Konyaspor rant kapısı olmamalı

Konyaspor rant kapısı olmamalı

Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni ve TSYD Konya Şube Başkanı Recep Çınar:  Bu şehirde hiç kimse Konyaspor'u rant kapısı gibi görmemeli. Rant'tan kastım sadece maddi değil. Manevi rant" dedi

Merhaba Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve TSYD Konya Şube Başkanı Recep Çınar:  Bu şehirde hiç kimse Konyaspor'u rant kapısı gibi görmemeli. Rant'tan kastım sadece maddi değil. Manevi rant. Kulübe bir kuruşluk faydası olmayıp, kulüp sırtından apoletlenmekte rant'tır ve en tehlikeli olanıdır

DOBRA DOBRA KONUŞTU
Fikirlerini ve yazılarını paylaşırken hiçbir şekilde hiç kimseden çekinmeyen, doğru bildiğini doğru şekilde söyleyen, bunun temelinde de ailesi ve dostları dışında hiç kimseye minnet borcu olmayan Türkiye Spor Yazarları Derneği Konya Şube Başkanı ve Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Recep Çınar'a Konyaspor'da son yaşananları sorduk, bilgisi dahilinde, dilinin döndügünce dağarcığındakileri bizimle paylaştı. 

img_0617.jpg


KOCAMAN İLE AKÇAY'I KARŞILAŞTIRMAM
Türkçemizde “Her yiğidin bir yoğur yiyişi vardır” diye bir deyim var. Aykut Kocaman'ın futbol aklı ile Mustafa Reşit Akçay'ın futbol aklı, daha doğrusu futbola bakışları çok farklı. İki teknik adamı karşılaştırmam. Bu hoş bişey değil. Aykut Kocaman belki daha tecrübeli, çünkü Konyaspor'da iyi işler yaptı. Tabi ki tek başına yapmadı bu işleri, şehrin ve yönetimin büyük baskısını üzerine değil, arkasına alarak yaptı. Ama şimdi geçmiş geçmişte kaldı. Hazreti Mevlana'nın, dün dün de kaldı cancacağızım bugün yeni şeyler söylemek lazım dediği gibi. Düne takılmak Konyaspor'a yarar değil, zarar verir. Onun için de Konya'nın Aykut Kocaman'a verdiği desteği Mustafa Reşit Akçay'a da vermesi lazım. Çünkü, o da kendisini ispat etmiş bir futbol emekçisi. Osmanlıspor'u ilk kez Avrupa Kupaları'na taşımış, bu alanda çok iyi işlere imza atmış, bu takımı gruplardan çıkarmıştı. Osmanlıspor'da iz bırakan Mustafa Reşit Akçay'ın işinin kolay olmadığını, ancak Konyaspor'da iyi iş çıkarıcığını tahmin ediyorum.  Taraftarların özellikle bu konuda daha itidalli olması gerekir diye düşünüyorum. 


TRANSFERDE GEÇ KALINMADI
Transfer meselelerine bakışım farklıdır. Ben taraftar gibi bakmam meseleye. Öncelikle Konyaspor'un kilosundaki takımların nasıl transfer yaptıklarına bakarım. Yani kimleri almışlar, kimleri yollamışlar. Sonra Konyaspor'a bakarım. Şunu net olarak söyleyebilirim ki, aşağıdan gelenlerin, yani Sivas, Göztepe ve Yeni Malatya takımlarının aman aman bir transfer yaptığı söylenemez. Konyaspor'un kilosunda olan Kayserispor, Gençlerbirliği, Antalyaspor, Kasımpaşa, Bursaspor, Osmanlıspor ve buna benzer takımlar da ses getiren oyuncu transferi yapmadılar. Biraz Kayserispor hareketliydi ve isimli oyuncularla el sıkıştı, hepsi o kadar. Siz de biliyorsunuz futbolu isimler oynamıyor. Bunun en basit örneği Konyaspor. Kaç isim sayabilirsiniz? Taş çatlasın 3 isim. Ama bu isimsiz takım Avrupa'ya gitti, tekrar gidecek. Türkiye Kupası'nı aldı. Yani isimsiz oyuncularla büyük başarıya imza attı. Tabi ki bunu sadece futbolculara mal etmek, hem Aykut Kocaman'a, hem Ahmet Şan'a, hem stada, hem de Konyaspor'un büyük taraftarına haksızlık olur. Dolayısıyla ben Konyaspor'un transferde geç kaldığını düşünmüyorum. Daha doğrusu doğru transfer politikası ile doğru işler yapılacağından kuşkum yok.  


