Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Meclis-î Meb’usan Fesh Olunca, Yeni TBMM Oluşuyor

Meclis-î Meb’usan Fesh Olunca, Yeni TBMM Oluşuyor

Osmanlı Meclis-i Meb’usanı için Anadolu tarafının çalışmaları ile seçim yapılmış ve yapılan seçimlerde seçilen Vekillerin Osmanlı Hükümeti tarafının dışarıda yapılması isteğine rağmen Anadolu’nun istemi ağır basarak İstanbul’da toplanması ön plana girmiştir.
Ancak Meclis üyelerinden bazılarının Ermeni katliamından suçludur diye, İtilaf devletleri tarafından tutuklansalar da gerek İstanbul’da olan, gerekse yurdun diğer yerlerinden seçilerek gelen Meb’usların iştirakiyle Meclis 1920’de toplanmış.
Ne yazık ki toplanan bu mecliste Anadolu tarafının talimatına göre meclis başkanlığına getirilmesi istenen Mustafa Kemal Paşa seçilmiyor. Hatta Müdafaa-i Hukuk grubu yerine de "Felah-ı Vatan" adlı bir grup ortaya çıkarılıyor..
"Milli Mücadele" için tehlike yaratacak bu duruma sinirlenen Mustafa Kemal Paşa, Ankara toplantısında söz verip yerine getirmeyen bu milletvekilleri için; "Sözlerinde durmayan bu efendiler imansızdırlar. Korkaktırlar, cahildirler.” diye kızmış oluyor.
Ancak sevindirici ve olumlu bir gelişme de yaşanıyor.
Sivas Kongresi kararlarının, görüşülmesi sırasında Mustafa Kemal’e inançla bağlı genç milletvekillerinin baskısıyla Kongre kararları onaylanıyor.. 17 Şubat 1920’de oybirliği ile altı maddelik Misak-ı Millî’yi, "Hatt-ı Mütareke dâhil ve haricindeki Türklerle meskûn toprakları bölünmez bir bütün olarak kabul etmekle beraber, Arap topraklarından, bağımsız bir Türkiye için feragat edeceğini dünyaya ilan ederek Misak-ı Millî de kabul edilmiş oluyor.
***
İtilaf Devletleri ise bu gelişme karşısında tedirgin oluyor ve Sevr Antlaşmasını Osmanlı hükümetine kabul ettirmek amacıyla 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal ediyor.
Meclis buna rağmen 18 Mart’ta bir kez daha toplanıyor ama bu toplantı son toplantı oluyor.
İtilaf Devletleri tarafından Meclis basılınca. Meclis kendisini fesh ediyor. Padişah tarafından 11 Nisan’da Meclis ve Meşrutiyet kapatılıyor.
***
Kapatılan meclisin İstanbul’da çalışamayacağı anlaşılınca ipler kopuyor ve İstanbul Hükümeti ile Anadolu birbirinden ayrı hükmetme durumuna giriyor. Ve yeni bir karar alınıyor.
Meclis Ankara’da TBMM adıyla açılacak vekiller burada toplanacaktır.
İstanbul’daki Vekillerin Ankara’ya gitmesine İtilaf kuvvetleri razı olmuyor ise de vekiller çeşitli yollarla Ankara’nın yolunu tutuyor.
***
İçlerinde Konya Meb’usu olarak Mehmet Vehbi  (Hadîmî Vehbi Hoca), Hacı Bekir Sümer, Kazım Hüsnü, Musa Kazım Göksu, Ömer Vehbi Büyükyalvaç ve Antalya Meb’usu Hamdullah Suphi Tanrıöver’in bulunduğu yirmi kişi trenle Ankara’ya hareket ediyorsa da İngilizlerin durumu anlayıp Arifiye İstasyonu’nda tevkif edecekleri haberini alınca daha geride trenden inip karayolu ile Ankara’ya ulaşıp TBMM 1. Dönemine katılabiliyorlar.
