Modernizm tehdidi

Modernizm tehdidi

Modernizmin Müslümanları tek tipliliğe ve hoşgörüsüzlüğe ittiğini kaydeden Prof. Dr. İbrahim Özçoşar, “Müslümanların tek referansı İslam olmalıdır” dedi

Mardin’de düzenlenen 14. Ufuk Turu Toplantısı’nın ilk oturumunda İslam ve Sosyal Sorumluluk Kavramı ele alındı. Oturumda ilk olarak Prof. Dr. Ahmet Önkal “Asrı Saadet’te Sosyal Sorumluluk” konulu sunum yaptı. Toplumun diğer fertlere karşı sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Önkal, “Peygamber efendimiz beşerin oluşturduğu toplumun dünya ve ahret saadeti için çaba göstermiştir. Bir toplumda konulan kurallara riayet edilmiyorsa orada sorunlar çıkacaktır.  Devletin o sorunlara karşı müdahale etme hakkı vardır. Müslüman bireylerin de topluma müdahale etme hakkı vardır. Günümüzde sosyal sorumluluk çalışmaları hakkında bazı çalışmalar yapılmaktadır. Fakat bunlarda daha çok şirketin menfaatleri ön planda tutulmaktadır. Fakat sivil toplum kuruluşların sosyal sorumluluk çalışmaları menfaat amaçlı değildir” dedi. İslam kardeşliği üzerine ortak bir kimlik oluşturulması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Önkal, “Etnik farklılıklar bazı çevreler tarafından sürekli kaşınmaktadır. Kürt kardeşlerimiz Kürtlüğüyle, Arap kardeşlerimiz Araplığıyla gocunmamalıdır. İslam’ın üst kimliği, üst çatısı hep korunmalıdır.  Bu anlayışı İslam ülkelerinde yaygınlaşmalıdır” diye konuştu.

İSLAM’DA SOSYAL SORUMLULUK HEP OLDU

Prof. Dr. Mustafa Ağırman ise “Tarihi Süreçte Sosyal Sorumluluk” başlıklı bir sunum yaptı.  Prof. Dr. Ağırman, İslam dininde sosyal sorumluluk çalışmalarının her dönem olduğunu söyledi. Prof. Dr. Mustafa Tekin ise  “Günümüzde Sosyal Sorumluluk” başlıklı bir sunum yaptı. İnsan olarak dünyaya geldiğimiz için her zaman sorumluluk içerisinde olunduğunu kaydeden Tekin, “Bu memleketi hiçbir ideoloji yıkmaz. Boşvermişlik en büyük tehdittir. Yaşanan olaylara kayıtsız kalamayız. Müslümanlar güncel sorunları konuşmak yerine tarihi konuşuyor. Bugün nasıl adaleti nasıl tesis edeceğiz? Bu soruyu sormamız lazım. Dışarıdaki realiteyi okuduğumuz metinlerin içerisine sığdırıyoruz. Günümüzdeki sorunlara odaklanmamız lazım” ifadelerini kullandı.

TÜKETİME ODAKLANMIŞ BİR TOPLUM VAR

Toplumda yaşanan sorunlar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Tekin, şunları söyledi: “Borçlandırılmış insanın imal edildiğini bir döneme giriyoruz. Bu özgürlükle ilgili sorun. Tüketime odaklanmış insanlar zihin olarak başka şeyler düşünemezler. İnsanlar bunun dışında başka bir şey düşünemezler. Bugün en büyük sorunumuz budur. Eğitim öyle propaganda ile çözülecek mesele değildir. Batı toplumunda toplumun temeli bireye dayanır. İslam dünyasında ise aileye dayanır. Fakat bizde de durum buna doğru ilerliyor. Çocuklarımız yalnızlaşıyor. Eve gelen misafirlere bile hoş geldin demiyor. Aileyi mutlaka korumak zorundayız. Aile dağıldığı zaman toplumun tamamı dağılıyor. Süt bankaları, üç ebeveynli aileler gibi ahlaki sorunlara dikkat çekmemiz lazım.  Neslin korunması gereken mesele mutlaka aile etrafında gündeme getirilmelidir. Sivil toplum kuruluşları bu konuda faaliyetlerini artırmalıdır. Dini kavramların bir kısmı maalesef kirlendi. Bunu nasıl temizleyeceğiz. Bu konuda çalışmalara yapılmalı. Liyakata, adalete önem vermek zorundayız. Liyakat gerçekleşmediği sürece boşu boşuna cebelleşiriz. Sözünde duran bir nesil yetiştirmeliyiz. Genç nesilde gaye ve amaç sorunu var. Topluma karşı duyarsızlaşmış bir aile sorunu var. Bu sorunların çözümü için çalışmalar yapılmalıdır.”

MÜSLÜMANLAR’IN REFERANSI İSLAM OLMALI

Prof. Dr. İbrahim Özçoşar ise “Çevremize Karşı Sosyal Sorumluluk” konulu bir sunum yaptı.  Modern zamanlarda içi boşaltılmış bir çevre sorununun ortaya çıktığını kaydeden Prof. Dr. Özçoşar, “Hayat pratikleri içerisinde olmayan bir İslam, İslam değildir. İslam bütün insanlığın ihtiyaç duyduğu hayati dair her şeyi bünyesinde barındırır. Bir Müslüman için hayattaki çok şey ibadet vasfı da taşır. Çevreye yönelik sorumluluk ise bunlardan biridir. İslam ve Müslümanların çağın suçluları ilan edildiği bir dönemde Müslümanlar İslam’ı referans almalıdır. Müslümanlar hayatın farklı alanlarında Müslüman olarak kalma sorunu yaşıyor. Gündemin şekillendirdiği bir ‘İslamcı’ tipi yaygınlaşmaya başladı. Gelinen nokta İslami kuruluşların ve Müslüman bireylerin zamana hükmetme gibi bir sorumluluğu var.  Müslüman kimliğimizle güncel kimliğimiz arasında kavram karmaşası yaşanıyor. Modern dönemler Müslümanı tek kimliliğe, hoşgörüsüzlüğe itiyor. 4 halife döneminde ve Osmanlı döneminde gayri Müslimlere yönelik hoşgörü vardı. Cumhuriyet döneminde bu hoşgörü sona erdi” dedi.

15 Temmuz’dan sonra FETÖ üzerinden bütün cemaatlere yönelik büyük bir saldırı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özçoşar, “Cemaatlerin işi devlete adama yerleştirmek değil, iyi insan yetiştirmektir.  Cemaatlerin FETÖ’den boşalan yerlere yerleşmek gibi hedefleri olmamalıdır” ifadelerini kullandı.

İBRAHİM BÜYÜKEKEN/MARDİN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.