Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Kültür ve Sanat Üzerine -1-

Kültür ve Sanat Üzerine -1-

Türkiye’de yıllardır kültür ve sanat etkinlikleri ülke genelinin fikir ve düşünce dünyâsına hitap edebilir şekilde değildi. Sanatçılar halktan uzak entel bir kesimdi ve ekseri halkı küçük görür pozisyonlardaydı. Kültür ve sanat adına icra edilen faaliyetlerdeki konu genelde halk kesimi ve onların geri (!) diye yaftaladıkları şeylerden oluşurdu. Sözüm ona sanatçılar(!) sergiledikleri toplum ahlâkını hiçe sayar davranışları ile çağdaşlık biçimlendirmesinde tâbiri câizse; ‘kraldan çok kralcı’ kesilerek ortak kültür değerlerini pervâsızca çiğnediler. Bu sebeple halk önceleri böylesi tiplere, yanaşılmaması ve itibar edilmemesi gereken kişiler olarak baktı. Ancak daha sonra onların ortaya koydukları güyâ da sanat için yaptıkları ahlâkı yozlaştırıcı pespâye faaliyet ve davranışlar, halk kesiminin üzerine dikkat göstermedikleri evlatlarının normal davranışları hâline geldi. Şimdiki sokaklar şarkıcılar, artistler gibi giyinen erkekli-kızlı gençlerden geçilmiyor. O sükseli kıyafetli kişilere baktığınızda sanırsınız ya turist ya da sanatçı halbuki araştırdığında maddi imkansızlıklar içinde kıvranan sıkıntılı bir ailenin çocuğu olduğunu anlayabilirsiniz.

Biz eskiden sanat ve sanatçı dendiğinde aklımıza hep artistler ve şarkıcılar gelirdi. Bugüne kadar kültür ve sanat adına sinemalarda son derece ahlak kurallarına aykırı icra edilen filmler gösterildi. Yine pahalı biletleriyle üst seviye kişilerin gidebildiği tiyatrolarda, değerleriyle dâima alay edilen halkı konu alan oyunlar sergilendi. Hele Müslüman insan bu konulardan hiç anlamazdı, dindar kişilerin kafası bu konulara basmazdı. Dolayısıyla az çok muhafazakar kesim sanat dışına itilerek ötekileştirildi.

Şimdiye kadar ülkemizde, kültür ve sanat kavramının içinde kendi sanat değerlerimizden uzak sanat anlayışları ve malzemeleri kullanıldı. TÜSAK (Türkiye Sanat Kurumu) ile Sovyetik memur-sanatçı anlayışı benimsendi. Ancak artık bu yanlıştan dönme zamânı geldi. Bu hususta bizim kültürel değerlerimizin zenginliğinden ve İslam sanat dallarındaki enginlikten hareketle devlet kültür ve sanat konusunda kendimize yaraşır bir sistemin konuşlanacağı husûsunda kayda değer anlayışlar benimseyeceğini ifâde etti. Bu uzun zamandır belediğimiz güzel bir gelişme bize göre. O anlayışları bizzat Kültür Bakanının ağzından sizlere duyurmak istiyoruz efendim:

TÜSAK'la Sovyetik sis­tem bitecek:

“Devlete bağlı sa­nat kurumlan doğru bir yapı­lanma değil. Dünyadaki ör­neklerine de aykırı. Bunun, sanatın ve sanatçının değeri­nin bilinmesiyle ilgisi yok. Yeni dönemde kültür sanat hayâtına rekor bütçeler ayrıldı. Fakat biz memur ve sanatçı kavramının yan yana olmasından yana değiliz. Devletin sanat yapması ge­rektiğini de düşünmüyoruz. Şu anki model Sovyetik bir model. Arkasına kamu imkanlarını alarak kısıtlı sayıda kişinin belirlediği kısıtlı ya da ideolojik sonuçlar doğuran bir kültür-sanat hayâtı sürdü­rülemez. Mevcut model, tek parti rejiminin kültür sanat hayâtına uyarlanmış hâlidir. Rekabete açık, çoğulcu bir model getirmeliyiz.

Genel tiyatroların önü açılacak:

Biz istiyoruz ki İs­tanbul'da kamu kaynağını kullanarak bu faaliyeti ya­panlar seslerini ne kadar duyuruyorsa, kamu kaynağı kullanmayanlar da o kadar duyurabilsin, onlar da bun­dan pay alabilsin. Ayrıca İs­tanbul'daki bir sanatçı Türki­ye'ye hitap etmede ne kadar çok imkana sâhipse Hakka­ri'deki sanatçı da o kadar çok imkana sâhip olsun.

Kültür sanat pahalılaşmaz, çeşitlenir:

Kültür sanat hayâtını sadece piyasa dina­miklerine terk etmemiz söz konusu değil; bu bir kara propaganda. Bu iddianın saâhipleri, kamu kaynaklarını belli bir bakış açısının kul­lanmasına yönelik devletçi modelin devamını istiyorlar. Piyasadaki farklı kültür-sa­nat hayâtını temsil eden ku­rumlarla işbirliği yapılacak ve biz bunlara destekler vere­ceğiz. Ayrıca bu desteklerin dışında imkânı olmayan ke­simlerin belki de şimdikin­den çok daha ucuza çok daha rekabetçi alanda ortaya çık­mış çok daha kaliteli kültür sanat hayâtı ürünlerine ulaşmasını temin edeceğiz.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi
SON YAZILAR