Karamollaoğlu: Üretim ekonomisine geçersek ayağa kalkarız

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Türkiye’nin Geleceği İçin Çare Var” konferanslarına hız kesmeden devam ediyor.  Partisinin Uşak İl Teşkilatı’nın düzenlediği konferansta Karamollaoğlu,  siyasi parti temsilcilerine, sivil toplum kuruluşları temsilcilerine, kanaat önderlerine ve işadamlarına hitap ederek, ülke ve dünya gündemine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Uşak’ta “Türkiye’nin Geleceği İçin Çare Var” konferanslarında konuşan Karamollaoğlu, üretim ekonomisini olmazsa olmaz olarak vurgulayarak, “Üretim ekonomisine geçersek Türkiye topyekûn ayağa kalkar. Tarım ve hayvancılık alanlarında büyük yatırımların yapılması lazım. Ekilmedik tarla bırakmamamız gerekiyor. Gıdadan ilaca, tanktan topa ne varsa üretmemiz gerekiyor” dedi.

HAMMADDE ÇALIŞMALARINI ARTIRDI

Çin’in dünya politikasında söz almaya başladığını söyleyerek konuşmasına başlayan Karamollaoğlu, “Biz yüzde 7 gibi büyümeleri büyük rakamlar olarak görürken, Çin bu rakamları orta seviyeye olarak görüyor. Çin şu anki kalkınma hızını korursa dünyanın en güçlü ekonomisi haline gelecek. Çin, demir-çelik alanında büyük bir çalışma yürütüyor. Hammadde için dünyanın birçok noktasında çalışmalarını artırdı. Tabii bunun yanında Çin dünya siyasetinde yer almaya başladı.  Çin, ABD’ye de ‘ben artık varım’ diyor. Sanayi ve teknoloji alanında büyük atılımlar yapıyor. Öte yandan denizlerde de hakimiyetini artırıyor” ifadelerini kullandı.

BİR TANE KÂĞIT FABRİKAMIZ YOK

Hükümetin tarım ve orman politikasını eleştiren Karamollaoğlu, “Ürün bazında politika yürütülmesi gerekiyor. Fındık, üzüm, zeytin, kayısı her üründe politika benimsenmelidir. Yerli tohumu üretmeliyiz. Hayvan ırklarımız için adımlar atmalıyız. Çiftçiye en büyük desteğin verilmesi gerekiyor. Bununla hem çiftçi hem de devlet kazanır. Ormanda birçok adımın atıldığı söyleniyor. Ancak bir tane kâğıt fabrikamız yok. Kâğıdı dışarıdan alıyoruz. Bu orman ürünlerine verilen kıymeti ortaya çıkarıyor” şeklinde konuştu.

YENİ MAĞDURLAR ORTAYA ÇIKAR

“Sanayici, esnaf, çiftçi, banka ve en son devlet borçlu” diyen Karamollaoğlu, “Birinin çıkıp bu borçları ödemesi gerekiyor. Devletin bu borçları konsolide etmesi gerekiyor. Devlet çıkıp diyecek ki ‘borcunuzun kefili benim’. Sonra diyecek ki ‘şartlarınız düzeldiğinde bu parayı geri alacağım’. Emin olun böyle yaparlarsa Türkiye’de taşlar kısa zamanda yerine oturur. Ama bunu yapmak cesaret ister, akıl ister ve en önemlisi tecrübe ister. ABD’de bu durum 2006 ile 2008 yılları arasında yaşandı. Onlar bankaları devletleştirdi. Bu borçlar ödenmeden olmaz. Konkordato ilan etmek ‘alacağımı tahsil edemiyorum, bundan dolayı ben de borcumu ödeyemiyorum’ demektir. Böyle olursa yarın yeni mağdurlar ortaya çıkar. Sonra alacaklı da diyecek ki ‘ben de alacaklarımı alamadığım için ben de borcumu ödemiyorum.’ O zaman işte hayat duracak. İşte bir gün bina çökerse altında biz de kalırız” dedi. 

ÜRETİM EKONOMİSİNE GEÇMEMİZ GEREKİYOR

Karamollaoğlu, üretim ekonomisini olmazsa olmaz olarak vurgulayarak, şöyle devam etti: “Üretim ekonomisine geçmeden sosyal hizmetler yaparak Türkiye ayağa kalkamaz. Üretim ekonomisine geçersek Türkiye topyekûn ayağa kalkar. Tarım ve hayvancılık alanlarında büyük yatırmaların yapılması lazım. Ekilmedik tarla bırakmamamız gerekiyor. Hükümet arsa rantı yapıyor. Sanayici devleti yanında görmek ister. Bir olumsuzlukla karşılaştığı zaman devleti yanında görmek ister. Bunlar olmazsa sanayiciler sanayi yatırımlarına girmezler. Gıdadan ilaca, tanktan topa ne varsa üretmemiz gerekiyor. ‘Millet bahçelerine ne gerek var’ demiyorum. Ancak orada oynayacak çocuğun işe de ihtiyaç var. Böyle bir yatırım programıyla Türkiye’nin ömrü billâh kalkınması mümkün değil.”