İthalat yolu yanlış

Türkiye’de veteriner hekimliği eğitim-öğretiminin 175. Kuruluş yıl dönümü nedeniyle Konya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Aşkın Yaşar, bir basın açıklaması yayınladı. 'Ülkemizde Veteriner Hekimliği eğitim ve öğretiminin başlamasından bu yana 175 yıl geçmesi bizler için tabii ki bir övünç ve gurur kaynağıdır. Ancak, bu uzun yıllara rağmen uygulanan eğitim sistemi ve politikaları nedeniyle uluslararası eğitim kalitesine 'bazı fakülteler hariç' sahip olamadığımız da acı bir gerçektir” dedi.

FAKÜLTE SAYISI FAZLA

Türkiye’deki Veteriner Fakültelerinin sayısının 33’e ulaştığına işaret eden Yaşar, şöyle konuştu: “Bu sayı aklın alamayacağı, mantığın kabul edemeyeceği bir düzeye ulaşmıştır. Ayrıca öğrenci kabul eden 27 veteriner fakültemizin hiçbirisi de dünyanın ilk 100 veteriner fakültesi arasında değildir. Gelişmiş ülkelerde örneğin Hollanda’da sadece 1 tane veteriner fakültesi mevcut ve Hollanda’nın hayvancılık ürünlerinden kazandığı para Türkiye’nin turizmden elden ettiği gelirin iki katı, hayvancılık gelirlerinin ise çok üzerindedir. Veteriner fakülteleri stratejik fakültelerdir. Dünyada çağdaş ülkelerde veteriner fakülteleri çok fazla değilse bunun sebebi açılamadığından değil, ihtiyaca binaen açılma gerekliliği, eğitimin pahalı olması ve ihtiyaç fazlalığının ekonomik olmamasındandır. Bu sayı 80 milyonluk Ülkemizi bir milyarlık Hindistan ve dört yüz milyonluk ABD’nin ardından Dünyada üçüncü, Avrupa’da birinci sıraya çıkartmıştır. Şu anda bu durum Türk Veteriner Hekimliğinin en büyük sorunudur. Umarım ki Ülkemizde veteriner fakültesi sayısı daha da artmaz ve zaman içerisinde eğitim standartlarını sağlayamayanlar da kapatılır.”

KONYA ARTIK HAYVANCILIK KENTİDİR

Ülkemizde 20 bin aktif veteriner hekimini bulunduğunu belirten Yaşar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bunların bin 400’ü, yani  yüzde 7’si Konya Veteriner Hekimleri Odası üyesidir. 78 milyon hektar arazi varlığı olan Ülkemizde Konya 4 milyon ha ile yüzde 5,24’lük bir orana sahiptir. Büyük oranda buğday yetiştirilen bir bölge olup, son yıllarda buğday ve samanın da ithal edildiği düşünülmelidir. Konya Büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığında ve dolayısı ile süt ve et üretiminde de yüzde 5, yumurtacı tavuk üretiminde yüzde 12 ve yumurta üretiminde yüzde 16’lık bir orana sahiptir. Konya artık bir tarım şehri değil bir hayvancılık kentidir.”

ÜLKE OLARAK GERİDEYİZ

Tüm Dünyada, gıda fiyatlarındaki artışın, son yıllarda istikrarlı bir şekilde devam ettiğini söyleyen Yaşar, “Gıda fiyatlarının artışı elbette ki en çok yoksul kesimleri etkileyecek ve Dünyadaki açların sayısı daha da artacaktır. Ayrıca bir toplumun gelişmişlik seviyesi fertlerinin tükettiği hayvansal gıdaların miktarı ile doğru orantılıdır. Ülkemizde tüketilen et, balık, süt, yumurta gibi değerli protein kaynakları miktarının gelişmiş ülke verileri ile karşılaştırıldığında çok geride olduğu görülecektir. Ülkemiz geniş coğrafyası, iklim özellikleri ve üç tarafındaki denizleri ile hayvansal üretim açısından önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen yanlış tercihle uygulanan tarım politikaları nedeniyle hayvansal üretim geliştirilememektedir. Bunun sonucu insanlarımız yeterli ve dengeli beslenme için gerekli düzeyde hayvansal proteine ulaşamamaktadır. Dünyada yaşanan bu kadar büyük açlık tehlikesine rağmen ülke potansiyelinin değerlendirilerek hayvansal üretimin arttırılmaması bunun yerine, hayvansal protein açığının ithalat yolu ile karşılanmasının tercih edilmesi, ileride çok daha büyük açlık sorunlarını beraberinde getirecektir” ifadelerine yer verdi.

İDRİS BAKAN