Nevzat Laleli

Nevzat Laleli

Nereye gidiyoruz yazı serisi: Milli Görüşte 40 Yıl

Nereye gidiyoruz yazı serisi: Milli Görüşte 40 Yıl


1950’lili yıllardan sonra başlayan ve ülkemiz insanını iki büyük kampa ayıran sağcılık ve solculuk kavramlarına 1969 yılından itibaren bir kavram daha katıldı. Bu kavrama kısaca “Milli görüş” ismi verildi.

Halkımız, 70’li yıllara kadar sağcılığı Müslümanlık, solculuğu ise Müslümanlığın karşıtlığı manaları yüklerken gerçekte bu kelimeler halkın ona yüklediği manalar ile değil ekonomik kavramlarla izah ediliyordu. Bilhassa devlet, hükümet ve parti Genel Başkanlığının bu kelimelere yüklediği manalara göre sağcılık AB ve ABD’nin başta ekonomik olmak üzere ahlaki değerlerini anlatırken solculuk ise Avrupa’nın doğusundaki ülkelerin ve bilhassa Rusya’nın taşıdığı değerleri vermekteydi.

Bu kör dövüşü 70’li yıllara kadar devam etti ve “Milli görüşün” ortaya çıkmasıyla artık bu kör dövüşünü yürütemez hale geldiler ve bu kelimeleri kullanmamaya başladılar.

Aslında olanı karikatürize etmek gerekirse, başta ekonomi olmak üzere bütün değerlerimizin yoldan ve hem de otobandan çıkmasını sağlayan bu görüşlerden biri arabayı yolun sağında ki şarampole devirdi, diğeri ise yolun solundaki şarampole devirdi. Halbuki bizler, “Arkadaş… Otoban yolunda gitmek varken, ne diye sizin arabanıza bineceğiz de ölümlerden ölüm beğeneceğiz?” demeliydik.

MİLLİ GÖRÜŞ NEYDİ

Milli Görüş milletimizin 1000 yıla yakın hem kendinin huzurlu ve refaha kavuştuğu ve hem de bütün insanlığa da her sahada örnek olduğu görüştü. Ekonomisi, ahlaki yapısı, adil düzeni, siyasi yapısı, hukuki kuralları hep bu görüşün tesiri ile şekillenmişti. Bu yapı ile dünyanın efendisi olan milletimiz bütün insanlığa adalet, insanlık, huzur ve refahı götürmüştü.

İstanbul feth edileceği zaman atalarımızı tanıyan İstanbul’un Rum halkı “Biz, Kardinal şapkası görmektense, Müslüman sarığı görmeye razıyız” demeleri ile kale zaten gönüllerde feth edilmiş, iş sadece surların yıkılmasına kalmıştı.

Milli Görüş, Sultan Alparslan’ın Malazgirt’te ki meydan savaşını kazandığı görüştü.

Milli Görüş, Sultan Fatih’in İstanbul’u alırken kalbinde taşıdığı görüştü.

Milli Görüş, Yavuz Sultan Selim’in, Kanuni Sultan Süleyman’ın görüşüydü.

Milli Görüş, İstiklal harbinde ve Çanakkale’de Mehmetçiğin kalbinde taşıdı görüştü.

Milli Görüş, şehitleri Şehit yapan, gazileri Gazi yapan görüştü.

YENİDEN MİLLİ GÖRÜŞ

1969’da siyasi platforma yeniden avdet eden Milli Görüş, o günden bu güne çığ gibi büyüdü. Ülkemizin her tarafında tanındığı gibi dünya ülkeleri arasında da yakinen tanındı.

Mesela AB ve ABD ülkeleri ile İsrail, "Milli Görüş"ün ne olduğunu yakından bilmektedirler. Milli Görüş sahiplerinin, kendi “İşbirlikçileri” gibi hareket etmeyeceklerini ve ülkemizde uzun yıllar uyguladıkları sömürü düzeninin ellerinden kaçıracaklarını bildiklerinden her türlü önlemi almaya çalışmaktadırlar.

Ama “Hak, gelince Batıl zail olur” hükmünce bu çırpınışları boşunadır. Er veya geç korktukları başlarına gelecek milletimiz yine Milli Görüş etrafında toplanacak ve milli görüş güneşi yine bütün insanlığı ısıtacaktır.

Şimdi aradan 40 yıl geçmiştir ve Milli görüşün ülkemizde yayılmasında emeği geçek ilkler zaman zaman bir araya getirilmekte ve kendilerine teşekkürler edilmektedir. Ben de bu vesile ile size, 40 yıl değil 41 yıl (1969 ve 2009 yılları dâhil) bir Milli Görüşçüyü tanıtmak istiyorum. Bakalım sizler de kendisini tanıyabilecek misiniz?

41 YILLIK MİLLİ GÖRÜŞCÜ

1946 yılında Konya’da doğdu, İlk, Orta ve liseyi Konya’da tamamladı.

1968 – 69 öğrenim yılında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Yüksek Okulunda (şimdiki Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi) Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın öğrencisi oldu. Prof. Dr Erbakan’ın; “Seni yetiştireceğiz” ifadesiyle gönderdiği “Bizim Anadolu Gazetesinin” Ankara bürosunda muhabirlik ve gazetecik mesleğine başladı.

Yine Sayın Erbakan’ın ihtilaflı Odalar birliği seçimlerini bir gazeteci olarak takip etti.

1969 seçimlerinde ki “Bağımsız milletvekilleri” hareketinde Ankara Milletvekili adayı Elektrik Mühendisi Osman Kirişcioğlu (merhum) ile birlikte çalıştı.

1970 yılında MNP Milli Nizam Partisi Kurulunca o partinin Gençlik Kolları Genel Başkanlığına getirildi ve parti Anayasa mahkemesi tarafından kapatılıncaya kadar bu görevini sürdürdü. Partinin ilk yayın organı olma hüviyetine kavuşan “TEK NİZAM” gazetesini çıkardı onun sahiplik ve yazarlığını yürüttü,

1971’de MSP Milli Selamet Partisinde önce Yenimahalle ilçe Başkanlığına, 1974’de MSP Gençlik Kolları genel Başkanlığında getirildi ve burada 2 yıla yakın görevi yaptı.

1972’de Makine Mühendisi olarak mezun oldu ve mesleki çalışmaları yanı sıra siyasi çalışmalarına hiçbir şekilde ara vermeden devam etti.

1976 da sanayi ve Teknoloji Bakanlığında Bakan danışmanlığı ile “Ağır Sanayi Yüksek ihtisas okulu yönetim kurulu Başkanlığını” yürüterek, kurulmakta olan “Ağır Sanayi” ye eleman hazırladı,

1977 seçimlerinde Ankara Milletvekili adaylığı yaptı,

1978 de Genel Merkezi Konya olan Kur’an Kursları federasyonu kurdu ve Genel Başkanlığını 12.Eylül.1980’ne kadar yürüttü,

1980 yılında MGV Milli Gençlik Vakfı Genel Başkanlığına getirildi ve bu görevi kesintisiz 17 yıl sürdürdü. Vakıftan ayrıldığında vakfın, 1878 Şube ve Temsilciliği vardı.

1987 seçimlerinde Denizli Milletvekili adayı oldu,

1990 da “Gençler için GENÇLİK” dergisi ile “Çocuklar için KIVILCIM” dergilerini çıkardı, 7 yıl bunların sahiplik ve yazarlığını yaptı.

1995 seçimlerinde Ankara milletvekili adayı oldu. Seçildiği radyo tarafından ilan edilmesine rağmen gece saat 12'den sonra CHP'nin barajı geçtiği(!) ilan edilince milletvekilliği yapamadı,

1997 de yapılan MGV genel kurulunda Genel Başkanlık görevini devrederken kendisine ittifakla “Milli Gençliğin Şeref Başkanı” unvanı verildi.

2006’dan sonra 27’si mahalli gazete ve 10 kadarı Web sayfasında olmak üzere birçok yerde yazılar yazarak halkın olaylara “Milli Görüş” gözlüğü ile bakmasını sağlamaya çalıştı.

Evet… Tanıyabildiniz mi, bu Milli Görüşçüyü?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nevzat Laleli Arşivi
SON YAZILAR