YÖNETİM-BASIN GERGİNLİĞİ
Her ne kadar çömez yöneticilere ve çömez gazetecilere, doğru duruyor gibi görünse de, yüzde yüz yanlış ve kulübe zarar verecek hareketler diyorum. İki tarafta da yanlış yolda olanlar var. Konyaspor kulübü her yazılan çizilene, özellikle de trollere cevap vermek zorunda değil. “Hıyarım var” diyene tuzu alıp koşmanın bir anlamı yok. Kulübe zerre katkısı olmayan bir gerginliğin sona ermesinden yanayım. İki tarafında egolardan kurtulması gerekir. Konyaspor kulübü iki tarafında babasının malı değil. Ne yöneticilerin, ne de gazetecilerin. Kulübe zarar veren her kim olursa olsun, meslektaşım da olsa yanında durmam. Kulübün Başkanı babam da olsa, onun yanında da durmam. Bu sorunun en kısa zamanda çözüleceğini umuyorum. Gazeteci görevini yapıyor. Özellikle transfer haberlerinde içerden bir sızıntı olmadığı müddetçe, yani bir anten olmadığı müddetçe, hiçbir muhabir isim yazamaz. 40 yıldır bu işin içindeyim. Başkan 2-3 gazeteciye kızıp ambargo koymuş, tesislere almıyor. Yarın maçlar başlayacak ve bu gazeteciler görevleri icabı stada gelecekler. Tesislere almadığınız gibi stadlara da mı almayacaksınız? Böyle bir gücünüz var mı? Böyle şey olmaz. Bunlar yanlış hareketler. Yine söylüyorum, kulüple alakalı haberler içerden sızdırılmadığı müddetçe kimse iki harf bile yazamaz. Şunu net olarak söylüyorum; iki tarafta sütten çıkmış ak kaşık değil. Ben ne yöneticiler biliyorum, “Paramı vermezseniz Konyaspor'a zırnık mal yok” diyenlerden tutun, kulübe bir kuruşu nasip olmamış, ama “yeter artık cebime anahtar uydurdunuz” diyenlere kadar. Ben bu şehirde, özellikle de spor camiasında kimin elinin kimin cebinde olduğunu çok iyi biliyorum. Onun için de herkes akıllı olacak.

 
KULÜBÜN İÇERİSİNDE SIKINTI OLDUĞU GERÇEK
Hem içerden hem de dışarıdan kulübü karıştırmak isteyenler, dün vardı, bugün de var, yarın da olacak. Patronaj ile çalışanlar arasında bir kopukluk ve yetki kargaşası varsa, bu işin sonu nereye gider? Yönetimin, daha doğrusu kulübü yöneten 2-3 kişinin buna müsaade etmemesi lazım. İnsanlar sosyal medyada kendi hesaplarından bir sürü şeyler yazıyor, paylaşıyor. Bunların gerçekle örtüşenleri de var, asparagas olanları da. Transferlerle ilgili, menajerlere ilgili, kulübün üzerinden para kazanan yöneticiler ilgili. Bu kulüp menejerlerden çok çekti.  Kulübe menejerleri sokmamalıyız. Bu adamların derdi kulüp değil, kendi ceplerini doldurmak. Bunları bitirmek lazım.  Ve en önemlisi de başkan ve yönetim, Aykut Kocaman'ın gittiği gün apar topar kulübe menajer yapılan Bülent Akın'ın arkasında durmalı. Çünkü, sosyal medyada Bülent Akın'a Vukoviç transferi ile ilgili bir linç kampanyası başlatıldı. Sırp oyuncu, bizim Yazıişleri Müdürümüz İbrahim Büyükeken'e konuşmuş. Transfer meselesini anlatmış. Vukoviç'i kimse göndermiyor, oyuncu  kendisi gitmek istiyor. Vukoviç, “Ailem ve kariyerim için buradan gitmem lazım. Konya'yı çok seviyorum, ama Vuko'nun gitme zamanı geldi” demiş. Dolayısıyla Bülent Akın'ın Vukoviç transferi konusunda en ufak bir dahlinin olduğunu düşünmüyorum. Kulüp Başkanı kendisine bağlı olan Bülent Akın'ı ne içerdeki, ne de dışardaki futbol simsarlarına gevdirmemeli. 

dsc_7681-min.jpg


STORE MESELESİ VE ABDULLAH ŞANLI
Konyaspor kulübü bu krizi de çözmelidir. Çünkü, sürekli sıcak tutulan, tutulmaya çalışılan bu store meselesinin iyice tadı kaçtı. Abdullah Şanlı, Konyaspor'da yöneticilik yapacaksa, storeyi bırakacak. “Store benim ekmek teknem” diyorsa da, o zaman Konyaspor yöneticiliğini bırakacak.  “Hem şöfor mahalli, hem 50 kuruş” doğru durmuyor gibime geliyor.  Birisinden mutlaka feragat etmeli. Çünkü, hem kendini yıpratıyor, hem de Konyaspor'da varlık sebebi olan Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan'ı. “Storeler zarar ediyor, ben bırakmak istiyorum, ama bıraktırmıyorlar” gibi söylemlerin alıcısı yok. Daha net bir şey söylemek gerekirse, ya yardan, ya da serden geçecek. Türkiye'de bu gibi storeleri kulüpler kendileri çalıştırırken, kulüp para kazanırken, bir yöneticinin Konyaspor'un sırtından para kazanması etik değil. Kimse kusura bakmasın. Sevgili Abdullah Şanlı şu söylemden de vazgeçmeli artık. “Yöneticiliği bırakıp, işime gücüme bakacağım, ama beni bırakmıyorlar” demiyecek. Çünkü, Konyaspor'da kendisini zorla tutan birinin olduğunu sanmıyorum.  Kimse bulunmaz Hint kumaşı değil. Kimse kendisini bu kulüpte tutmak için kafasına silah dayamıyor. Verir istifasını çeker gider. Bu kadar basit. İşin içinde başka işler varsa da vebali onların. 

FERHAT TÜRKOĞLU merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum