Kurumlar sürdürülebilir olmalı

Kurumlar sürdürülebilir olmalı

Selçuklu Yayın Grubu Geleneksel Gündem Toplantıları'nın konuğu olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, kurumlarda uygulanan politikalarda kurumun sürdürülebilirliğine zarar verilmemesi gerektiğini söyledi.

Selçuklu Yayın Grubu Geleneksel Gündem Toplantıları'nın konuğu olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, kurumlarda uygulanan politikalarda kurumun sürdürülebilirliğine zarar verilmemesi gerektiğini söyledi
Selçuklu Yayın Grubu Geleneksel Gündem Toplantıları'nın bu ayki konuğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Halil Etyemez oldu. Konya TV ekranlarından da canlı yayınlanan toplantının moderatörlüğünü Selçuklu Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Arslan yaptı. Halil Etyemez toplantıda, Selçuklu Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Arslan, Merhaba Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kerem İşkan, Konya TV Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Turan, Merhaba Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Rasim Atalay, Konya TV Haber Müdürü Ali Sait Öge, Konya TV İletişim Koordinatörü Hakan Markupçu ve Yenigün Gazetesi Editörü Hasan Ayhan'ın sorularını yanıtladı.

66.jpg


Mustafa Arslan: İlk Bakan Yardımcılığı çalışma dönemi sizde. Bakanlık üzerinde son günlerde bir takım tartışmalar oldu. Bu tartışmalar sonrası Ankara'nın havasından bahsedebilir miyiz?

Halil Etyemez: Erken emeklilik konusu bu dönemde en çok tartışılan konu oldu. Sosyal Güvenlik Sistemi eskiden ayrı ayrı kurumlardan oluşuyordu. Bunlar birliştirilerek Sosyal Güvenlik Kurumu adı altında toplandı. SGK, 76 milyonu çatısı altına alarak hizmet etme amacı güden bir kurum. Bu kurumun uzun vadeli yaşaması gerekiyor. Sürdürülebilir olması gerekiyor. Bu açıdan tartışmalara iyi bakmak lazım. SGK dünyanın birçok ülkesinde yok. Bütün vatandaşları kapsamına almış bir kurum. Bizde devletin kendi eliyle planlaşmış bir kurum SGK.  Uygulamalar SGK'ya zarar verilmeden yapılmalıdır. Hem vatandaş hakları korunmalı hem de, bu kurum devam etmeli. Tedbirli gitmeliyiz. 18 yaşında sigortalı olarak işe girmiş bir insan üzerinden örnek verelim. Bayanlar 20 yıl da 38 yaşında, erkekler 25 yıl 43 yaşında emekli oluyordu. Bir adamın 90 yaşında vefat ettiğini düşünürsek devlet, 50 yıl bir insanın hem parasını, hem sosyal ihtiyaçlarını karşılıyor. Tabi şunu açık ifade edelim sosyal politikalar vatandaşın ihtiyaçlarını karşılamak zorunda. Ama kurumunda ayakta durması lazım. O yüzden devletin planlı gitmesi lazım. Bizim hedefimizi sosyal güvenlik sisteminin yaygınlaştırılması ve herkesin kapsam altına alınması.

Kerem İşkan: Erken emeklilikte yaşa takılanlar ciddi bir şekilde örgütlendi. 1999 yılında bir gecede emekli olma hayalleri suya düşmüştü. Sayın Bakan bununla ilgili bir açıklama yaptı. Erken emeklilik için talepleri olanlan haklıdır ve çalışma yapıyoruz dedi. Fakat Maliye Bakanı karşı çıktı. 5 milyon insanın bu noktadaki maduriyetlerini hükümet giderecek mi? Halkın konuyla ilgili tepkileri bakanlıkta nasıl bir etki oluşturdu?

Halil Etyemez: Bakanlığımız doğumdan ölüme kadar insanları ilgindiren bir bakanlık. Biz bakanlık olarak sosyal diyaloğu güçlü bir bakanlığız ve bunu ön plana alıyoruz. Sayın bakanımızın kendisine yöneltilen sorunları değerlendiriyor. Sadece bahsettiğimiz kesimle değil, 76 milyon insanın hakkını da koruyacak çalışmaları sürdürüyoruz. Biz 2 yıl içinde birkaç tane yasa çıkardık. Bunlar ciddi tepki alan yasalardı. İşsağlığı, toplu iş sözleşmeleri gibi yasalar çıkardık. Bu yasalarda tarafları çağırıyor ve masada oturup sorunları tartışıyoruz. Beraberce sorunları çözüp yasaları çıkardık. Bugün gündemde olan taşeronluk ile ilgili yasayı da aynı şekilde tartışıyoruz. Sosyal medyada gelen her sorun bizde karşılık bulur. Ama herkesin beklentilerine cevap vermemiz mümkün değil. Bu tartışma epeyce devam edecek. Ama sorunları konuşurken, yeni sorunlar üretmemeliyiz. Sürdürülebilirlik üzerinde durmalıyız.

Ahmet Turan: Yeniden yapılandırma var mı? Sosyal güvenlik bilinci halkımızda oturdu mu, bakanlık olarak neler yapılıyor? İş Güvenliği Yasası ile ilgili belgeler iş yerleri tarafından talep ediliyor, bunula ilgili çalışmalar var mı?

Halil Etyemez: Toplumumuzda sosyal güvenlik bilinci hâla tam oturmadı. Bütün vatandaşlar kapsam altına alınmış olmasına rağmen insanlarımız hala iş bulduğu zaman sigorta istemem para yüksek olsun diyorsa, burada bir eksiklik ortaya çıkar. SGK Hatftası'ndayız şu anda. Bugün ve haftalardaki amaç bilinç oluşturmadır. En fazla SGK primi verenlere ödül veriyoruz, tanıtım faaliyetleri, toplantılar ile de SGK bilincini artırmaya çalışıyoruz. Toplumda bilinç eksik. Peki bu bilinç nedir? İnsanları kendini ilgilendiren, sağlık, emeklilik, yaşlılık ve çocuklarını ilgilendiren bilinçtir. Geçmişe oranla yine de iyi durumdayız. Bizim toplumumuzda sorun yok ama bilinç noktasında eksiklikler var. Sağlık hizmetlerindeki gelişimin payı da burada çok önemlidir. Biz bütün vatandaşların sağlık giderlerini biz sağlıyoruz. Sağlıkta birçok sistemi biz geliştirdik. Yeniden yapılandırma noktasında da şu anda böyle bir çalışma yok. İş sağlığı güvenliği noktasında da, bilinç oluşturulması gereken sistemlerden bir tanesi de bu. Daha önce müstakil olarak böyle bir yasa yoktu. Bizim dönemimizde çıkan bu yasayla işveren ve işçilerin güvenliğini sağlamayı hedefledik.Temel felsefemiz; önceden tedbir almak. Şu an Türkiye'de günde 4 işçi iş kazasından ölüyor. Bizim buna çözüm bulmamız gerekiyor. Biz insanı yaşatmayı hedefliyoruz. Bunları yaparken iş vereni de batıracak değiliz. Onların iyiliği içinde uğraşıyoruz. İşçilerimizinde kendi iyiliği için dikkatli olması lazım. Mesela inşaatlarda baret takmak zorunlu. Ama işveren bareti veriyor işçi takmıyor. Çok küçük tedbirler büyük kazaları önleyebilir.Bunların hepside bilinçle ilgili. Zihinleri değiştirmediğimizde başarılı olamayız.

Rasim Atalay: Yakın zamanda prim borçlarının yapılandırılmasına yönelik bir çalışma yapılacağı hatta, sicil affına gidileceği yönünde söylentiler var. Seçimlerin öncesinde böyle bir çalışma var mı? Geçtiğimiz dönemdeki yapılandırma çalışmalarından nasıl bir sonuç alındı?

Halil Etyemez: Şu anda böyle bir çalışma yok. Ama önümüzdeki günlerde bir anda gündeme gelebilir. Zihinler bizde çok önemli. Bizim çiftçimiz, esnafımız ve vatandaşlar geçmişte olanlara göre kendini koşullandırmış durumda. Mesela borçları ödeme, seçim öncesi bir af çıkar diye insanlar rahat davranıyor. Ama artık bu kırıldı. Bu yaklaşımlardan kaçıyoruz. Bu yüzden sorunların çözümünde ciddi mesafe katettik. Herşeyi kendi zeminine, olması gerekena oturtmak gerekiyor. Bu alanlarda sorunları olan bir ülkeyiz. Dolayısıyla devletin bu sorunları çözmesi için bazı politikaları uygulaması gerekiyor. Yatırımları artırmak için teşvikler uyguluyoruz.

Ali Sait Öge: Geçtiğimiz günlerde bakan mesleksizlik sorunu ile ilgili bir açıklama yaptı. Bunla ilgili çalışmalarınız neler, İŞ-KUR ile birlikte çalışma var mı? Yeni uygulamaya yönelik recetesiz ilaç satışına yönelik düzenleme yapıldı bunun gerekçeleri nelerdir?

Halil Etyemez: Son soruyu hemen cevap verelim. İnsamız keyfi ilaç kullanmaya çok yatkın. Kulaktan duyma ve TV reklamları ile ilaç alıyor. Bunun önüne geçmek için çalışmalar sürüyor. Bakanlık olarak vatandaşın sağlığını koruyucu önlemler almak zorundayız. Toplumda sağlığı bozacak uygulamalarla mücadele içindeyiz. Onun için recetesiz ilaç kullanımı, bilinçsizce ilaç kullanımı anlamına geldiği için bununla ilgili düzenleme yapılıyor. Nitelikli iş gücü sorusu çok önemli bir nokta. Şu an işçi arayan 215 bin işveren var bu noktada. Türkiye'de geçmişteki uygulamalar mesleki eğitimi dibe vurdurdu. Yetiştirilen okullardan mezun olan öğrencilerimiz mesleğini yapamadı. Gençlerdeki işssizlik yüzde 20 civarında. Bunu incelediğimizde çoğunluğu mesleği olmayan kişiler. Soruluyor ne iş yaparsın, her işi yaparım diyor. Bu hiçbir işi yapamam demektir. Mesleklerin akredite edilmesi geleceğe yönelik çok önemli bir konu. Mesleki eğitim kurslarının düzenlemesi var. Burada insanlar belirli mesleklerde olgunlaşarak, belgelerini alacaklar. İnsanlar artık rasgele çalışmayaca ve çalıştırılmayacak. Mesleği akredite ettirip belli alanlarda çalışacak. Sanayilerde uzmanlaşmış meslek okulları açmaya çalışıyoruz. İşadamlarının bu sorun için elini taşın altına koyması gerekiyor. Bu sorun, sanayi odaları ve iş dünyası ile çözülür. Şu anda eleman bulunamıyor. Konya'daki işssizlik yüzde 4.9. Dışarıdan işçi getirme muhabbeti yapılıyor. Nedeni nitelikli eleman eksikliği. Başka nedeni ise, insanlarımız iş beğenmiyor. İş veren isteği elemanı bulamıyor, gelen insanlarda işi beğenmiyor. Bu eğitim sürecinden kaynaklanan bir sorun.  Gelecekte iş konusunda ciddi süreçler yaşanacak.

