Kudüs öncelikli meselemiz olmalı

1-Kudüs öncelikli meselemiz olmalı

2-Kudüs cemaatsiz hale getirilmeye çalışılıyor

3-Filistin’in kalbine hançer: UTANÇ DUVARI

4- Filistinliler'in seslenişi: 'Neredesin Osmanlı'

5-Kudüs’te Cuma bayram havasında

6- Aksa hayatın merkezinde

HÂLİD ŞEN

FİLİSTİN İZLENİMLERİ -1

Meram Belediyesi’nin “Kudüs akademi” programı kapsamında düzenlediği Kudüs ziyareti ile ilgili izlenimleri hafta sonuna kadar bu sayfalardan aktaracağım ama öncelikli olarak İsrail’in işgalini ve sebeplerini bilmemiz gerekiyor

Bir yerden bahsedeceksek öncelikle Alemlerin Rabbi Cenab-ı Hakk'ın o yerle ilgili ayetini iyi idrak etmemiz gerekiyor. Allah (C.C.) İsra suresinde  “Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir" buyurarak ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'ya ve çevresine nasıl bakmamız gerektiğini bizlere bildiriyor. Bilindiği üzere ve özetle bu mübarek beldeler İsrail tarafından işgal altındadır ve bu bizim için öncelikli olarak çözülmesi gereken bir meseledir...

MİLLETİMİZ HER ZAMAN FİLİSTİN’İN YANINDA

Kudüs konusunda, Filistin'in işgaline verilen tepkide Türkiye ve milleti, her zaman öncü olmuş, İslam kardeşliğinin gereğini yapmıştır. Bunun en somut örneği Konya’daki Kudüs mitingidir. İşgalci İsrail hükumeti, 23 Temmuz 1980’de Kudüs'ü İsrail'in ebedi başkenti olarak ilan etmiş, bunun üzerine 28 Ağustos 1980’de Türkiye, tepki olarak Kudüs'teki Başkonsolosluğu kapatıp İsrail ile ilişkilerini maslahatgüzarlık seviyesine indirmişti. İsrail’e tepkisi bununla sınırlı kalmadı tabi. Rahmetli Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın talimatıyla Milli Selamet Partisi, Konya’da bir miting tertip edildi. 6 Eylül 1980’de düzenlenen ve yaklaşık 100 bin kişinin katıldığı "Kudüs'ü Kurtarma Mitingi"nin 6 gün sonrası, 12 Eylül tarihinde ‘Miting bardağı taşıran son damla oldu’ denilerek Siyonizm’in hizmetkarları tarafından millete darbe yapıldı. 

ÖNCE SİYONİZM’İ ANLAMAK ANLAMAK LAZIM

Filistin işgalini, Müslüman beldelerdeki, komşularımızdaki ve güneydoğumuzdaki karışıklıkları anlayabilmek için ‘Siyonizm’i ve ideallerini iyi anlamak gerekiyor. Siyonizm denilince de milletimize Siyonizm’in ne olduğunu ve planlarını ilmek ilmek dokuyarak öğreten rahmetli Erbakan Hocamızı rahmetle anmamız gerekiyor. Kur’an’da lanetlenmiş bir kavim olarak tarif edilen Yahudiler, 2000 yıl vatansız, devletsiz yaşadıktan sonra 1800'lü yılların sonunda Teodor Herzl öncülüğünde teşkilatlandı. Bu akım Filistin topraklarında bağımsız bir Yahudi Devleti kurmayı maçladı ve bu akıma Siyonizm denildi. Siyonizm’in Arz-ı Mev'ud yani 'Vaad Edilmiş Topraklar' hedefi var. Arz-ı Mev’ud, tahrif edilmiş Tevrat'a dayandırılarak Nil ve Fırat arasında kalan topraklardır. Siyonistler, bu toprakların Yahudiler’e vaat edildiğine inanmakta ve Allah'ın seçilmiş kulları oldukları için buna haklarının olduğunu iddia ediyorlar. İsrail bayrağındaki iki çizgi de Nil ve Fırat’ı temsil etmektedir. Bu Yahudiler için bir iman esasıdır. Arz-ı Mev’ud sınırları içinde Türkiye toprakları da vardır ve bölgemizde oynanan oyunların ve yaşanan karışıklıkların temel sebebi Siyonizmdir. Erbakan Hoca’nın deyimine göre de “İsrail ancak güçten anlar, konuşmaktan anlamaz.”

FİLİSTİN TOPRAKLARININ %85’İ İŞGAL ALTINDA

Burada Filisitin topraklarında bir Yahudi devletinin nasıl kurulduğunu anlatmak yerine şu anda Filisitin’de işgalin hangi boyuta geldiğini, izlenimlerimize daha çok yer vereceğim fakat kısaca İsrail’in kuruluşundan bahsetmek ve durumun ne hale geldiğini anlamamızda faydalı olacaktır. Yahudilerin Filistin’deki toprak taleplerini geri çeviren ve Siyonizm’in planlarını bozan cennet mekan Abdulhamit Han’ın 1909 yılında tahttan indirilmesi sonrası pek çok Yahudi yerleşim yeri kuruldu. İngiliz Dışişleri Bakanı Balfour, 2 Kasım 1917 de Siyonist Federasyonu Başkanı’na gönderdiği mektupta, İngiltere’nin Filistin de bir Yahudi devleti kurulmasını kabul ettiğini resmen bildirmişti. Geçtiğimiz günlerde 100. yılını anarak telin ettiğimiz “Balfour Deklarasyonu” adını alan bu belge, Yahudi devleti kurulması sorununun bir dönüm noktası sayılıyor. Bu tarihten sonra Yahudiler, büyük kitleler hâlinde Filistin e göç etmeye başladı. Yahudiler’in Siyonizm tarafından dünyanın dört bir yanından Filistin’e göç ettirilmesi ile Filistin’de 1882 yılında 35 bini geçmeyen

Yahudi nüfusu 1939 yılı sonlarında 463 bin 535 e ulaştı. Batılı devletlerin desteği ile 1948 yılında Filistin topraklarında  İsrail Devleti’nin kurulduğu ilan edildi. Geçtiğimiz yıl yayınlanan verilere göre ise Siyonist işgal rejimi, 27 bin kilometre kare olan tarihi Filistin topraklarının yüzde 85'ini elinde bulunduruyor ve mukaddes topraklar, Kudüs, Mescid-i Aksa işgali altında.

MERAM BELEDİYESİ’NDEN ÖRNEK ORGANİZASYON

Bu acı tablo karşısında Müslüman devletlerin İsrail işgaline karşı duruşları ise içler acısı. İslam ülkelerinin imamesi kopmuş ve dağılmış hali İsrail’in işgalini ve bölgedeki kabadayı tavrını cesaretlendiriyor. Filistin bizim ata yurdumuzdur ve gündemimizde olmalıdır. Yalnız bırakılmamalıdır. Bu anlayışla Meram Belediyesi tarafından Kudüs Yılı’na özel olarak “Kudüs Akademi programı” düzenlendi. İlk etapta 150 kişilik kontenjanla başlayan program ‘Kudüs sevdası’ ve yoğun ilgi nedeniyle 400 kişi ile devam etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın  "Müslümanların Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı” ziyaret etmemelerini yadırgadığını açıklaması ve ziyaretlerin artırılmasını istemesi üzerine Meram Belediyesi durumdan vazife çıkardı ve sanırım Türkiye’de ilk olan bir organizasyonla 110 kişiyi Kudüs’e götürdü. Meclis üyeleri, STK temsilcileri, akademisyenler ve Kudüs Akademi’den öğrencilerin yer aldığı heyette Konya basını ile birlikte ben de 4 günlük ziyarette pek çok çok not aldım ve izlenim edindim.  

HERKES GÖRMELİ

Kudüs ve Filistin hakkında bir şeyler yazmak istiyorsak öncelikle orayı görmek ve anlamak gerekir. Yapılan Kudüs programı, ve katılımcı basın mensupları eminim çok büyük kazanımlar elde ettiler. Kudüs ve Filistin’le ilgili yaşanan karışıklıklarda ajanslara düşen fotoğrafların nerelerde çekildiğini, olayların nerelerde yaşandığını şimdi daha iyi anlayabiliyoruz. Bu noktada Konya basınına büyük destek veren Meram Belediye Başkanı Fatma Toru ve idarecilerine teşekkür ediyoruz. Ayrıca program boyunca yanımızda olan ve çalışmalarımızı kolaylaştıran Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Önder Çiftci’ye de teşekkür ederim. Konunun daha iyi anlaşılması için böyle bir girişin daha iyi olacağını düşündüm. Hafta sonuna kadar devam edecek yazı dizimizde ziyaretle ilgili pek çok detayı paylaşacağım.

YARIN:

-Tel-Aviv’de Türk yolculara psikolojik baskı

- Mescid-i Aksa ile ilk karşılaşmada neler yaşandı?

- Kudüs surlarının gizemi

- El-Halil’de ses bombası attılar

Siyonizm’i bu millete öğreten Prof. Dr. Necmettin Erbakan: “İsrail ancak güçten anlar, konuşmaktan anlamaz. Biz kimseyle savaşalım demiyoruz. Savaştan değil barıştan yanayız, fakat İsrail'in dini bu, o adamları dininden vazgeçiremezsiniz, Savaşarak büyük İsrail'i kuracaklarına iman edenlere anladıkları dilden konuşmak zorundasınız”

Yahudilerin tahrif edilmiş tevrattaki inanışlarına göre Nil ve Fırat arasında kalan Yahudiler’e vaat edilmiştir. İsrail haritasındaki iki çizgi Nil ve Fırat’ı temsil eder.

1947’den günümüze Filistin toprakları ve 70 yıllık İsrail’in işgalinin göstergesi

Mescid-i Aksa (Solda siyah kubbe) ve Kubbet-üs-Sahra (Altın sarısı renkli kubbe)

(ARŞİV) İsrail işgalini ne BM kararları, ne de gelen tepkiler engellemiyor. Filistin halkının direnişi ise sürüyor.