Nevzat Laleli

Nevzat Laleli

Kişi başına milli gelir

Kişi başına milli gelir

2016 yılı ekonomi raporu

 

Ülkeye giren (ihracat, turizm, işçi dövizleri gibi) bütün gelirlere “Milli Gelir” denilmektedir. Ancak son zamanlarda devletin faizle aldığı borçlar da milli gelir olarak değerlendirilmeye başlamıştır. Bir Ali Cingöz oyunuyla Milli Gelir nüfusumuza bölünmekte elde edilen neticeye de “Fert başına milli gelir” denilmektedir.

Tabii bu oyunu merhum Necip Fazıl Kısakürek, “Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul/ Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul./  Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;/ Yaşasın kefenimin kefili karaborsa !” diyerek açıklamaktadır.

Büyüme konusunda da tartışmalar aldı başını gidiyor. AK Partili ekonomiden sorumlu bakanların ve bürokratların tartışmaları arasında galiba ekonomi yönetimi kontrolü kaybetti ve arabanın hız ayarını iyi yapamadı, takla attırdılar. Zira 2011 yılında % 8.8 olan büyüme oranı 2012’de % 2.2’ye düştü ve hedefin de altında kaldı. Daha sonraki yıllarda da bir türlü arzu edilen büyüme hedefine ulaşılamadı. Sayın Başbakan da, AK Partili birçok bakan ve parti yöneticisi de konu ile ilgili açıklamalar yapmaktadırlar. Biz bu konuyu raporumuzda etraflıca ele alarak halkımızı bilgilendirmek istiyoruz.

40.mi̇lli̇-geli̇r.jpg

Hükümet yetkilileri yıllardan beri Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) büyüklüğü açısından 30 OECD üyesi ülke arasında 16.-17. büyük ekonomi haline geldiğini açıklamaktadırlar. Ama ne hikmetse Türkiye daha üst sıralara, mesela 10. sıraya bir türlü gelememektedir.

Türk ekonomisindeki büyüme oranları da devletin resmi kurumları tarafından açıklanmaktadır. Hükümet üyeleri de TV kameraları karşısına geçip “Biz iktidara geldiğimizde kişi başına milli gelir 3500 dolar idi. Bunu 10000 doların üzerine çıkardık” şeklinde biraz da övünerek açıklamalar yapmaktadırlar.

Ekonomide büyüme konusu çok önemlidir. Öneminden dolayı hükümetçe hazırlanan OVP’da üzerinde durulan temel ekonomik büyüklüklerden birisi büyümedir. “Orta Vadeli Program”ın yapılmasının temel esprisi nedir? Sanıyoruz OVP’ın yapılmasının temel esprisi, hükümetin geçmiş yıllardaki bütçe uygulamaları ile Dünya’da ve Türkiye’deki ekonomide yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak önümüzdeki üç yıl için temel ekonomik büyüklükleri belirleyip, bu ekonomik büyüklükler çerçevesinde önümüzdeki yılın ekonomi kararlarını vermek ve bütçesini yapmaktır.

Eğer 14 yıldan beri bu ülkeyi yöneten bir hükümet geçen sene yaptığını bu sene bitmeden değiştiriyorsa, hükümetin ekonomik konulardaki öngörüleri de tutmuyorsa bunun anlamı “hükümet ekonomiyi planla-programla idare etmiyor, deneme-yanılma yöntemiyle, el yordamıyla idare ediyorlar” demektir. Bu önemli konu “Biz böyle olacağını öngörmüştük ama olmadı. Ne yapalım? Olmadı.” demekle geçiştirilemez.

Zira ABD ve AB ülkelerinde yaşanan kriz de biliniyordu. Türkiye’de yaşanan terör olayları da biliniyordu. Suriye ve Irak’taki çatışmalar da biliniyordu. Hükümetin bu şartları ve dünyada yaşanan diğer olayları dikkate almadan program yapması kelimenin tam anlamıyla işi ciddiye almamaktır. Program yapılırken çok dikkatli olunmalı, tabir-i caizse “kılı kırk yararcasına” bir itinayla program hazırlanmalı ve devlet ciddiyetine yakışır bir biçimde uygulanmalı, “olmadı, değiştir (revize et)” denilmemelidir.

Büyüme konusuna çeyrek dilimler (3 aylık) halinde açıklanan 2015 ve 2016 (ilk 2 çeyrek) yıllarına ait GSYH verilerinin kısa bir değerlendirmesini yaparak girmek istiyoruz.

Değerlendirmelerimize geçmeden önce şu hususu altını çizerek açıklamak istiyoruz. TÜİK 2016 yılına ait ilk iki çeyreği daha önce açıkladığı yöntemi esas alarak açıklamıştı. 2016 yılının 3. çeyreğinde Avrupa Birliği Yönetmeliklerine (ESA 2010) uygun olarak yapılan Revizyonu tamamladığını belirterek 2015 yılının 4 çeyreği ile 2016 yılının ilk iki çeyreği de dahil verileri açıkladı. Yani sene ortasında revizyona gitti. Tabi revizyon (düzeltme) yapınca daha önce açıklanan 2015 yılına ait 4 çeyrek ile 2016 yılına ait 2 çeyreğe ait rakamların hepsi yükseltildi. Hesaplama yapılırken zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100) alınmış.

Kaynak: Prof. Dr. Latif Öztek ve TUİK

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nevzat Laleli Arşivi
SON YAZILAR