Mustafa Arslan: Son 10 yıl üzerinden, 5 yıl üzerinden, 2,5 yıl üzerinden değerlendirmelerde bulundunuz. Hakikaten 5 yılda toplumda bir takım çözülmeler yaşandı. Boşanmaların artması ve gençlerin alışkanlıkları gibi. Ve iş beğenmeme noktasındaki çözümler. Bir dostumuz konuyla ilgili bir anasını anlattı. İş beğenmeme için bir tane genci işe almış. 1 hafta makinenin başında dursun, sadece baksın demiş. Fakat genç 3. gün işe gelmemiş. Çalışmadan beğenmiyorlar. Bizim kanaatimiz şükre ilişkin değerlerimizde aşınmalar meydana geldi. Konya'yı ele alırsak aile yapısını güçlü olduğu ve insanların biribirine yardım ettiği bir taplum var. Fakat diğer taraftan hegonist bir gençlik yetiştiriyoruz. AK Parti hükümeti 28 Şubat'tan sonrası toplumsal yapı üzerinde çok daha fazla çalışması lazım. Çünkü bu bizim geleceğimizi tehdit eden tehlikeli bir konu.

Hasan Ayhan: Memur Emeklisi ile işçi emeklisinın zam artışı yasa ile mi yoksa bakanlık kararı ile mi belirleniyor? Türkiye'nin kanayan yarası olan çocuk işçiler var. Kayıt dışılıkta çocuk işçiler fazla. Çocuklarının çalışmasındaki değişiklerin gerekçeleri ve çocuk işçilerin çalışma şartlarına yönelik farklı çalışmalar var mı?

Halil Etyemez: Emeklilikler 657. yasaya göre belirleniyor. Gecen yıl 4688 sayılı yasada yapılan değişikler maaş zammı noktasında memurlar yasayla belirlendi. Ama işçi emekliliklerinde zamlar işveren ve asgari ücret tarafından belirlenir. Hükümet ve işveren tarafı bunu belirler. Toplu sözleşme yasası diye bir yasa var. Rasgele değil, sendika temsilcileri ve yetkililer ile zamlar belirlenir. Bu memur emekliside de yansır. Çocuk işçileri için bakanlık olarak mücadeleyi önemsiyoruz. Çocuk işçilerinin önlemeye yönelik cezalar, tanıtımlar, TV programları var. Çocuk işçiliğini önlemenin yolu vicdanları ve zihinleri değiştirmeyle ilgili. Ağır ve tehlikeli işlerde çocukların çalışmasına gelince, zaten çocukların o yaşta çalışması yasak. Çocukları çalıştıran kanunsuz yerlere kapatma cezaları uyguluyoruz. Denetim müfettişlerimiz var bunları kontrol eden.

Mustafa Arslan: Bundan 30 yıl önce Konya'lılar Aydın'a çalışmaya giderken, bugün Konya'ya pancar işçileri geliyor Doğu ve Güneydoğu'dan. Bu bizim toplumumuzun gerçeği. Son dönemde kaymakamlıklarımızın bu işçilerin kaldıkları çadırlara yönelik bir mezra anlayışıyla, güvenlik, sıcak su, lavoba ve sağlık taramaları hizmetleri var. Hastanelerde de bu tür uygulamalar olabilir mi? Bizim toplumuz ile toplumun ihtiyaçları yakınlaştırılabilir mi?

Halil Etyemez: Biz bu çalışmaları yapan kaymakamlıkların projelerini paralarını gönderiyoruz. Bakanımız Urfa vekili olduğu için çok iyi biliyoruz. Urfa'dan dışarı giden çok işçi var. Eğitim açısından çocuklarda bu göçte sıkıntı yaşıyor. Burada da mobil eğitim çalışmamız ve yatılı okullara yerleştirilme noktasında projelerimiz var. Aslında insanlarımıza yerinde iş verme ve istihdam çalışmalarımız var. En iyi çözümü vatandaşların sorunlarının yerinde çözülmesidir.

Hakan Markupçu: Mevsimlik işçilerin sosyal hakları ile ilgi çalışmalar var mı? Belediyelerde sözleşmeli çalışanlarla ilgili de çalışmalar var mı?

Bu alan özel istihdam büroları ile bir yapı oluşturmaya çalışıyoruz. Sendikaların bunlara tepkileri var. Kölelik düzeni olarak nitelendiriyorlar. Butür işçileri kayıt dışı çalıştıran birçok yer var. Bunların mutlaka kayıt altına alınması lazım. Ama tarımda buna yönelik alt yapı oluşturulmuş değil. Çünkü kontrolleri zor. Aynı zamanda pancar çalışanları kendi yaptıkları işle ilgili de haklarını elde etmeye çalışınca her iki taraftanda istihdam bürolarına ihtiyaç var. Belediyede 4B'li çalışanlar var. Şu anda gündemde belediyelerde sözleşmeli çalışanları kadroya geçirilmesi var. Ama bunun gerçekleşmesi ne getirip ne götürmesi araştırıldıktan sonra mümkün. Şu an belediyelerde 20 bin civarında çalışan var. Bununla birlikte taşeronlarda kadro istiyor. Onların haklarına yönelikte çözümler.

Kerem İşkan: Bayanlar 35 yaşında işten ayrıldımı yeni iş bulamıyor. İş yerleri gençleri tercih ediyor. Bu bayanlar primi nasıl dolduracak?

Halil Etyemez: Bu sorunları erken emeklilik ile değil de başka yollarda sorunu çözmeliyiz.

Kerem İşkan: Suriyeli göçmenlerin çalışması ile ilgili çalışma var mı, bununla birlikte işşizlikte rakamlar oynacak mı?

Halil Etyemez: Bunların birçoğu kamplarda yaşayan insanlar. Ciddi talep var şehirlere yayılmaya yönelik. İçişleri Bakanlığı ikamet izni verirse biz çalışma izni veririz. Bu insanlar içinde mesleği olan insanlarda var. Bunların çalışması işssizliği de etkileyecek.

Kerem İşkan: Geçici köy korucularınıa erken emeklilik, PKK'nın savaş tazminatı istemesi ve PKK'lılara emeklilik geliyor mu diye söylentiler var. Bunlara yönelik bir çalışma var mı?

Halil Etyemez: PKK'lılara yönelik kesinlikle savaş tazminatı ve emeklilikle ilgili bir çalışma yok. Olacak birşey de değil. Tartışması bile kötü. Köy korucuları ile ilgili ise konu gündemde ama daha somut birşey yok.

Mustafa Arslan: Çözüm sürecini PKK severlik haline getirmek bizim için yanlış. PKK ile Kürt kardeşlerimizi ayırmamız lazım. Değerlendirmelerde buna göre yapılmalıdır.

Halil Etyemez: Bu bölgede müthiş bir hava var artık. İnsanlar artık pikniğine birle gidebiliyor. Rahatlama var.

Mustafa Arslan: Bizim sektörümüz olan medya sektörü sosyal güvenlikte  kayıtlıklık açısından 50 yıldır buna dikkat eden yegane sektör. Bir teşekkürü hakettiğimiz düşünyüyoruz.

Halil Etyemez: Ben hemen teşekkür ediyorum. Medya sektörü çok hassas bu noktada. Biz bütün bilgileri de sizden alıyoruz. Siz bir kaza haberi verdiğinizde biz o aileyi bulup müdahelede bulunuyoruz. Sizin sosyal güvenlikte yakın ilişkileriniz var.

Mustafa Arslan: Bakan siyasi iradenin, müsteşarda bürokrasinin tepesinde yönetendi. Bu dönemde de Bakan yardımcılığı uygulaması oldu. Şahsen mutlumusunuz, bir çatışma oluyor mu?

Halil Etyemez: Bu dünyada birçok yerde var. Çok iyi düşünülmüş bir proje. Kamu yönetimi sisteminde bakan yardımcılığı çok önemli. İlk uygulamalarda kabullenememeler ve tereddütler yaşanır ama ilerisi iyi olur. Ben hiçbir sorun yaşamadım. Bakan ve bakanın yardımcısı olarak bakanın görevlerini paylaşımı noktasında büyük avantajları var. Bakanın gidemediği yerlere gitmek, Bakan olmadığında misafirleri ağırlamak gibi görevleri paylaşıyoruz.

İBRAHİM ÇİÇEKÇİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.