İnançlı insanlar zulme uğradı

İnançlı insanlar zulme uğradı

Aydınlar Ocağı’nda Dr. Sadullah Nutku’yu anlatan Prof. Dr. Mustafa Nutku, “Babam Konya’da Kur’an ve iman hizmetinde bulunurken laiklik ve 163. Maddeden dolayı zulme uğradı” dedi.

Konya Aydınlar Ocağı’nın bu haftaki Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, “Dr. Sadullah Nutku” dile geldi. Prof. Dr. Mustafa Yalçın Nutku, babasının hayatını, şahsiyetini ve Konya’daki hizmet yılları ile kılık kıyafetinden dolayı gördüğü zulümleri dile getirdi. Konya İl Halk Kütüphanesi’nde, yeni hazırladığı ve basılmaya hazır 300 sayfadan teşekkül eden “Bediüzzaman’ın Doktor Talebesi Dr. Sadullah Nutku” kitabından babasının hatıraları ile yorumlarını dile getiren Prof. Dr. Mustafa Nutku, Bediüzzaman’ın maneviyat doktoru olduğunu belirterek babasının Risale-i Nurları tanımadan önceki ve tanıdıktan sonraki İstanbul hayatı, Risale-i Nurları tanıdıktan sonraki Konya hayatı ve Suudi Arabistan hayatıyla ilgili anılarını anlattı. Deniz subayı bir babadan beş erkek evladından sonuncusunun Sadullah Nutku olduğunu, Emrullah Nutku’nun DP kurucusu olduğunu ve iki dönem milletvekilliği yaptığını hatırlatan Prof. Nutku, “Babam Sadullah Nutku beş vakit namazını kılan, dini meselelerde hassasiyeti olan dürüst, doktorluk hayatında çok çalışkan bir kişiymiş. Kendi hekimlik dalında birçok kitap okuyarak 1000 sayfalık “Dâhili Hastalıkları ve Genel Teşhis” diye bir kitap bile yazmış. Almanca ve Fransızca bilen babamın gece 03’de kalkıp sabaha kadar çalışmak diye bir huyu vardı. Ne zamanlar uyuduğunu da doğrusu pek bilemiyorum ” dedi. Bediüzzaman’a nasıl talebe olduğunu da anlattıktan sonra babasının, “Türkiye’de ahlâk çok bozuldu” diyerek Suudi Arabistan’a hicret etmek istediğini fakat buna muvaffak olamadığını ve bunun üzerine 1950’lerde Konya’yı tercih ettiğini söyledi. 

TEYPLE RİSALE-İ NURLARI NEŞREDİYORDU

Nutku, daha sonra babasının valilik makamı ve karakolda başına gelenleri şöyle anlattı:“Aziziye Camisi’nin yakınında üç katlı bir binanın orta katında açtığı muayenehanesinde, hastalarının maddî tedavileri kadar manevi tedavileri ile de ilgilenen merhum Dr. Sadullah Nutku, aralarında İbrahim Canan, İbrahim Erkul, Mehmet Gönen ve Ahmet Kadayıfçı gibi 15 nur talebesi arkadaşıyla birlikte risale-i nurları yaymak ve insanlara anlatarak Kur’an hizmetinde bulunurken birkaç defa polisten ikaz edilmesine, hatta dayakvari olaylar olmasına rağmen netice alamayınca olay o dönemin Konya Valisi Cemil Keleşoğlu’na kadar intikal ediyor. Polisler babamı Vali Keleşoğlu’nun huzuruna çıkarıyorlar ve vali, siz camide risale-i nurları neşrediyor muşsunuz. Ben vali olarak yasaklıyorum. Bundan sonra yapmayacaksınız, diyor. O da valiye, bunlar iman hakikatleridir. Cami cemaati olan Konyalıların da bunlara ihtiyacı vardır. Kur’an ve hizmet davasına hizmet ediyorum, diye cevap veriyor. Karşılıklı inatlaşıyorlar. Vali, ‘sizin kökünüzü kazırız’ diyor. O da hiç bir şey yapamazsınız, diye cevap veriyor. Vali ne diyeceğini bilemiyor.  Camiden apar topar getirilince başında sarığı ve üzerinde cübbesiyle birlikte getirmişler. Vali şöyle bir bakıyor ve “Burası valilik makamı, bu adamı benim karşıma böyle sarığıyla cübbesiyle nasıl getirirsiniz?” diye bu sefer polislere bağırıp çağırmaya başlamış. Götürün bunu diyor ve kapıdan çıkarken soyadı Babadağlı olan bir komiser yardımcısı tokat vururken eli kulağına geliyor, bir hafta kulağı ağrıyor.

FERİDYE KARAKOLU’NDA ZULME UĞRADI

Babam Kur’an ve iman hizmetine yılmadan devam ederken eskiden Şahin sinemasının yanında Feridiye karakolu varmış, şikâyet üzerine önce oraya götürüyorlar. Karakol sonra İstasyonda bir yere taşınmış, oraya naklediyorlar ve orada dövüyorlar.  O zamanlarda adliye mekanizması hep Müslümanlar aleyhine işliyormuş. Raporda alamadıkları için kendisini döven polislerden şikâyetçi de olamamış. Evde Risale-i Nur dersi yapılırken 17 tane polis tarafından evde basılıp tevkif ediliyor.  Hapse atılıyor ve hakkında laikliğe aykırı hareket ettiğinden 163. Maddeden dolayı hakkında dava açılıyor. Ne kadar enteresan bir hadisedir ki, son duruşmasına ben de gitmiştim. Hakim duruşma esnasında Dr. Sadullah Nutku dedi. Vefat ettiğinden hakkındaki davanın düşmesine ve diğer sanıkların da beraatine dedi. Yâni vefat edinceye kadar hakkında demek ki böyle takibat, tahkikat, baskı, zulüm devam etmiş. Tabi asıl olan ahiret hayatıdır.” Mustafa Nutku, sohbetin soru-cevap bölümünde kendisine yöneltilen sorulara cevap verirken Dr. Sadullah Nutku’nun, şapka ve kasketle namaz kılanlara hiç tahammül edemediğinden dolayı onlara cebinden takke çıkarıp onlara verdiğini de söyledi. Anma programı, Nutku’nun ruhuna gönderilen Fatihalarla sona erdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.