Recep Çınar

Recep Çınar

Kimliğini arayan takım

Kimliğini arayan takım

Pawelek'i gönderip Kaya'yı almanın mantığı nedir?

Ha keza Ercüment'i şutlamanın...

Perez'i, Kere'yi ya da taraftarlara “illallah” dedirten Robak'ı paketleyip, Neca'yı ve Angelov'u transfer etmek, hangi futbol aklının doğrusudur?

Kişilerden bahsetmiyorum, ortak futbol akıllarından sözediyorum...

Örneğin yere göğe sığdırılamayan, iki maçta 5 gol yiyen Kaya'nın bir muadili olamaz mıydı Ercüment?

Yanlış anlaşılmasın...

Derdimiz bu oyuncunun ya da bu oyuncuların kalitesini tartışmaya açmak değil...

Kariyerlerine hürmetimiz var aksine...

Ama yetmediklerini de görmezden gelmek, işimize, aşımıza, şehrimize “ihanet” olmaz mı?

Görmezden gelemezdik...

Şurası muhakkak, dünkü Konyaspor'un kadrosu bugünkünden daha iyiydi...

Dünkü kadro bugün mumla aranıyor ise yönetenlerin aynaya bakmasında yarar var...

Eğer gelenler gideni aratmışsa, özellikle Robak gibi biri aranır hale gelmişse, bu işte bir yanlışlığın olduğunu söylemek bile abesle iştigalden başka bir şey değil...

Hedefin şampiyonluksa ve hedefine göre de transferler yapıyorsa, dünden daha iyi olması gerekmez mi bu takımın?

Bir kimliğe bürünmesi, bir şekil alması çok mu zor?

Ama ne gariptir ki, Konyaspor'un durumu tam tersi...

Ben sadece transferlerden değil, kulübün genel yapısından bahsediyorum...

Kulüp olamamak ile takım olamamamın verdiği aciziyetin altını çizmeye çalışıyorum...

Şekerspor, Konyaspor'un sırtına kambur” diye bir gerçeği dile getirdim, bu şehirde bütün gazetelere tam sayfa ilanlar verildi, kulüp başkanlarına açıklamalar yaptırıldı...

Bir vatan haini ilan etmedikleri kaldı...

Gelinen nokta mı?

Herşey ortada...

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış, ama unutmasınlar ki, onuncu köyde var...

Neyse...

Bu mesele uzun, zaman kimin “donkişod” kimin “yel değirmeni” olduğunu gösterecektir...

Ve...

Şekerspor'un Konyaspor ile bir çatı altında buluşması noktasında yazdıklarımın arkasındayım...

Geri vitese takarsam namerdim...

Bu da böyle bilinsin...

xxx

ÖZKARA'NIN DÜĞÜNÜ

Hüsnü Özkara Konyaspor kulübünün teknik direktörü...

Ankara'da oğlunu evlendirdi...

Onun en mutlu günüydü...

Bu mutlu gününü de dostlarıyla paylaşmak en doğal hakkıydı...

Sağolsun bizleri de davet etti düğüne...

Konyaspor eski başkanı Mehmet Köseoğlu ve eski yönetici Yusuf Selek ile davete icabet ettik...

Trabzon'dan, Bolu'dan, Erzurum'dan, Elazığ'dan, ülkenin çeşitli yerlerinden yönetici, sporcu, teknik adam, Özkara'yı bu mutlu gününde yalnız bırakmamışlar...

Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan'da oradaydı...

Konyaspor eski yöneticisi Abbas Kılınç'da vefalı olduğunu göstermiş, atlamış gelmiş...

Buraya kadar tamam mı?

Tamam...

Hüsnü Hoca'nın düğününde kimler yoktu biliyor musunuz?

Konyaspor yoktu..

Konyaspor yöneticisi yoktu.

Konyaspor teknik direktörünün düğününde...

Ne kadar acı...

Kulüp müdürü, kulüp menejeri ve stat müdürünü saymıyorum...

Konyaspor'dan bir tek yöneticinin bu düğünde olmasının izahını biri bana anlatsın...

Anlatamazlar...

Yazık...

Yukarıda “Kulüp olamamak ile takım olamamamın verdiği aciziyetin altını çizmeye çalışıyorum” demem bundandır...

Bir kulübün başkanı ya da yöneticileri olarak, teknik direktörünün iyi ya da kötü gününde yanında yoksan, paylaşmıyorsan, bugün boynunda kılıçla gezen sadece o kulübün teknik direktörü değil bilesiniz...

Kulübü yönetmeye çalışanlar da, boyunlarında birer kılıçla gezdiklerini unutmasınlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi
SON YAZILAR