Müslümanlar ölüyor

Müslümanlar ölüyor

Op. Dr. Gökhan Darılmaz, Dört Halife Dönemi’nde gerçekleşen olaylara dikkat çekerek, İslâm devletinin zayıf noktalarını ve Müslümanların siyasi yönden düştüğü açmazlar ile karşılaşılan problemlerini dile getirdi.

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Cuma Sohbetleri’nde “Peygamber Sonrası Dört Halife Dönemi” anlatıldı. Gazezler Kültür Konağı’nda gerçekleştirilen ve çok sayıda dinleyicinin dikkatle dinlediği sohbete konuşmacı olarak katılan Dr. Gökhan Darılmaz, “Konunun iki ayağı var. Birincisi, Peygamberin vefatıyla başlayan ve belki de daha ilk gün tohumlarını atan ve ayrışmayı tetikleyen ve İslâm dünyasına ileride çok büyük açılar kazandıracak ilk Benî Sakife meselesiyle başlayan, arkasından her bir halifenin gelmesiyle gittikçe derinleşen ve özellikle dördüncü halife Hz. Ali’den sonra saltanata dönüşen bu süreç içerisinde bir çok kaynakta farklı farklı anlatılan ve günümüzde iki ucu kavuşması neredeyse imkânsız hale gelen ekollere, maalesef değişik fırkalara dönüşen süreci anlatıyor” dedi. Şia ve sünni kaynaklara dayanarak dile getirdiği Dört Halife döneminde cereyan eden olaylara tarafların görüşlerini de dikkate alarak konuyu değerlendirmeye çalışan Dr. Darılmaz, sırasıyla Dört Halife Hz. Ebubekir, Hz.Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dönemini hadiseleriyle birlikte ele aldı. Sözlerine “Bugün yaşadığımız ayrılıkların aslında o gün başlayan ve çok küçük gibi görünen ama sonrasında çok büyüyen derin izler oluşturan ve bugün Haricilerin en sert, Şianın en sert, Ehli Sünnetin en sert ekollerinin nerdeyse birbirleriyle savaş halinde olduğu ve her gün bu anlamda birçok Müslümanın öldüğünü duyuyoruz” şeklinde devam ederek tarihsel arka planının Dört Halife dönemine kadar uzandığını kaydetti.

MUTLAK DOĞRU DÖNEMİ PEYGAMBERLE BİTTİ

Peygamber Efendimiz’in 8 Haziran 632 yılında vefatından sonra Müslümanların birden bire karşı karşıya kaldıkları şeyin “mutlak doğrunun bitmesi” olduğuna işaret eden Dr. Darılmaz, “Çünkü Allah’la olan irtibat bitti. Resulü Ekrem’in vefatı elbette ki her şeyin kontrol edildiği, nasıl olması gerektiği, acaba doğru mu, bazı münafıkların yaptıklarının haber verildiği dönemi bitirmiş olduk. Şimdi birden bire genç bir İslâm Devleti ve bunun başına nasıl bir sistemle, nasıl bir seçimle yapılacağı belli olmayan bir karışık ve kaotik durumla” karşılaşıldığına dikkati çekti.  Müthiş bir kabilecilik, kavmiyetçilik ve dengeler ile işte Kureyşin egemenliği, ensarın ‘biz hakettik. Siz zaten kovmuştunuz biz sahiplendik bu dini. Bütün eziyeti biz çektik. Dolayısıyla bu bizim hakkımızdır’ deyişleriyle Peygamberin 10 günlük hastalık döneminde yavaş yavaş kulislerin oluştuğunu ve Usame’nin komutasında bir savaş hazırlığın olduğu zaman diliminde Peygamber Efendimiz’in vefat haberinin gelmesiyle başlayan durumu özetlemeye çalıştı. Haritalar göstererek yeşille çizilen yerlerin Peygamber dönemindeki İslâm devleti sınırları olduğunu ve beyaz yerlerin de Hz. Ebubekir döneminde alınan yerleri işaret ettiğini söyleyen Darılmaz, o dönemin iki büyük Doğu Roma İmparatorluğu ile Sasani Devleti arasında kalan ve hiçbir sistemi daha henüz oturmamış İslam Devletinin Peygamber sonrası Dört Halife döneminde karşı karşıya kaldığı zorlukları dile getirdi. Günün anısına HİSDER plaketini Hisder Başkan Vekili Mustafa Dündar ve Genel Sekreter Abdurrahman Karaağaç birlikte takdim ettiler.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.