Mimarlar Odası Genel Başkanı Muhcu: Yağma Ve Diktatörlük Kaçak Sarayla Taçlandı

Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, bugün ülkede yağma ve diktatörlüğün hüküm sürdüğünü belirterek, "Bu yağma ve diktatörlük, Ankara'daki cumhuriyetin simgesi olan Atatürk Orman Çiftçiliği'ni hukuksuz bir şekilde katledilerek yapılan kaçak sarayla taçlandırılmıştır." dedi.

Mimarlar Odası tarafından 44. dönem Kent, Kültür ve Demokrasi Forum buluşmalarının ilki Muğla'da, "Kıyı Kentlerimiz" teması kapsamında başladı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi'ndeki forumun açılışına Vali Amir Çiçek, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, Mimarlar Odası Genel Başkanı Muhcu, mimarlar ve çevre dernekleri yetkilileri katıldı. Mimarlar Odası Muğla Şube Başkanı Osman Köseoğlu, açılış konuşmasında ülkede rant odaklı talan politikalarıyla adeta yağmacılığın hâkim olduğunu ileri sürdü. Kısa vadede ranta dönüşebilecek bütün doğal ve kültürel mirasın talan edildiğine dikkat çeken Köseoğlu, "Kamusal alanlarımız, kıyılarımız denizlerimiz, ormanlarımız, sulak alanlarımız, kültür mirası varlıklarımız tehlike altındadır. Hızlı ve rant odaklı yapı üretim süreçleri sayesinde kentler, kimliğini ve özgünlünü kaybetmektedir. Doğal ve kültürel değerler açısından çok zengin bir mirasa sahip olan Muğlamız da saldırı altındadır." ifadelerini kullandı. Genel Başkanı Muhcu ise Türkiye'de şehirleşmenin her zaman sancılı bir süreç olduğuna dikkat çekti. Marmara depreminden sonra yağma sürecinin devreye sokulduğunu anlatan Muhcu, "Ülke toprağının tamamı, yağmaya engelsiz bir şekilde açıldı. Kent merkezleri tarihî değerlerini yok ederken doğal ve yeşil alanlar, çevre değerleri, ormanlar, milli parklar yağmanın ve ekonomik finansmanın aracı haline geldi. İkinci olarak diktatörlüğün inşa politikaları da bu süreçte başlatılmıştır. Neden diktatörlük? Çünkü yağma gerçekleştirilirken onun önündeki bütün kamu kurumları, hattâ toplum kuruluşları, demokrasinin güvencesi olan kesimler bir engel olarak görüldü. Ya hizaya getirildi ya işlevsizleştirildi ya da yok edildi. Böyle bir süreç içerisinde hukuk anlamsızlaştı, yargı kararları geçersiz oldu. Bugün pek çok yaşadığımız hukuksuzluk, bu süreç içerisinde gerçekleştirildi." şeklinde konuştu.

Muhcu, Atatürk Orman Çiftliği'nde yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın sadece Ankara'nın bir yeşil alanında yapılan bir bina olmadığının altını çizerek şunları söyledi: "Yağma ve diktatörlük sürecisinin simgesidir. Bunun simge olması için de kamusal olanaklar seferber edilmiş ve nihayetinde cumhuriyetin 91. yılında bu kaçak sarayın açılışının yapılmasıyla denmektedir ki, 'Artık cumhuriyete son verilmiştir. Yeni bir dönem başlamıştır. Bu dönem, bizim dönemimizdir. Biz bu dönemde istediğimiz her kararı alabiliriz ve engelsiz yürürlüğe sokabiliriz.' Bu ülkenin taşıdığı toplumsal potansiyeller, tarihsel birikimi, demokratik deneyimleri ve yaşadığı tarihsel gerçekler nedeniyle biliyoruz ki aslında her şeye hâkim olduğu zannedilen dönem, sonun bir başlangıcıdır."

Başkan Gümüş ise Menteşe'nin özel çevre koruma bölgesinde olması sebebiyle bugüne kadar korunduğunu ve bundan sonra da korumaya devam edeceklerini söyledi. Başkan Gürün de Muğla'nın kıyı ve kırsal olarak iki kesimden oluştuğunu ifade ederek, "Kırsalda 105 ören yerimiz var. Bunların 22’sinde kazı çalışmaları var. Buradaki değerlerimiz, çok şükür yerin altında sağlam duruyor. Kıyı kesimi ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemelerle herkesin iştahını kabartıyor." şeklinde konuştu.

Açılış konuşmaların ardından "Muğla'da Kıyı, Mimarlık ve Kentleşme" konulu sunumlar yapıldı. CİHAN