Recep Çınar

Recep Çınar

İkinci 45te iş bitti

İkinci 45te iş bitti

Konyaspor bildik Konyaspor’du ilk 45’de… Savunmada Volkan’ın yokluğunda Ufukhan vardı…Orta sahada ise  Vahit’in yokluğunda yılların tecrübesi Zafer Demir’e görev vermişti Hüsnü Özkara… Hücumda ise Tayfun’u kulübeye, Poljac’ı da Da Silva’nın önüne kaydırınca, gol atma işi Ferdi ve Eser ikilisine kalmıştı…

Erdal’ın maçın başlarında sakatlanması ve yerini Uğur Yanıkdemir’e bırakması ise tribünleri tedirgin etti… Ancak Uğur iyi oynadı… Mecburi değişiklikler sonucunda görülen şuydu:  Oyun formatı değil ama, tarzı değişmişti  dünkü Konyaspor’un…
Rakibin yarısından fazlası “uzun uzun kavaklar” olunca, Konyaspor mecburen “yerden” oynamaya zorladı kendisini…  Özellikle de rakibin arkasına atılan toplara bir yandan Ferdi, diğer yandan da Poljac hamle yapma şansı buldu… Ancak, sonuca gidecek final hareketlerindeki beceri noksanlıkları ayın “ondördü” gibi gün ışığına çıkınca, Konyaspor’un gol girişimleri sonuçsuz kaldı….
Hele hele Eser’in omuz zoruyla kazandığı sahipsiz topları  silindir gibi ezmezi de taze sıkıntılar getirdi, sıkıntılar üstüne… Açıkçası “kabus” gibi bir ilk 45 dakikaya göz tanıklığı etmenin sancılarını çektik buz gibi tribünlerde…
34’te Çanakkale’nin 1-0 öne geçmesi de cabası oldu…
Bu dakikada Konyaspor savunmasını çizgi halinde yakalayan konuk takım oyuncusu İlyas, Recep’i de sollayıp topu filelerle buluşturduğunda Atatürk stadına adeta “bomba” düştü… İlk yarıda hiçbir şey oynamayan Konyaspor soyunma odasına 1-0 geride giderken, yüreklerimizin yarısını da beraberinde götürdü…
İkinci yarıda ise sahada daha arzulu, kazanmayı isteyen, skoru lehine çevirmeyi hesaplayan bir Konyaspor vardı…  Ramazan’ın form düşüklüğü sebebiyle Hüsnü Özkara tarafından sol tarafa mecburi hizmete gönderilen  Poljac’ın 51’deki nefis plasesi ile yeşil-beyazlılar, oyun üstünlüklerini skora da yansıtınca, seyir zevki ve adrenali daha yüksek bir maç izlemeye başladı tribünlere gelenler…
Poljac’ın  “uyandırma servisi” gibi gelen golü tribünlerin de sahaya inmesine, oyuna katkıda bulunmasına neden oldu… Tribünlerin ayağa kalkarak olaya el koyması ile birlikte anladı Konyaspor, kazanması gerektiğini… Seyircinin de olaya müdahil olması ile birlikte daha kalabalık gitti konuk takımın kalesine yeşil-beyazlılar… Ardından Ufukhan kaleci Ferhat’ın büyük hatasını affetmeyerek galibiyeti getiren golü buldu…
2-1’den sonraki yapılan hamleler ise daha çok skoru artırma değil, skoru korumaya yönelik hamlelerdi… Bu hamlelerde ise Zafer Demir’in imzası vardı… Hepsi bir yana, günün kilit ismi Zafer Demir’di… Tecrübeli oyuncu, 90 dakika boyunca oyuna iki yönlü katkı sundu… Zaman zaman set olmak bir yana, oyunu öne taşıyan, takımı rahatlatan usta bir ayağın izlerini bıraktı Atatürk stadının çimlerine…
Gaziantep Büyükşehir Belediyespor ve Kayseri Erciyes kayıplarından sonra kazanılan Çanakkale Dardanelspor maçı,  deyim yerindeyse bundan sonra oynanacak Bucaspor ve Kartalspor maçları için de çimento görevi yapacak… Çünkü, temsilcimiz çok önemli iki deplasmana çıkacak…
Nereden bakılırsa bakılsın Konyaspor’u zorluk derecesi çok çok yüksek bir 180 dakika bekliyor… Dolayısıyla Çanakkale Dardanelspor’dan alınan bu 3 puanın değerini Buca ve Kartal maçlarında çok daha iyi anlayacağız…
Özetlersek; Kazanılan sadece 3 puan değil, çok şey…
Maçın hakemi ile ilgili çok fazla söylenecek bir şey yok… Oturduğumuz yerden görmemiz mümkün değil…Kale arkasında görev yapan foto muhabiri arkadaşlar, Poljac’ın düşürülmesinin penaltı olduğunu söylediler… Diğer pozisyonda ise elle oynama olduğunun altını çizdiler…
“Hakem bu iki pozisyonda da penaltı noktasını gösterse, Çanakkalelilerin çok fazla itiraz edeceğini sanmıyorduk” diye de eklediler bizim arkadaşlar… Ben onların yalancısıyım… Koca koca evli barklı adamların yalan söyleyecek halleri yok… Penaltı mı değil mi televizyondan izleyince göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi
SON YAZILAR