Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Konya Gar’ının tarihteki olayları

Konya Gar’ının tarihteki olayları

Konya Tren garı neler gördü? İstanbul'a yolcuları nasıl gönderir nasıl karşılardı?

Bugün YHT’yi görenler o günleri yetmişlikler haricinde bilen duyan var mı dersiniz.

Gelin nasıl meydana gelmiş neler olmuş yaşamım içinde gördüklerimi anlatmak isterim.

***

Sultan II. Abdülhamid Han tarafından demiryolu yapımı düşünülmüş ve 1871’de karar alınmış.

Bu yapım o zamanlar Osmanlı Devleti içinde olan Bağdat’a kadar da yapılması düşünülerek bir Alman firmasıyla anlaşılmış hatta bazı söylemlere göre firma ücret almadan yapmayı teklif ettiği ama bunun altında Petrol bulma işlemi olması dolayısıyla olduğu da söylenir

***

Bu yapılacak demiryolu Konya’dan da geçecektir.

Bu düşünceyi ortaya atan Sultan II. Abdülhamid Han bugün söylenen Hindistan’a ulaşma emelini ta o zaman şöyle anlatmıştır.

***

“Bütün kuvvetimle Anadolu Demiryollarının inşasına hız verdim. Bu yolun gayesi Mezopotamya ve Bağdat'ı, Anadolu'ya bağlamak, Basra Körfezi'ne kadar ulaşmaktır.

Alman yardımı sayesinde bu başarılmıştır. Eskiden tarlalarda çürüyen hububat şimdi iyi sürüm bulmaktadır, madenlerimiz dünya piyasasına arz edilmektedir. Anadolu için iyi bir istikbal hazırlanmıştır.

İmparatorluğumuz dahilinde ki demiryollarının inşaatı mevzusunda büyük devletler arasındaki rekabet çok garip ve şüphe davet edicidir. Her ne kadar büyük devletler itiraf etmek istemiyorlarsa da bu demiryollarının ehemmiyeti yalnızca iktisadi değil, aynı zamanda siyasidir.”

***

İstanbul’dan başlayan demiryolu yapımı, istasyon bina ve lojmanlarını da içine alan bir yapımla başlar ve 29 Temmuz 1896’da Konya’ya ulaşarak Konya Gar’ı meydana gelir.

Gar şehir merkezine hayli uzaktır ve Havuzan ile şehir merkezi arasında kalmıştır.

Belediye ilk defa buraya kadar parke yol yapmış iki yanına Çınar ağaçlarını sıralamıştır

Bu çınarlar büyüyünce karşılıklı dalları yol üzerini kaplamasıyla yola gölgelik yapmıştır.

Bu güzellik o kadar hoşa gitmiştir ki hanım ve beyler burada gezinti yapmadan edememişlerdir.

Ne yazık ki bu güzelim çınarları 1955’de vazifesi olmayan Konya DSİ müdürü Merhum Osman Bibioğlu DSİ dozerleri ile söküp atmıştı.

O zaman ağaç bahanesi ile çıngar çıkaran yerli yabancı terör estirenler olmadığından halk sessiz sedasız içleri kan ağlayarak seyretmişlerdir.

***

Konya Gar’ının yapımı sonrası şehir merkezinden uzak olmasına rağmen ziyaret edilen bir yer olmuştur.

Bilhassa yaz günleri yolcusu da olmayan hanımefendi ve beyler Gar’a gelip tren gelinceye kadar kol kola gar binası önünde gezinti yapmayı benimsemişlerdir.

***

Ya trenin gelişi ve elli dakika kalıp hareketi arasında yolcular binmek için uğraş verirken kompartımanlarda yer bulamayınca bağladıkları yatak, heybe çuval vb. yi koridor üzerine yığıp ayakta yolculuğa hazır olurlardı.

Konya’dan sonra devam eden yolculardan bazıları Gar’ın karşısındaki Hamdi Doyuran lokantasında yemek yerlerdi.

Trenin saatinde geldiği hemen hemen hiç görülmez yaz günlerinde iki- dört kış günlerinde altı saat kadar tehirli gelirdi.

Yaz günlerinde iyide kış günlerinde halen mevcut eski Gar binası salonunda bekleyen yolcular ortaya konulmuş bir kömür sobasının verdiği ısıtma yetmediğinden üşüme tehlikesi geçirir öksürük sesleri serenadı başlardı.

***

Şehir merkezinden gelenlerin çoğu yayan gelir bütçesi elverenler Faytona binerdi.

Otolar yoktu 1950 yıllarında birkaç adet taksi bugünkü Yapı Kredi Bankası önündeki meydanda bulunurdu ama çok pahalı olduğundan varlıklılar binebilirdi.

***

Tren Konya–Haydarpaşa yani İstanbul'a normal olarak gidebilirse Konya’dan Saat 10’da kalkınca ertesi gün yani 24 saat sonra Haydarpaşa’ya takıdık tukuduk sesleri arasında tehirsiz ise varırdı.

               Haydarpaşa’dan saat tam 10’da kalkar Konya’ya gelişi tehire bağlı idi.

Günlük gazeteler o zamanlar bu trenle ertesi gün gelir Konyalılar bir gün sonra okurlardı

***

Zaman geçti türkülerde yer alıp “Kara tren gelmez ola” denildiği gibi yerini mazotlu lokomotifler ile yürüyen trenler olunca Konya’ya da Meram Express treni kondu ama kara tren yine de vardı.

Gar Civarındaki bu günkü TCDD misafirhanesi Bağdat oteli ismi ile çalışır istasyon caddesi üzerinde gayrimüslim birinin oteli mevcuttu.

O zamanların tek yolculuk vasıtası zamanla Karayollarının yapımı ile otobüsler çoğalmış artık vatandaş yol güzergâhındaki köy ilçe haricinde trene rağbet göstermeyiverdi.

***

Nedense TCDDY bu arada ne ray onarımı ne Trende değişim yapma üzerinde pek işlem yapmadı veya yapamamış oldu.

***

Oldu ama bugünkü zihniyet bu eskimiş zihniyeti bir kenara atıverdi. Avrupa ile yarışa girdi.

Önce Ankara – Eskişehir derken Konya-Eskişehir'e şimdi de Konya İstanbul arasını YHT ile takıdık tukuduksuz rahat koltuklarda istirahat ederek çok kısa bir zamanda yolculuk yapılmasını sağladı.

***

Biz yaşlılar şöyle bir geri ve bugüne baktığımızda bu hızlı akışı hayret içinde karşılıyor…

Yapımına karar veren Hükümet TCDD mensupları ve yapımda emeği geçen yüklenilecileri hararetle tebrikle teşekkürlerimizi arz ediyoruz.

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR