Kur'an'a şüphe yoktur

Kur'an'a şüphe yoktur

Sami Yıldız Hoca, “Bütün kitaplar bir tek kitabı anlamak için yazılmıştır. O da Kur’an-ı Kerim’dir. Bütün kitaplarda yanlış ve hata olabilir. Yalnız Kur’an’da yanlış ve hata olmaz. O’nda şüphe yoktur” dedi.

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Cuma Sohbeti’nde, güzel sesli hafız İlâhiyat Fakültesi Camii İmam Hatibi Ahmet Eryılmaz, Kur’an-ı Kerim’in Tâ hâ Suresi’ni 105. âyetten itibaren tilavet etti. Ardından Mahmut Sami Ramazanoğlu Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Sami Yıldız da, bu surenin 115. âyete kadar olan kısmını yorumladı. Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen tefsir sohbetine Sami Yıldız Hoca, “Okunan ayetleri Rabbim önce anlamayı, anladıklarımızı yaşamayı, yaşadıklarımızla o ihlas ve samimiyetle bu dünyadan göçmeyi ve huzura varmayı Rabbim nasip etsin” temennisiyle başladı. Ku’an’ın anlaşılması için Arapça olarak indirildiğini ifade eden Sami Yıldız Hoca, Müslümanlar için en büyük kaynak ve en büyük örnekliğin Peygamber Efendimiz ile ashabı olduğunu belirtti. “Kur’an anlaşılsın, hayata uygulansın, amel edilsin diye indirilmiştir” diyen Sami Hoca, bilgi olmadan, ilim olmadan ve altyapı olmadan Kur’an’a yaklaşmanın Kur’an’a ihanet olduğunu söyledi. Sami Hoca, Rabbimiz tarafından dağların, kıyâmet günü ufalanıp savrulacağını ve Kur’an’ın birçok suresinde de “biz dağları kazık olarak çaktık, bakmaz mısınız bir dağları nasıl yürüttüğümüze” şeklinde uyarıların olduğunu belirterek “Sonra bu dağların yerlerinin dümdüz ve boş bir halde bırakılacağı, orada hiçbir çukur ve tümseğin görülmeyeceği bize bildiriliyor. Hadisi şerifde de yeryüzü ve kâinatın dümdüz tepsi gibi olacağı buyuruluyor.” diye yorumladı.

BEŞİKTEKİ BEBEKLERİN SAÇLARI AĞARAK

“Ahirete iman tafsili imanın başlangıcıdır” diyen Sami hoca, ölümü çokça anmanın dünyaya bağlılığı kestiğini, Ahirete bağlanmayı güçlendirdiğini ve Allah’ın dinini yaşamaya enerji verdiğini belirterek ‘kıyâmet günü gelip çattığında o gün beşikteki bebeklerin korkudan başlarındaki saçların ağaracağı’ ifade ediliyor” dedi. O gün, onların seslerinin kısılacağını da kaydeden Sami hoca, inkârcıların ve peygamberlere iftira atanların da seslerinin çıkmayacağını hatırlatarak buna Gırgır dergisinin kapatılmasını örnek olarak gösterdi. Şefaatin olduğunu ve peygamberi bir postacı gibi görenlerin yanıldığının 109’uncu ayette ifade edildiğini sözlerine ekleyen Sami hoca, kendisinin de şefaate inandığını ve Rabbimizin Kur’aı-ı Kerim ile peygamberlerin şefaatinden bizleri mahrum etmemesini dileyerek Kütübi Sitte’de geçen şu hadisleri okudu: “Kıyâmet günü ilk şefaat edecek olanlar peygamberlerdir. Sonra şehitler, sonra müezzinler. Kur’an şefaat edecek ve şefaati kabul edilecektir. Şikâyetçi olacak ve şikâyeti doğru kabul edilecektir.” “Kim mü’min olarak salih amel işlerse” ayetinde büyük bir uyarının olduğunu ve “hakiki veçhesiyle imana ulaşmadığımız zaman amel boşa gidiyor. Allah bizi ondan korusun. Çünkü bu ince bir perde” diyen Sami hoca, iyiliğin gizli yapılanının ve başa kakmayanın daha efdal olduğunu ve bunun da çok zor olduğuna dikkati çekti.  Kur’an’da tekrarın olmadığını ve hafızların da def’alarca okuduklarında tekrar olmadığını, namazın beş vaktinde de tekrarın söz konusu olmadığını, askerlikte emirin tekrar edilmesinin de bir hatırlatma olduğunu ifade eden Sami hoca, “Beş vakit namaz tekrar mıdır? Değildir. Çünkü biz beş vakit namazı her defasında en iyisini kılmak için yeniden yeniden kılıyoruz. Bu, Cenab-ı Hakka kullukta kendisini ispat etme yarışıdır” dedi. “Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce Kur’an’ı okumakta acele etme Yâ Rabbi ilmimi artır” duasının öneminden de bahseden ve bu duanın çocuklar ile talebelere de öğretilmesi gerektiğine işaret eden Sami hoca, son ayeti yorumlarken Hz. Âdem’in yedi veya 70 sene devamla ve gözyaşları akıtarak Allah’tan affını dilediğini hatırlatarak “Âdem Aleyhisselamın tövbesini nasıl Rabbim kabul etmişse, hatasını nasıl bilmiş, anlamış ve Cenab-ı Hakk’tan affını istemişse; Allah da bize o şuuru versin” şeklinde sohbetine son verdi.  Sohbettin sonunda hafız Ahmet Eryılmaz ile Sami Yıldız Hoca’ya HİSDER adına teşekkür plaketleri takdim edildi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.