Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Konya Meselelerinin Geçmiş ve Geleceği

Konya Meselelerinin Geçmiş ve Geleceği

Yazılarımı izleyen okuyucular bilirler. 1954’de ki ilkyazımın başlığı “Konya Üvey Evlat görülüyor” ile başlamış yıllarca Konya meselelerinin halli için yazılarca yazmış oldum ve olmaktayım.
Çünkü Konyalı ve ona Âşık biriyim
 ***
Son günlerde daha yakınlık yerine kimilerince uzak zamana bağlanan Türkiye Vizyonu içinde Konya Vizyonu için söylemler oldu ve gırla gitmekte.
Hal bu ki şükretmek lazım 2023’de olabilirse. Çünkü Konya meseleleri 1940’larda önce yol sonra sulama işlemleri ile başlayıp.
***
Yakın yirmi yıla kadar, Ankara bölünmüş yol ve tren yolu istemi, Beyhekim Sağlık Kompleksi, Sivil Hava Alanı, Antalya Yolu, Mevlana Kültür Merkezi, KOP vb. ile donanmıştı.
Bunlar için neler ve nasıl oluşumlar oldu bir hatırlayarak son 2023 Vizyonu üzerinde dursak yanlış olmaz herhalde. Çünkü meselelerin hallinde ki çalışmalar bizlere hayli yoğurdu üfletmekten geri kalmamıştı.
DP zamanında Ankara –Konya yolu yanında diğer yıldız açılışını andıran yollar ikişer üçer yıl içinde ele alınıp trafiğe açıldı. Tabii zamanın ihtiyacı sekiz mt. genişlikli yollardı.
Bu arada Et-Balık tesisleri, Şeker fabrikası ve 60 Tn. luk silo Konya için gelişim yatırımları idi.
Bununla da kalınmıyor, aslında ta Osmanlı Devleti zamanında düşünülüp önce Beyşehir Gölü’nden sulama işleminin ilerisi olarak. Bu gün KOP diye yırtındığımız Konya ve Aksaray havzasını kapsayan sulama işlemi için tetkik ve projelendirmeleri başlatmışlardı ama ömürleri vefa etmedi. Kesiverdiler ortamı!
Konya için meseleler çoğaldı. Bunlara ait söylemler için, bırakın ikide bir Konya’da kurulan komisyonları.
İstanbul, Ankara hatta İzmir de yapılan Konyalılar gecelerinde hararetle kurulan komisyonlar olduğu halde topallayıverdi ilgiler.
Konya için çalışan Valilerimizden Sayın Ahmet Kayhan, Sayın Başbakan R. Tayip Erdoğan’a “Bir görseniz efendim” dememiş olsa idi. Yirmi yıldır temelinde çimenler biten Mevlâna Kültür Merkezi ne zaman ele alınabilirdi tasavvur edemiyorum. Ne yazık ki “sen misin öne geçen” düşünürlerince(!) ayırıverdiler Konya hizmetlerinden.
Konya- Antalya yolu dediğimiz ama aslında Seydişehir – (Beyşehir – Manavgat) kavşağına kadar ki elli km.’lik yol.
Bakanlarımızdan Sayın Mehmet Keçeciler’in ilgisiyle ilerlese de sonra yine duruş görünürken TCK Bölge Müdürü Sayın H. Oğuzalp’ın üzerinde uğraşısıyla 37 yıl sonra tamamlanmış oldu.
Keza Konya Seydişehir arası da. Bu yolda kazalar sonucu yeni bir proje ve bölünmüş yol ele alınmasıyla yeniden ele alınıp yapımı devam ediyor ama 2013 den evvel tamamlanabilirse sevinmiş olabiliriz tabii!
Seydişehir – Manavgat arası Bölünmüş yol yapımı programı nedense kaydırıverdi bile! Kimseden de ses yok!
Birçok kazalara yol açan Konya - Ereğli Yolu yapımına çağrışımlar çok oldu ve aksadı ise de yine tekrar dava sonu yeniden Konya’da vazifelendirilen Sayın H. Oğuzalp’ın gayretleri ile tamamlandı.
Daha evvelde Konya-Ankara Yolu Kulu kavşağına kadar beton asfalt yapımını tamamlamıştı.
Diğer Konya – Karaman – Sertavul bölünmüş yol, Hadim – Adiller standart yol olarak da kısa zamanda bunların tamamlanmasını sağlamıştı…
Ama neye yarıyor fazla çalışmalar bizde! Ağırdan alıp 2010 yılında bitirmesi gerekirken bitiremeyen Konya – Aksaray Yolu müteahhidine cezalı çalışma tebligatı yapınca savaşı kaybetti. Sadece omu? Konya da bir çalışkanından oluverdi.
Beyhekim Sağlık Kompleksi Rahmetli Dr. Mustafa Akın’ın çaba gösterdiği ve yedi bina olarak projelendirilen hastahane yapımının üç binası önce dördüncüsü de sonra olmak üzere yirminci yılında tamamlanıp eksiğiyle açılabildi ama.
Diğer binalar herhalde gözden kaçıverip kayboldu.
Sonra beşincisi ele alınacaktı fakat müşahedem olamadı.
Sivil hava alanı mı? Ohooo Hanımefendi Başbakanımız Sayın Çiller zamanında DY vekillerimiz “ İşte Sivil Alan yapıyoruz” deyip yeni yapılacak “Terminal” binasını hava alanı yapımı gibi göstermeleri ile kaldı gitti.
Hâlâ Terminal binasını yenileme ve biraz genişletmelerle idare ediyoruz Askeri mıntıka da. Konyalılar Sivil alan diye yırtınsalar da ilgili Sayın Bakan “Düşüncemizde bile yok” demesinden sonra sustular mı yoksa ne oldu bilmiyorum. Vekillerden ses çıkmayıverdi.
Trenle 24 saatte gidilebilen Ankara ya otobüsler kısa yoldan üç saatte gidebiliyordu ama yinede bir Tren yolu isteniyordu.
Bu istek Hızlı Trene dönüşünce vekillerimiz 2003 yılında başladılar.
Medyada görünür görünmez beyanlarla 2006 da hızla ulaşacaktık Ankara’ya Trenle ama. Tabii öyle kolay değildi.
Sayın Başbakan Erdoğan’ın Mevlâna Kültür Merkezine verdiği önemi burada da verince nihayet bu yıl yolcuları bir buçuk saatte ulaştırıverdi Konya’dan Ankara’ya.
Üç sefer bile yetmiyor şimdi de. Daha fazla sefer için çalışılıyor.
***
Gelelim KOP’a Osmanlıdan beri düşüncelerde olan bekleyiş, söyleşilerden ileri gidemedi ise de onun 16 da bir nüvesi olabilen Mavi tünel çalışmalarına sarılı verdi bizim vekillerimiz.
“İşte KOP’u hallediyoruz” diye.
Her ne kadar on yıldır çalışması olsa da duraklamalar neticesi üç yıldır hızlanan Mavi Tünel’in sonuna 800 metre kalmış ve tahminen 17 Aralık’ta ışığa kavuşmuş olsa bile…
Susayacağız iyice su yokluğu olan boş tünelden geçerken.
“Ne demekmiş mi?” dediniz? Hayret etmeyin. Ona su verecek kollar olan Bozkır Barajı yeni ihale edildi Afşar barajının ise halen ihalesi bile yok!
Bu tünelden geçebilecek su bize KOP havalisini değil Konya Ovası’nın bir kısmına, yani bir damacana isteğimize bir sürahi su daha eklemiş olacak.
***
İşte geçmiş ve yakın oluşumlardan bir deyim geçiverdim.
Bakalım gerek KOP ve diğer kalan Konya meseleleri nasıl tamamlanabilecek?
Bunların üzerinde uğraşımlar da neler oluyor ve 2023’de her şey tamam ve güllük gülistanlık içinde olabilmeyi torunlarımız için hayal edebilecekler miyiz?
Atasözümüz, “Geçmiş geçmiştir şimdiki an vardır bir hayatta” düsturuna uyarak
Gelecek yazıda müşahede etmeye çalışırız inşallah.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR