Köylerden göç artıyor

Köylerden göç artıyor

Tarımsal gelirlerin azalması, eğitim ve sağlık olanaklarının kısıtlı olması nedeniyle kırsal kesimden şehirlere göç her geçen yıl artıyor. Bu durum hem köylerdeki hem de şehirlerdeki sosyo-ekonomik hayatı da olumsuz etkiliyor

İş olanaklarınının, sağlık ile eğitim gibi hizmetlerin yetersiz olması nedeniyle köyden şehre ciddi bir göç yaşanıyor. Köylerde nüfus yoğunluğu hızla azalırken, şehirlerde ise düzensiz ve plansız bir nüfus artışı yaşanıyor. 1980'lerde köylerdeki nüfus oranı yüzde  50'lerdeyken, şimdi ise bu rakam 20'lere kadar düştü. Yunak, Taşkent, Yalıhüyük, Hüyük, Ahırlı ve Çeltik, göçün en çok olduğu ilçeler arasında bulunuyor. Bu ilçelerde tarım ve hayvancılık olanaklarının kısıtlı olması nedeniyle kırsal kesimden büyük şehirlere göçü hızlandırıyor. Yunak'ın Yavaşlı köyünde bir dönem 800 hane varken, bugün bu rakam 70'e kadar düştü. Yine Yunak'ın Kıllar köyünde bir dönem 400 ev vardı. Şimdi sadece 25 hane yaşıyor. Konya'nın diğer köylerinde de aynı durum yaşanıyor. Köylüler daha iyi bir gelecek, daha iyi iş imkanları için şehirlere göç ediyor.
Açıklanan nüfus verilerine göre, Türkiye'de belde ve köylerde yaşayan nüfus, 1935 yılında yüzde 76,5 iken, bu oranın 1960 yılında yüzde 68,1’e, 1980 yılında yüzde 56,1’e, 2012 yılında ise yüzde 22,7'ye kadar indi. Konya'ya gelen Suriyeli sığınmacıların sayısı ise her geçen gün artıyor.

TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ SORUNU
Ulaşım, konut, iletişim, sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik hizmetlerinin yetersiz kaldığı alanlardan yakın il ve ilçelere göçlerin yaşandığını belirten Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Sarı, “İşsizlik, daha iyi şartlarda yaşama gibi sebeplerle, ülkeler arasında ve bir ülkenin kendi içinde de çeşitli göçler olmaktadır. Göçler, zamanla çözümü zorlaşan büyük problemler ortaya çıkarmakta ve ülkelerin siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel dengelerini bozmaktadır. Türkiye, köyden şehre büyük oranlara ulaşan göçler sebebiyle bu problemleri en çok yaşayan ve halletmeye çalışan ülkeler arasında. Göç, dini, iktisadi, siyasi, sosyal ve diğer sebeplerden dolayı insan topluluklarının hayatlarının tamamını veya bir bölümünü geçirmek üzere bir iskân ünitesinden, bir başkasına yerleşmek suretiyle yaptıkları coğrafi yer değiştirme hareketidir. Bir çok gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi göç Türkiye'nin başlıca sorunları arasında yer almaktadır. Bunun temeli ise köy yaşamında makineleşmeye geçilmesi ve sanayileşmenin ülkede daha fazla değer kazanmasıdır. Ayrıca eğitim şartlarının yetersizliği de insanları şehre sürüklemiştir. Sağlık koşullarının köylerde yeterli düzeyde olmaması da göçün başlıca etkenleri arasında yer almaktadır” dedi.

MAKİNELEŞME GÖÇÜ TETİKLİYOR
Tarımdaki makineleşmenin ve yanlış tarım politikalarının köyden şehre  göçü tetiklediğini söyleyen Doç. Dr. Özgür Sarı, “Türkiye, coğrafyasını besleyecek verimli tarım arazilerine sahip. Türkiye'de tarım yok edildi. Tarım desteklenmiyor. Bu da köyden kente göçü tetikliyor. Geçmişte ülke nüfusunun yüzde 80'i köy ve beldelerde yaşardı. Bugün ise nüfusun yüzde 80'i şehirlerde yaşıyor. Kırsaldaki yüzde 20'lik nüfusun ise çoğu yaşlı. Gençler şehre göç etti. Bu da konut, altyapı ve trafik gibi ciddi sorunları beraberinde getiriyor.Devlet tarımı desteklemeli. Köye dönüş teşvik edilmeli. Yeniden üreten bir toplum olmalıyız. Sürekli tüketen değil, üreten bir toplum olmalıyız. Anadolu'da 3 bin yıldır buğday üretiliyor. Ancak son yıllarda Türkiye saman bile ithal edecek konuma geldi” diye konuştu.

SIĞINMACILAR ENTEGRE OLAMADI
Konya'ya sığınan Suriyelilerin sayısında her geçen gün artış olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Sarı, şunları söyledi: “Şehirlerde yığılma var. Son iç ve dış göçlerle birlikte şehirler patlamaya hazır bir bombaya dönüştü. Artık köyden şehre göç eden nüfusa Suriyeliler de eklendi. Konya Suriye ve bazı Afrika ülkelerinden ciddi göç alıyor. Türkiye, coğrafi konumu nedeni ile önemli ölçüde yasadışı göçe de maruz kalmaktadır. Türkiye’nin doğusunda yer alan ekonomik ve siyasi açıdan istikrarsız ülkelerin vatandaşları ülkemizi Batı ülkelerine geçişte transit güzergah olarak kullanmaktadır. Konya'da yaklaşık 5-6 bin Suriyeli var. Şehre sığınan yabancılar Konya'nın bazı çöküntü alanlarını mesken tuttu. Geçtiğimiz gün Sahip Ata Mahallesi'nden geçtim. Yolu kaybettim. Yoldan geçen birine 'Mevlana Müzesi'ne nasıl giderim' diye sordum. Yolu sorduğum vatandaş Türkçe bilmiyor. Artık sorumu Arapça sordum. Bu da göçün bir boyutu. Uyum sorunları da kendini gösteriyor. Yabancıların entegre olması uzun zaman alacak. Bununla ilgili bir rapor hazırlanmalı. 'Suriyeliler, Konya'ya tamamen mi yerleşecek? Sığınmacılar, iç savaş bitince ülkelerine dönecekler mi ya da Türkiye'yi Avrupa'ya geçişte bir köprü olarak mı görüyorlar?' ve benzeri soruları sormak lazım. Mevsimlik göçler de var. Konya'ya Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinden çalışmak için gelenler de var. Dolayısıyla göç çok boyutlu bir konu ve ciddi araştırma isteyen bir konu. Sosyal bir patlamanın olmaması için sorumlular önlem almalı.”

KERİM ATICI merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.