11’de değil de oyuna sonradan alındığı şeklinde bir soru sorulabilir..

Kısacası, Torku Konyaspor, ligde ve kupada üst üste beklenmedik iki yenilgi aldı.. Yeşil-beyazlı ekibin maddi, en önemlisi de prejtij ve puan kaybı oldu..

Umudumuz, bu kayıpların son olması dileğiyle Konyaspor’un bu hafta Denizlispor’u deplasmanda yenerek yeniden kendisine gelmesini ve yarışa katılmasını beklemektir..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sabit Horasan Arşivi
SON YAZILAR