***
Meclisin Ankara’da açılması kararı ile Mustafa kemal Paşa, Hey’et-i Temsiliye Başkanı olarak bir davet yayınlıyor.
Bu daveti daha önce de yayınlamış olsam da bir kez daha ibreti âlem için yayınlamış olmaktayım.
***
1- Tanrının lûtfuyla Nisanın 23'üncü Cuma günü, cuma namazından sonra, Ankara'da Büyük Millet Meclisi açılacaktır.
2- Vatanın istiklâli, yüce Hilâfet ve Saltanat makamının kurtarılması gibi en önemli ve hayati görevleri yapacak olan Büyük Millet Meclisi'nin açılış gününü cumaya rastlatmakla, o günün kutsallığından yararlanılacak ve bütün sayın milletvekilleriyle Hacı Bayram Velî Câmi-i Şerifi’nde cuma namazı kılınarak Kur'an'ın ve namazın nurlarından da feyz alınacaktır. Namazdan sonra, Sakal-ı Şerif (118) ve Sancâk-ı Şerif (119) alınarak Meclisin toplanacağı yere gidilecektir.
 Meclise girmeden önce bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir. Bu merasimde Câmi-i Şeriften başlayarak Meclis binasına kadar Kolordu Komutanlığı'nca askerî birliklerle özel tören düzeni alınacaktır.
3- Açılış gününün kutsallığını belirtmek için bu günden başlayarak vilâyet merkezinde, Vali Beyefendi Hazretlerinin düzenleyeceği şekilde, hatim indirilmeye ve Buhari-i Şerif (120) okunmaya başlanacak ve Hatm-i Şerifin son kısımları uğur getirsin diye cuma günü namazdan sonra Meclis'in toplanacağı yerin önünde tamamlanacaktır.
4- Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde bu günden itibaren aynı şekilde Hatm-i Şerifler indirilmesine ve Buhari-i Şerif okunmasına başlanarak, cuma günü ezandan önce minarelerde salâ verilecek, hutbe okunurken, Halifemiz, Padişahımız Efendimiz Hazretleri'nin mübarek adları anılırken, Padişah Efendimiz’in yüce varlıklarının, şanlı ülkesinin ve bütün tebaasının bir an önce kurtulmaları ve saadete kavuşmaları için ayrıca dua okunacak ve cuma namazının kılınmasından sonra da hatim tamamlanarak yüce Hilâfet ve Saltanat makamı ile bütün vatan topraklarının kurtuluşu için girişilen Millî Mücadele'nin önemini ve kutsallığını, milletin her bir ferdinin, kendi vekillerinden meydana gelmiş olan bu Büyük Millet Meclisi'nin vereceği vatani görevleri yapmaya mecbur olduğunu anlatan vaazlar verilecektir. Daha sonra, Halife ve Padişah'ımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, selâmeti ve istiklâli için dua edilecektir. Bu dinî ve vatanî merasim yapıldıktan ve camilerden çıkıldıktan sonra, Osmanlı vilâyetlerinin her tarafında, hükûmet konağına gelinerek Meclis'in açılmasından dolayı resmî tebrikler yapılacaktır. Her tarafta cuma namazından önce uygun şekilde Mevlid-i Şerif okunacaktır.
5- Bu tebliğin hemen yayınlanarak her tarafa ulaştırılabilmesi için her vasıtaya başvurulacak, sür'atle en ücra köylere, en küçük askerî birliklere, memleketin bütün teşkilât ve kuruluşlarına ulaştırılması sağlanacaktır. Ayrıca, büyük levhalar halinde her tarafa asılacak ve mümkün olan yerlerde bastırılıp çoğaltılarak parasız dağıtılacaktır.
6- Yüce Tanrı'dan tam bir başarıya ulaştırması niyaz olunur.
Hey'et-i Temsiliye adına Mustafa Kemal 22 Nisan 1920 tarihinde de şu küçük tebliği yayınladım: Telgraf dakika geciktirilmeyecektir. 22.4.1920
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR