Işık: Şirketlerin Kısa Vadeli Borçlarına Karşı Dönen Varlık Oranı Yüzde 140

Işık: Şirketlerin Kısa Vadeli Borçlarına Karşı Dönen Varlık Oranı Yüzde 140

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, şirketlerin kısa vadeli borçlarını dönen varlıkları ile karşılayabileceğini vurguladı. Işık, “Bu anlamda Avrupa ile uyumlu bir tablomuz var. Şu an Türkiye’de şirketlerin kısa vadede ödemesi...

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, şirketlerin kısa vadeli borçlarını dönen varlıkları ile karşılayabileceğini vurguladı. Işık, “Bu anlamda Avrupa ile uyumlu bir tablomuz var. Şu an Türkiye’de şirketlerin kısa vadede ödemesi gereken borçlara karşı dönen varlık oranı yüzde 140. Bu bizim için önemli bir tablo. Zaman zaman ‘şirketler çok borçlu, bunalım şirketleri şöyle şöyle vuracak’ diye felaket senaryoları ortaya koyuluyor. Ama tablo felaket senaryolarını doğrulamıyor. Şu an 100 liralık borca karşı 138 liralık dönen varlığı var şirketlerin.” dedi.

Fikri Işık, basın toplantısı ile Girişimci Bilgi Sistemi’ni (GBS) tanıttı; reel sektör rakamlarını açıkladı. Işık, GBS için 8 ayrı kurum ile el ele verip reel sektörün mali durumunu ortaya koyduklarını dile getirdi. Web ortamı gbs.sanayi.gov.tr ‘den görüntülenen sistemde girişimlerin geliri ve karının yanında kredi ile teşvik miktarı, patent, faydalı model adedi yer alıyor.

GBS’ye göre reel sektör rakamlarını veren Işık, satış gelirinde tarım şirketlerinin yüzde 1, sanayi şirketlerinin yüzde 29, hizmet şirketlerinin yüzde 70 payı olduğunu bildirdi. Faaliyet karında bu oranların tarımda yüzde 0,02, sanayi şirketlerinde yüzde 47, hizmet şirketlerinde yüzde 53,8’e olduğunu belirtti.

Işık, Türkiye’de tüm ölçeklerde girişim adedinin arttığını anlatırken; şunları kaydetti:

“Ölçek ölçek firma adedi ortada. Malum, ‘Türkiye ölçek büyümesi yakalayamıyor’ tenkitleri var. Ama öyle değil, tüm ölçeklerde büyüme var. Mikro ölçekte 2006-2013 döneminde büyüme yüzde 62 oranında. Küçük ölçekte 2006-2013 döneminde artış yüzde 85,4 oranında, son 1 senede yüzde 7,3. Orta ölçekte 2006-2013 döneminde artış yüzde 116,7 oranında, son 1 senede yüzde 12,2. KOBİ üstünde ilgiye değer rakamlar var. Daha evvel 3 bin 441 olan KOBİ üstü girişim adedi 2013 sonunda 7 bin 666’yi buldu. Burada artış 2006-2013 döneminde yüzde 123,1 oranında, son 1 senede yüzde 15. Toplam girişim adedinin artışı 2006-2013 döneminde yüzde 64,6 oranında, son 1 senede yüzde 11,4. Yani Türkiye ölçek büyümesi yakalayamadığı iddialarını bu tablolar teyit etmiyor.”

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, imalat sanayiinin seneler itibari ile brüt karında ve faaliyet karında önemli gerileme olmadığından; bu anlamda 2014 7 ayında olumlu bir tablonun görüldüğünden söz etti.

Türkiye’de şirketlerin görünümünün iyi olduğuna işaret eden Fikri Işık, şu ifadeleri kullandı:

“Küçük ölçekte 2007-2012 döneminde Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Polonya gibi ülkelerin kar oranları var, Türkiye’nin kar oranları var. Burada Türkiye’yi Almanya ve Fransa ile karşılaştırmak çok daha reel. Bunalımdan itibaren Fransa, İtalya, İspanya ve Polonya’da kar ciddi oranda geriledi. Ama Türkiye’de bunalımdan evvel ve sonra anlamlı bir kar gerilemesi yok. Orta ölçekte Türkiye bunalımın ardından karda tek Almanya ile karşılaştırılabilir. Çünkü Fransa, İspanya, İtalya ve Polonya ciddi kar kaybına uğradı. Büyük ölçekte de Türkiye’nin imalat sanayide kar durumu Almanya’dan daha iyi durumda. Yine Fransa ispanya İtalya, Polonya ciddi kar kaybına uğradı. Yani Türkiye’de kötümser olmaya gerek yok.”

Işık, GBS’ye göre imalat sanayii yerlilik oranında ilk sırayı mobilyanın; son sırayı kok kömürü ve petrol rafineri ürünlerinin aldığını ilan etti. Sektörlerin bir biri ile alışverişine değindi ve bilişim sektörünün imalat sanayiine 1,9 milyar lira, danışmanlık ve Ar-Ge şirketlerinin 8,5 milyar lira tutarında ürün sattığını açıkladı.

Son olarak imalat sanayi cari ve borçluluk oranına temas eden Işık, “Burada Avrupa ile uyumlu bir tablomuz var. Şu an Türkiye’de şirketlerin kısa vadede ödemesi gereken borçlara karşı dönen varlık oranı yüzde 140. Bu bizim için önemli bir tablo. Zaman zaman ‘şirketler çok borçlu, bunalım şirketleri şöyle şöyle vuracak’ diye felaket senaryoları ortaya koyuluyor. Ama tablo felaket senaryolarını doğrulamıyor. Şu an 100 liralık borca karşı 138 liralık dönen varlığı var şirketlerin.” dedi.

“SABİT FİYATLAR İLE İMALAT SANAYİİNİN MİLLİ GELİRDE PAYI ARTTI”

Vera Yıldız Park’ta yapılan GBS tanıtım toplantısında gazetecilerin “Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın büyümede imalat sanayinin payının çok olmadığı saptaması var. Bu yoruma bağlı olarak ne gibi adımlar atmayı planlıyorsunuz?” sorusunu Fikri Işık, şöyle cevapladı:

“İmalat sanayiine yönelik her faaliyeti teşvik edeceğiz, bu bizim için önemli. Yine imalat sanayiinin milli gelirde payının daralması ile ilgili iki yorum var. Biri sabit fiyatlar diğeri cari fiyatlar ile ilgili. Sabit fiyatlar ile ele aldığımızda durum nedir? Sabit fiyatlar ile imalat sanayiinin milli gelirde payı daralmadı. 1998’de yüzde 23,6, 2002’de 22,1 iken şu an 24,1. İmalat sanayiinin esasında milli gelirde payı daralmıyor, küçük de olsa artıyor. Cari fiyatlar ile ele aldığımızda durum nedir? Burada imalat sanayiinin payı 1998’de yüzde 23,6, 2002’de yüzde 17,6 iken, şu an yüzde 15,3. Cari fiyatlarda küçük bir daralma var. Bu takip ettiğimiz bir konu. Peki, neden sabit fiyatlar ile artıyor da, cari fiyatlar ile daralıyor? Burada belki en önemli neden imalat sanayiinin uluslar arası rekabete açık bir alan olması. E buzdolabını üretiyor ve önemli bölümünü satıyorsunuz. Ya da bir ülkede üretilen ürün gümrüksüz ülkenize geliyor. Burada dilediğiniz gibi fiyat artıramıyorsunuz. Yine hizmet deseniz cari fiyatlarda ağırlığı artıyor. Hizmet yerelde üretilip tüketiliyor büyük oranda. O halde fiyatlarda artış ya da gerileme uluslararası rekabet için kolay oluyor. Cep telefonu ve iletişim gideri, yeme ve içme gideri büyüyor. Bütün bunlar cari fiyatlar ile büyüme rakamlarında hizmet sektörünün ağırlığına işaret ediyor.

Peki Türkiye’nin diğer ülkelere göre durumu ne? Brezilya, Fransa, Almanya, Güney Kore, Rusya, ABD, İspanya gibi ülkeler içinde 1982-1992-2002-2012 diye karşılaştırma var. Burada Türkiye’nin yeri üçüncülük. Sanayinin payında Brezilya yüzde 46’dan 26’ya, Fransa yüzde 30’dan 19’a, İtalya yüzde 36’dan 21’e inmiş. Türkiye yüzde 28’den 20’ye inmiş. En ufak değişim Türkiye’de, belki ama biz bunu yeterli görmüyoruz. Sanayimizin imalat sanayimizin milli gelirde payını daha da artıracağız. “

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.