Trabzonspor maçının kritik viraj olduğunu söylemiştik.
Hele ki Elazığspor’un, Kayseri Erciyes’in galibiyetlerinden sonra daha önemli bir maç haline geldi.
Rakibimiz yorgundu. Hafta içi UEFA 2.tur eleme maçı oynamıştı.
Kadroya bakınca Kokaloviç kesik yemiş, yerine Vukovic sahadaydı.
Maça da hızlı başladık, oyunda etkimizi gösterdik.
Fakat Gekas isminin olmayışı gol hattında sıkıntı çektirdi.
Hleb’in getirdiği toplar hücumda Thorvaldson’da eridi.
Hleb demişken, geçen hafta da demiştim.
Bu hafta yine aynı şeyi gözlemledim.
Büyük futbolcu..
Hareketlenmeleri, top sürüşü, oyun zekası…
Ama bu durum diğerlerine fazla güven vermiş olacak ki her topta Hleb’i aradılar.
Yani bu hafta da takım Hleb takımıydı.
Trabzonspor’a bakıldığında ise, bu oyunla düşmeyi hakeden 3. Takım olmaları lazım.
6 şampiyonluğu olan bir takım bu denli kötü olamaz, olmamalı!
Lakin biz bu kötü Trabzonspor’u yakalamışken galip gelemedik.
Evet, 3 puan alamadığımız için üzgünüm hatta kızgınım…
Hem de Elazığspor’un 3 puanından sonra daha da üzüldüm beraberliğe.
Bu denli iyi oyun oynarken galip gelmek insanı ayrı mutlu eder sonuçta.
Tek temennim acilen Gekas’ın düzelip sahada yerini alması.
Yoksa işimiz gerçekten zor…
Bal yapmayan arı misali gidiyoruz..
***
Cumartesi Kayseri deplasmanındayız.
Yükselişe geçmiş, istediğini yapmaya başlamış bir takım bekliyor bizi.
Bu hafta ‘’deplasmanda’’ Kayserisporu 4-0 gibi farklı geçti Erciyesspor.
Bu formun, iyi sonucun devamı için büyük çaba göstereceklerdir.
Trabzonspor karşısındaki kontrollü oyun pek sökmez.
Tıpkı Elazığspor gibi hızlı hücuma çıkıyorlar.
Yan toplarda da etkili bir isim kattılar kadrolarına.
Mümkün mertebe savunma güvenliğini elde tutup 1 puana razı olmalıyız.
Önce 1 puan, sonrasında 3 puan hedefimiz olmalı.
Kayseri deplasmanında tüm takıma başarılar dilerim.