Kur’an eğitimiyle geçen bir ömür ‘TOPAL HOCA’

Kur’an eğitimiyle geçen bir ömür ‘TOPAL HOCA’

Konyalıların bildiği ismiyle Nam-ı Değer Topal Hoca, Mehmet Ali İnal (85) kendini Kur’an hizmetine adamış bir zat. Tek odalı evinde yaşayan inal Hoca, Konya’da 150-200 bin talebeye eğitim verdiğini ifade ediyor

Çimenlik Mahallesi’nde uzun yıllar Kur’an eğitimi veren ve on binlerce kişinin yetişmesine vesile olan ‘Topal Hoca’ lakaplı Mehmet Ali İnal  tek odalı evinde yaşamını sürdürüyor. Kur’an’la geçen bir ömür... Mehmet Ali İnal hoca 1931 doğumlu. Tam 85 yaşında. Sızmalı, hiç evlenmemiş ve genç yaşından beri ayakları tutmuyor. Yakalandığı romatizma rahatsızlığı sebebiyle 20'li yaşlardan beri hayatını koltuk değnekleriyle sürdürüyor.

4-7-001.jpg

İnal Hoca’nın evinin altında yıllarca verilen Kur’an eğitimine şahitlik etmiş sıra ve masalar bulunuyor.

3 KUŞAĞA KUR’AN EĞİTİMİ

Aradan geçen onca yıla rağmen, zor şartlara rağmen hayata küsmeyip,  pes etmeyip kendini Kur’an hizmetine adamış. 1955 yılında Sızma köyünden Konya’ya geldiklerini söyleyen İnal hoca 20 yaşına gelinceye kadar  zamanın imkansızlıkları sebebiyle kimliğini dahi çıkartamamış. İnal Hoca, “Konyalı olmamız ile gurur duymalıyız.. Peygamberimize hicret etmesi için önerilen üç şehirden biridir Konya. Konya’ya gelmemizle birlikte talebe yetiştirmeye başladım. O zamandan günümüze 150 bin – 200 bin talebe geçti önümüzden. Gayemiz Konyalı gençlere iyi bir dini eğitim vermekti" diyor. Mehmet Ali hoca o zamandan günümüze on binlerce  talebeye kuran eğitimi vermiş, Rahle-i tedrisatından çok sayıda tanınmış sima geçmiş. Hoca bazı ailelere ise 3 kuşak eğitim vermiş. Hayatını kuran eğitimine vakfeden Mehmet Ali hoca Konya'nın birçok mahallesine de kuran kursu yapılmasına öncülük etmiş, genç kızların da zamanın şartları sebebiyle imam hatip okullarını dışarıdan bitirmesine vesile olmuş..Bunun sebebini ise şöyle açıklıyor. Hoca ayrıca bu kurslarda sadece Kur’an eğitim değil fen ilimlerinin de verilmesi için bizzat çaba sarf etmiş.

4-8-005.jpg

Mehmet Ali İnal Hoca, 50 yıllık ve büyük bir de hatırası olan, üzerinde Milli Selamet Partisinin amblemi bulunan battaniyesine sarılıyor

SIKINTISI İSLAM DÜNYASININ HALİ

Küçük yaşlarda bacaklarında başlayan romatizma sebebiyle Ankara ve İstanbul'da defalarca tedavi gördüğünü belirten İnal hoca başından geçenleri anlatarak sonunda da "Şikayetim yok, halime şükrediyorum" diyor. Mehmet Ali İnal hoca bugüne kadar geçirdiği birçok rahatsızlığına rağmen artık hiç ilaç kullanmıyor, doktorum Allah vekilim Cenab-ı Hakk diyor. Evinde televizyon olmayan Hoca günlük gelişmeleri küçük radyosundan takip ediyor,  haberleri oradan dinliyor. İnal Hoca televizyon için ‘Fitnevizyon’ ifadesini kullanıyor. Bir öğle namazını kılmak için saat 11’de hazırlığa başlayıp 2 saatte ancak namaza hazır hale gelebildiğini ama buna rağmen de “Allah’a bin şükür, hiçbir hastalığım yok” diyen İnal Hoca, “En büyük sıkıntım İslam dünyasının perişan hali” diyerek Müslümanları dert ediniyor, dua ediyor. Sürekli Allah ile başbaşayım diyen Mehmet Ali Hoca herkes için dua ettiğini söylüyor. O ayrıca Milli Görüş’ün eski müdavimlerinden.. Tek odalı evinde üzerindeki battaniyesi bile nerdeyse 50 yıllık ve büyük bir de hatırası var... Üzerinde Milli Selamet Partisinin amblemi bulunan battaniyesi hasta yatağındaki Topal Hoca’nın sanki bir hatıra defteri, ajandası gibi. Milli görüş lideri Necmettin Erbakan'ın sözlerini hatırlatıyor ve bugün hala AB peşinde koşuyor olunmasının kendisini çok üzdüğünü söylüyor.

4-3-007.jpg

ALLAH (C.C.) İLA BAŞ BAŞAYIM

Hoca eski hatıralarını anlatırken konuşmasında sık sık Konya'nın manevi mimarlarından Süleyman Özkafa Hoca'dan da bahsediyor.  Ziyaretimizde hasta ziyaretinin öneminden bahseden İnal  hoca bu konuda önemli tavsiyelerde bulunuyor. Kendisine uzun yıllardır kendi ismini taşıyan yeğeninin baktığını belirten İnal hoca bu zamanda ise böyle bir fedakarlığın çok zor olduğunu söyleyerek onlara da dua ediyor. Bacaklarındaki rahatsızlıktan da bahseden İnal Hoca, yaşadıklarını şöyle anlattı: “2-3 yaşımda bacaklarımda romatizma başlamış. 21-22 yaşına kadar yarı ayakta yarı yatarak bu hastalığı çektim. 1954’te Ankara’ya tedavi için gittim. 7 ay hastanede kaldım. Yanlış tedavi sonucu yürüyerek gittim, sedye ile geldim. Daha sonra tekrar tedavi için İstanbul’a gittim. Orada da daha kötü hale geldim. Beni taburcu edin dedim çıktım. Hiç ilaç kullanmam, doktorum yukarıda. Şikayetim yok, şükrediyorum. Akıl nimeti var, elimiz ayağımız, çalışıyor. Benim vekilim Cenab-ı Hakk. Allah (c.c.) ile başbaşayım. Dua ediyorum.”

HÂLİD ŞEN

4-4-004.jpg4-5-002.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum