Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

İsraf Şeytanın Vasıflarındandır

İsraf Şeytanın Vasıflarındandır

İslam âlimlerine göre israf her türlü imkân ve varlığı boşuna harcama, saçıp savurmadır.
İsraf, gereksiz ve ölçüsüz harcamadır.
İsraf, malı helâk etmek, faydasız hâle getirmek, faydalı olmayacak şekilde sarf etmektir.
İsraf, malı, elden çıkmasına sebep olan yerlere atmak, onu helâk etmektir.
İsraf, Allah'ın verdiği nimetin değerini takdir edememek, verilen nimetleri kullanırken veya sarf ederken bilinçsizce hareket etmek demektir.
Bizim toplumumuzda her ne kadar israf, suyun fazla akıtılması, ekmek kırıntılarının çöpe dökülmesi, yiyeceklerin yarısının yenip yarısının çöpe atılması olarak görülüyorsa da asıl israf gereksiz ve yersiz harcanan her şey için söylenmelidir.
Bu sebepledir ki bu ülkede hep söylenildiği üzere en büyük israf ekmek ve su üzerinden yapılan israf değildir. Ekmek ve su, esasında bir nebze olsun israfı da değerlendirilen nimetlerdendir. Ekmek atıldığında kuşlara, kedilere, köpeklere yem olur. Bu şekilde bir tür israftan kurtulunmuş olabilir. Su ne kadar dökülürse dökülsün, denizlerde tekrar buharlaşıp su olarak gelebilir.
Hâlbuki insanın ömrü israf edildiğinde, geri dönüşümü yok olan israfların en büyüğü meydana gelmiş olur. Bu açıdan bakıldığında esasen yapılan en büyük israf hayatın israfıdır ve buna bağlı olarak diğer en büyük israflar ise diğerlerinden önde olmak üzere, iman nimetinin israfı, devlet imkânlarının israfı, ilim israfı olarak sayılabilir.
Bütün nimetleri Allahü Teala’nın insanlara verdiği birer emanet sayan dinimiz, bunları, sadece O’nun rızasını elde etmeyi ve insanlara hizmete elverişli yerlerde kullanmayı emreder. Parayı, malı dinimizin uygun gördüğü yerlere vermemek nasıl cimrilik olarak kabul ediliyorsa, bu imkânları dinimizin uygun görmediği yerlere dağıtmak da israf olarak kabul edilir.
Mübarek Ramazan Ayı’nın peşinden Şevval ayının sonuna gelmekte olduğumuz bu günlerde, Ramazan Ayında bile oruç ibadetlerini yerine getiren hemşerilerine karşı yeterince titiz davranmayan belediyeler, maalesef Rabbimizin verdiği imkân ve nimetlere karşı da titiz davranmamaya devam etmektedirler.
Son yıllarda özellikle Ramazan Ayında kendisini diğer zamanlara göre daha bir kontrol etme titizlik ve ahlakından uzak tavırlar içinde olan belediye idarecilerin büyük bir bölümü, devletin ve milletin kendilerine emanet ettiği imkânları sınır tanımaz bir şekilde harcamakta ve kamu kaynaklarını ne yazık ki büyük bir israf içinde tüketmektedirler.
Belediye Başkanları başta olmak üzere Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinin yönetim kademelerinde yer alan bu kişiler bu davranışlarıyla büyük bir gaflet içinde olduklarını fark etmedikleri gibi, etraflarında yer alan bazı kişi ve grupların teşvikiyle de kendilerine hiçbir zaman hesap sorulmayacakmış gibi lâ yüs’el bir hayat tarzını sürdürmeye devam etmektedirler.
Günlük hayatın gaflet dolu koşuşturmacası içinde bu gerçeği tamamen unutmuş bir şekilde yaşamaya devam edenler için ne gariptir ki, kamu kaynaklarının ve halkın parasının ölçüsüz bir şekilde harcanması sonrasında bir de bu yanlışlarıyla övünmeleri kendileri için bir prestij kaynağı olarak kabul edilmektedir.
Bu gerçeği gözlerden uzak tutma gayreti içinde olan belediye başkanları yaptıkları yanlışlıkların tam olarak ortaya çıkmamalarını sağlamak gayesiyle de zaman zaman açıklamaları ve konuşmaları arasında doğru sözlere yer verebilmektedirler.
Mesela israf konusu gündeme geldiğinde nedense belediye başkanları hep su, ekmek israfından söz ederlerken kendi yaptıkları faaliyetlerdeki israflardan hiç mi hiç söz etmezler.
Su bir nimettir, doğru, gerekli ve dengeli kullanılmalıdır. Ekmek bir nimettir, doğru, dengeli ve gerekli kullanılmalıdır. Ama sağlık da bir nimet, hayat da bir nimet, Mümin bir cemaatin içinde olmak da bir nimet, anne, baba, kardeşlerde bir nimet olduğu gibi belediye bütçesiyle verilen imkânlar da bir nimettir ve asla çarçur edilmemelidirler.
Su ve ekmeğin boşa gitmesi nasıl bir israfsa, bir Müslüman’ın diğer Müslüman’ların kardeşlik mefhumunu başkanlık nedeniyle zedelemesi de bir israftır.
Bir Müslüman’ın ekmeği çöpe atmaya kıyamadığı ve israf etmekten korktuğu gibi, elektrik israfından çekindiği gibi, suyun musluğunu fazla açmaktan çekindiği gibi mü’min kardeşlerini de çarçur etmekten de çekinmesi gerekmez mi?
Çünkü yüce Rabbimiz Allah(cc), küçük büyük ayırmaksızın israfın her türlüsünü haram kılmıştır. Gereksiz, amaçsız ve yararsız yere mal, zaman ve benzeri harcamalar yapılmasına ve tutumsuz davranışlarda bulunulmasına en başta belirttiğimiz gibi israf adı verilir.
Günah işlemek için ve günah işlenilmesi için verilen mal ve paralar da isrâfın en büyüklerinden olur.
Belediyelerin Ramazan ayı boyunca belediyelerin hemen hepsinin türlü adlar altında sazlı sözlü eğlenceler yapmış olmaları ve bu faaliyetlere(!) harcanan paraların toplam miktarlarının henüz açıklanamamış olması toplumun büyük bir kesimi tarafından böyle görülmektedir.
Ve israf bu tür davranışta bulunan kişiler için, Allah'ın(cc) Kur’an-ı Kerim’de yasakladığı ve şeytanın özelliği olduğunu haber verdiği bir davranış olarak tanımlanmıştır.
İşte size konu ile ilgili düşündürecek 2 ayet meali:
"O: "Yığınla mal tüketip-yok ettim" diyor. Kendisini hiç kimsenin görmediğini mi sanıyor?" (Beled Suresi, 6-7)
"...İsraf ederek saçıp-savurma. Çünkü saçıp-savuranlar, şeytanın kardeşleri olmuşlardır; şeytan ise Rabbine karşı nankördür." (İsra Suresi, 26-27)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR