Ölümüne yolculuk

Suriye başta olmak üzere Ortadoğu'nun birçok ülkesinde iç savaş devam ediyor. İç savaş nedeniyle binlerce kişi ülkesini terk ediyor. Avrupa'da kendisine iyi bir hayat kurmak için yola çıkıyor. Bu iç savaş en çok kadınları ve çocukları etkiliyor. Türkiye ateş çemberinin içerisinde kalmış durumda. Artan terör olayları, iktidarsızlık ve komşu ülkelerden devam eden göç dalgası Türkiye'yi önemli bir sınavdan geçiriyor. Cenevre Sözleşmesi'ne göre de Orta Doğu'dan göç eden insanlar mülteci sayılmıyor. Sadece sağlık, barınma ve çeşitli sosyal yardımlar yapılıyor. Bu da mültecilerin Türkiye'de çalışarak yaşamasına imkan vermiyor. Buna rağmen Türkiye'ye son 4 yılda 2 milyonun üzerinde aile göç etti. Konya'da da 2011 yılından bu yana 70 binin üzerinde kişi göç etti. Valiliğin açıkladığı resmi rakamlara göre ise Konya'da 45 bin mülteci bulunuyor. Ancak Avrupa ülkeleri İslamafobi'nin de etkisiyle mültecileri ülke sınırlarına almıyor. Savaştan kaçıp Türkiye üzerinden Avrupa'ya akın eden yüzbinlerce mülteci ölüm yolculuğuna çıkıyor.  Almanya gibi birçok ülkede yabancı düşmanlığı zirve yapmış durumda. Mülteci kampları saldırıya uğruyor.

GÖÇ DALGASI BÜYÜYOR

Ülkelerini terk etmek zorunda kalan binlerce mülteci uzun süredir Türkiye'ye sığınmalarına rağmen kimileri, çalışma izinleri olmaması nedeniyle iş bulamıyor, kimileri ise çalıştıkları halde işverenlerinden maaşlarını alamadıkları için ekonomik zorluklarla mücadele ediyor. Avrupa’ya geçiş için Türkiye’yi köprü olarak kullanan mülteciler Ege Denizi’ni aşarak Yunanistan adalarına akın ediyor. Türkiye’nin Ege sahillerinden hergün binlerce mülteci adayı, bu bölgelerdeki simsarlar aracılığıyla lastik botlara doluşarak, karşı yakaya geçmeye çalışıyor. Konu hakkında gazetemize açıklamalarda bulunan Şefkat-Der Genel Başkanı Hayrettin Bulan, mültecilerin yaşadığı sıkıntıları bir kişiye yıkmanın doğru olmayacağını belirtti. “Bu dramda bizim de payımız var” diyen Bulan şunları kaydetti: “Eğer bu mülteciler Türkiye'de rahat bir yaşam içerisinde olsalardı. Bu umut yolculuğuna çıkmak zorunda kalmayacaklardı. Evet bu yaşananların en büyük nedeni zalim liderlerdir. Ama bizim de bunda payımız var. Ahırdan bozma yerlere çok fazla kira parası istiyorlar. Suriyeli ailelere kira fiyatı çok yüksek miktarda veriliyor. Ensar-muhacir diyerek duygusal yaklaşıyoruz ama bunu göremiyoruz. Yevmiyeyi düşürdükleri için Suriyeli işçelere linç girişiminde bulundular. Çocuklu ailelerde zor durumda ve riskli yolculuklara çıkmak zorunda kalıyor.”

ÇOCUKLAR UÇAKTAN KAÇIYOR

Bodrum'da ölen Suriyeli çocuğun üzerinden sosyal medyada naralar atıldığına dikkat çeken Bulan, “Biz, elimizden geldiği kadar ilgilenseydik bağrımıza bassaydık insanların gitmesine gerek kalmayacaktı. Bu aileler ölmeyecekti. Bunu göz önünde bulundurmalıyız. Maalesef bir dışlanma söz konusu. Dolayısıyla bu günaha, bu ayıba hepimiz ortağız. Zalimden kaçarak bizim ülkemize sığınanlara kardeşlik yapmadık” dedi. Konya'da yaşayan Suriyeli bir çocuğun askeri uçağı görünce bomba atacağını düşünerek kaçmaya başladığını ve o esnada çocuğa araba çarptığını söyleyen Bulan, “Çocuklar uçak gördükleri zaman, uçak sesi duydukları zaman çok korkuyorlar. Şu an bu çocuğun öğrendiğimiz kadarıyla hayati tehlikesi sürüyormuş. Sağlık görevlisi arkadaşlarımızın anlattığına göre Türk çocukların aşıdan korktuğunu ve ağladığını söylüyorlar. Suriyeli çocuklar ise ağlamadan kolunu uzatıyormuş. Çocuklar, çocukluklarını bile yaşayamıyor. Mendil satan çocuğa esnaf birlik olup dövüyor. Tarım ve  inşaat işçileri linç ediliyor. Konuşmaktan ziyade somut bir adım atılmalı. Suriyeliler Türkiye'de suça karışmıyor. Mağdur olanlara kucağımızı açmalıyız” diye konuştu.

MEHMET AKİF SÜTÇÜ merhabahaber.com