Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Kalem dostlukları

Kalem dostlukları

Sazak ve Yanık Bahar gibi romanlarından tanıdığımız değerli yazar Yakup Çak,  kitap tanıtımı ve değerlendirmeleri yapan Kitaphaber.com.tr sitesinde, benimle bir söyleşi yaptı.
Kaleme muhabbeti olanların ilgileneceğini düşündüğüm bu söyleşiyi kısaltarak okurlarımıza sunuyorum:
 1-Hüzeyme Yeşim Koçak kimdir, sorusu yerine kendinizi ifade eden ve bu benim dediğiniz bir cümleniz var mı?
Zor ve güzel bir soru. Ben kelime vereyim.“Taleb(e) ” diyeceğim. Her duruma uygun sanırım. Malumunuz Cennet’e de sığamamış, Baş Ayartıcı’nın/ Bölücünün etkisiyle isteklendirilmiş, yeni bir yer, konum aramış, dünyaya düşmüştük.
 Bir türlü sınırlandıramadığımız isteklerimiz veya taleplerimize paralel de, gönül(lü)-gönülsüz öğrenciliğimiz sürüyor.
Aşk Kapısı’nın nan(kör) kedisi; hakikat arayıcısı, yeniçağların mevsimsiz çilekeş cadısı, hünersiz kelime oynatıcısı, ironik kronik biricik kalem gibi fiyakalı(!) cevaplar da verebilirim.
2-Sizi tanımlayan cümle nedir?
Sevda Yollarında gayret, sabır ve seyir. Sevgi Dairesine intisap;  fikir, zikir ve şükür. Hepsini silebilirsiniz, geriye kalır gafil kul, avuçları açık meraklı sâil, züğürt ve omzunda keşkül.
3-Sizi kitapların dünyasına çeken ve yazarlığa iten sebep nedir?
Tek bir neden söylemek zor. Ailemden özellikle babamdan teşvik gördüm, en önce. Kitapları sevince, yazmak ve verdiği eserlerle donanmak, taçlanmak gibi bir arzu da boy atıyor içinizde.
Galiba, bir yazarlık nüvesi, ukdesiyle doğuyorsunuz; kader çizginiz de ona göre şekilleniyor. Eğer eli kalemli kişilerdenseniz, hayatınızda kelimelere yazılıysanız; bir gün mutlaka mürekkebe batıp bulanıyor, kaleme dadanıyorsunuz.
Geçici de olsa, size verili bir gerçek o. Ortam, şartlar, kişiler, sürekli yenilenen gelişen (yazar) şahsiyetiniz; hepsi  “yazı noktasına” hizmet ediyor.
Yanlış anlaşılmazsa, gerisi “hikâyedir” diyelim mi. Yani siz artık, “büyük hikâye(niz)de yazarsınız”.
4-Kadın yazar olmak elbette ki bazı zorlukları da beraberinde getirmektedir. Bir taraftan ev, diğer taraftan iş ve edebiyat hayatı, çok yönlü bir yaşam gerektiriyor. Siz bu yolculukta en büyük desteği nereden alıyorsunuz?
Sağ olsun eşim, huzurlu rahat bir ortamı sağlamada en önemli yardımcım. Ama inançlarım yol haritam ve maneviyattan en muhteşem desteği alıyorum.
Erkekler de bu yolculukta çeşitli güçlüklerle karşılaştığına göre; cinsiyet ya da soruna değil, çözüme çıkışa odaklanan tabiatım, hırslarımı frenlemeye çalışan tab’ım, arıtmaya niyetlendiğim kabım da işi kolaylaştırıp zevklendiriyor sanıyorum.
5-Özellikle Edebiyat camiasına yeni katılacak olanların, anlaşılamayacağı veya yanlış anlaşılacağı korkusu var. Siz bu konuda neler söylersiniz?
Herhalde yazarlığın cilvelerindendir, anlaşılmamak duygusu. Ayağını yere sağlam bastıktan, yani gerekli teçhizatı sağladıktan sonra, ümitvar olsunlar. Enerji ve şevklerini muhtemel olumsuzluklar, mevhum şeyler için yok yere kesmesinler.
 Zannettiklerinden daha problemsiz, keyifli de gelişebilir süreç. Tersine hiç ummadığınız yardımlar, manevî bağışlar gelir. Kapılar açılır; edebiyat içre nice dostluklar gelişir.
Bazen menfi gibi gözüken hadiselerden yararlı, kişiliğimizi mesleğimizi geliştirecek müspet sonuçlar çıkarabiliriz.
Biz aşarak, açılarak, cesaret ve hamleyle büyüyüp, yükseliyoruz. Yenilgiler, bazen olgunluk basamakları olup, zafere dönüşüyor. Bir yerde edebiyata, kabiliyetinize olan sadakatiniz, arzunuzun gücü ölçülüp sınanıyor.
Güç ve ivme böyle kazanılıyor. Koşulları zorlayarak, mahpus ve mahkûm kalarak değil.
Ayrıca yeni, zorlu şartlara göre de şahsiyetimiz hazırlanıp yapılandırılıyor.
6-Okumak yazmanın, yazmak ise hayatınızın neresindedir?
Özellikle yazarlar için ikisi de iç içe. Okumak, yazmak:
Kelimelerde er(i)mek, zihinlerde gezinmek, ruh(ları) beslemek. Tefekkür, hayalhane, çatışma ve birlik; yazıdaki âhenk, “al beni dirlik”. Bin peçeli güzellik.
Saltanatlı yazılar, hürmetli sayfalar; yeni eserlerin yüz görümlülüğü; edebiyat postunda uzun, şahane geziler, adresler, bereket ve feyizler. Bir bitimsiz çeşmedir ki, kıyamete dek gider.
 Hayatın özsuyunu çıkarmak; tükenmez bir heyecanla, yazı sarhoşluğuyla, evler, köşkler çatmak. Kendi gökyüzünü boyamak.
İlhamın atı, kelimelerin fişeği barutu, cümlelerin âlâsı, edebiyatın hası, yazarın sivri külâhı.
Edebiyat gölgesinde demlenmek, serin asude uykularda dinlenmek.
Yazar yağmalamaları, bilgi harmanı, yazının çatısı. Edebî bir ölçüdeki denklik; kelimedeki tutku, şenlik.
Çata pata, şamata, edebiyattaki patlama, yazıdaki sarsma, sallama(!)
İstersen; her insandan, cümle hayattan, geçmiş solgun baharlardan, geleceğin görkemli satırlarından yazılar devşirirsin, bazen imzanı güncellersin, genellikle de kitaplarda geceler, nefeslenirsin.
İnsana, kadere, ömre dâir yazılanlar, çizilenler. Yazın(ın) soluğu, kalem farkındalığı, ihtişamlı bir denizin dalgaları, soylu bir güzellik zincirinin halkaları…
Bazen de beraberce yazılanlar, dayanışma, bölüşme anları; uzak beldelere uzanışlar, söze sese sevgiye zamana karışan çağrılar.
Mütevazı bir emeğin takdiri, hoşgörüsü, teşviki.
Edebiyat kanalıyla gelen lütuf, letafet ve kutlamalar, ak sayfalara düşen göndermeler, karşılıklı selâmlama,  hediyeleşme ve bayramlaşmalar.
Buna rağmen, uzun seneler ara verdim; tutku, heves kalktı, yaz(a)madım. Meğerse varlığım dâhil, alınır verilebilirmiş, tümü emanetmiş.
7-Kitaplarınızda ve yazılarınızda, vermek istediğiniz mesajların okuyucuya ulaştığını görüyor musunuz? Geri dönüş konusunda neler söylemek istersiniz?
Mesajlarımın hepsinin anlaşıldığını söyleyemem. Fakat her zaman beni mutlu, tatmin eden geri dönüşler, akisler olmuştur.
Kimi kitaplarımın ikişer defa okunduğunu söyleyen sevgili okuyucularım, beni benden bile daha iyi anlayan üst düzey yorumlar, bazı edebiyat otoritelerinden onurlandırıcı, kıvanç verici tahlil ve değerlendirmeler…
Hoşuma gitmese bile, ders aldığım, okunduğuma yönelik bazı emâreler.
Yeterince emek verdiğiniz, nitelikli bir kitap dosyanızın bulunması dahi, birikiminizin size iyi bir geri dönüş yapması, hâsılattır aslında.
8-Kitaplarınızın yanı sıra aynı zamanda köşe yazarlığı da yapıyorsunuz. Bu çok yönlü kişiliğinizle, kendinizi en çok hangi alana daha yakın hissediyorsunuz?
Esasen bütün ifade ve iletişim araçlarının, edebî türlerin yeri ayrı, özel.
Bazı hassasiyet ve heyecanlarınız,  gündem, o an için meydana gelen mühim olaylar, toplumsal sorunlar, gazetedeki acil, hızlı yazıları, tepkileri vücuda getiriyor.
Elinizdeki malzeme, türlü meselelerin iç-dış baskısı, esin, etkilenme, yazma hâlleri ve tespitler, şekli belirliyor.
Hissiyatıma; görgü ve tanıklıklarıma; kısa yoldan aktarma, canlandırıp yaşatma güdüsüne; belki gizli bir şiirsellik ve derinlerdeki hikâye(ci)yle uyuşan bir algılama ve çerçeveye denk düştüğünde ise öyküyü tercih ediyorum.
Biraz daha zihnî çabalamayı aradığım zaman denemeyi yeğliyorum…
Uzun süreli, büyülü bir atmosferin habercisi roman; daima cazip ve davetkâr.
Neticede birini ihmal ettiğinizde, üzerinde çalışmayı hatta ter döküp, bunalmayı özlüyorsunuz.
Kitaplarsa; edebî şahsiyetinizin özü, c(isimlenmesi); kolayca vazgeçemeyeceğiniz bir mahsul, hayatınızın tatlı meyvesi.
9-Bir kitabı değerli kılan sebepler sizce nelerdir?
Herkesin ittifak ettiği, ortak edebî ölçütler var. Ancak öyle kitaplarla karşılaşıyoruz ki; bütün k(irini), necaseti, çamuru normalleştirip, olduğu gibi, tarafsızca(!) ortaya dökmüş.
Okuduğunuzda kalbiniz zift bağlıyor, som kötülüğün şiddetiyle vurgun yiyorsunuz.
Sırf çöplükleri karıştıran, mezbeleliklerden çıkmayan, bilinçli muzır yapıtları; dinî- millî hassasiyetlere sahip, bu toprağın değerlerine ve kültürüne bağlı, her şeye rağmen insaniyete inanan ve yücelten bir yazar olarak, EDEBiyat adına değerli bulmuyorum.
Eserin ve yazıcısının da bir haysiyeti var.
10-Yazmaya ilgi duyan genç yazarlara önerileriniz var mıdır? Bir yazarın ve okurun heybesinde sizce neler olmalıdır?
Yazarlık kanaatime göre, özgünlüğü yakalamak için gelenek köprüsünü kurmayı da;  
kabiliyet kadar ceht, sağlam bir donanım ve bakış açısını da icap ettiren bir inşa eylemi.
Çağını iyi okumak, hazinelerinin farkına varıp, mazi-hâl-istikbal bütünlüğünde bir duruş, mevki edinmek.
Kazanmaktan ziyade kazandırmak. Yazıyla birlikte, insanî boyut; edeb, kemâl,  aşk gibi kılavuz ve ideal kavramların gözardı edilmemesi. Topyekûn hayatımızın içinde gönülle birleşip, dünyamızda somutlaşıp seslenmesi.
Gençlere sadece sanatın değil, hayatın da manevî hazlarını keşfetme ve yaşamalarını, bir “istikamet” üzerinde bulunmalarını; hayatı “Güzelle, Güzelce” anlatmak ve anlamlandırmayı tavsiye ederim.

ESKADER 2013 ÖDÜLLERİ
Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’nin 2013 Ödülleri düzenlenen bir basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı.
Buna göre Feyzi Halıcı “Özel Ödül”e lâyık görülürken “Üstün Hizmet Ödülleri” Mehmet Türker Acaroğlu, Dr. Cahit Öney ve M. Necati Demirtaş’a verildi. Prof. Dr. Fatma Çiçek Derman Rikkat Kunt Hoca Hanım ile “Klâsik Türk İslâm Sanatları”; Prof. Dr. Ahmed Güner Sayar Abdülbaki Gölpınarlı ile “Biyografi”; Prof. Dr. Bilge Ercilasun ise Edebiyat Tarihi ve Tenkit kitabıyla “İnceleme” dalındaki ödülleri almaya hak kazandılar. Şiirde Ayşe Sevim, hikâyede Recep Seyhan, romanda ise Leyla Karaca eserleriyle bu dallardaki ödüllerin sahipleri oldular. En iyi dergi İtibar, en iyi yayınevi olarak Büyüyen Ay seçildi. 2013’ün en iyi filmi “Üç Yol”, en iyi tiyatro eseri ise “A’mâk-ı Hayal” olarak ilân edildi. Edirne Valiliği, Bitlis Valiliği ve Yunus Emre Enstitüsü kültürel hizmetleriyle ödüllendirilenler arasında. İhsan Işık, Dr. Cezmi Bayram, Prof. Dr. İsmail E. Erünsal, Bestami Yazgan, Nâzım Payam, Tacettin Diker, Mustafa Özdamar, Hasan Başpehlivan, Osman Suroğlu, Muhsin İlyas Subaşı, Gönül Paçacı ve İsmail Bilgin değişik dallardaki mükâfatların sahipleri oldu.
Başta Sayın Feyzi Halıcı ve diğer ödül sahiplerini tebrik ediyorum.

GÜZİDE TARANOĞLU
2013’ün son ayında vefat eden usta şairlerimizden Güzide Gülpınar Taranoğlu(1922);
“Tadı Yok Sensiz Geçen Ne Baharın Ne Yazın”, “Kanımda Kıvılcım Canımda Ateş” gibi sevilen şarkıları yazmıştı. Taranoğlu’nun şiirleri, Muzaffer İlkar, Alaeddin Yavaşça, Erol Sayan, Osman Babuşcu, Erol Evgin gibi ünlü bestekarlar ve sanatçılar tarafından bestelenmişti.
 Şairin çok sayıda şiir kitabı yayınlandı. Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi
SON YAZILAR