İhsanoğlu: Camiler, Siyasi Parti Arenası Haline Getirilmek İsteniyor

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, belirli grupların camileri siyasi parti arenası haline getirmek istediklerini söyledi.

Seçim çalışmaları kapsamında Adana’da çeşitli programlara katılan Ekmeleddin İhsanoğlu, Sular VİP Salonu’nda sivil toplum örgütü temsilcileriyle öğle yemeği yedi. Yemek sonrası vatandaşlara seslenen İhsanoğlu, “"Sakın kahkaha atmayın, ceza yazacağım" diyerek Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a gönderme yaptı. 10 Ağustos’ta yüzde 60 ile kazanacağını ifade eden İhsanoğlu, cuma namazını kılmak için gittiği Sabancı Merkez Camii’nde bir vatandaşın kendisine 'darbe yaptığı' yönündeki eleştirisine cevap verdi. Cami çıkışı vatandaşlarla selamlaşırken bir kişinin yanına yaklaşıp, 'Siz darbe yapıyorsunuz, darbe yapmak için geliyorsunuz.' dediğini ifade eden İhsanoğlu, şunları söyledi: "Ben camilerde ne içinde ne dışında ne yakınında siyaset yapılmasının karşısındayım. Camide devlet dairesinde, kışlada siyaset yapılmaz. Camide ibadet yapılır, devlet dairesinde devlet işi görülür, kışlada vatan müdafaası yapılır ve burada hiç kimse siyasetle uğraşamaz ve uğraşmamalı. Gider sandıkta istediği oyu istediği gibi kullanır. Ama gelin görün belirli bir grup camileri siyasi parti arenası haline getirmek istiyor. Düşünebiliyor musunuz benim gibi sivil, askerliğini yedek subay olarak yapmış, çoktan askerlik tabiriyle çağ dışı çıkmış, arkamda tugaylar, ordular, tümenler yok ve ben darbe yapacağım. Yani gerçek çağdışı bu."

'KENDİ GÜNDEMİNİ ZORLA KABUL ETTİREN BİRİ CUMHURBAŞKANI OLMAMALI'

Ülkede cumhurbaşkanı olmanın sırf Başbakanın hakkı olmadığını ifade eden Ekmeleddin İhsanoğlu, diğer ülkelerdeki cumhurbaşkanlarından örnekler verdi: "Almanya’daki cumhurbaşkanı, yakın bir zamanda Türkiye’ye geldi, din adamı. Avusturya cumhurbaşkanı, benim yakın bir dostum, öğretim üyesi. Polonya’nın bağımsızlığını, komünizmden kurtuluşunu sağlayan, Çekoslovakya’yı sağlayan ilk cumhurbaşkanlarının birisi sendikacı, birisi tiyatro yazarı, edebiyatçı. Yani nerde görülmüş başbakanların kariyerleri hep siyasi kariyerdir. Cumhurbaşkanlarının kariyeri siyaset üstü bir kariyerdir. Bunu bir türlü anlatamadık. Onlar istiyorlar ki ben bakan oldum, başbakan oldum, belediye reisi oldum, şimdi hakkım devlet reisliği. Neden, çünkü benim siyasi programım var. Kardeşim siyasi programın yeri Meclis'tedir. İktidar olduğun zaman da hükümettedir. Bunun dışında olan, bunun dışındaki örnekler kaide teşkil etmez. Ama bütün halka bu inerse o zaman başkadır. Ama sen aldığın yüzde ile idare ediyorsun, almadığın, yani 100 kişiden 45 kişi sana oy veriyorsa onlar vatanperver, sana oy vermeyen 55 vatan haini, hain ilan ediliyor. Böyle cumhurbaşkanı olur mu, cumhurbaşkanı herkesi kucaklayan birisi olmalı. Kendi siyasi gündemini zorla kabul ettiren birisi olmamalı."

'DÜŞMAN OLARAK YARATTIĞIN TARAF, CESARET MADALYALARI ALDIĞIN TARAFTI'

Yanlış politikalar nedeniyle Suriye-Türkiye sınırının kevgire döndüğünü, sınır güvenliği kalmadığından yakınan İhsanoğlu, "Girenin çıkanın haddi hesabı yok. Teröristler, tedhişçiler, katiller, kaçakçılar ve esas etkilenen meşru ticaret yapmak isteyenler. Onlar gidemiyorlar. 10 bin TIR yerine bin TIR. O da can pahasına giriyor. Şimdi Antep böyle, Urfa böyle, Diyarbakır böyle, Kilis böyle, Adana böyle, bütün Güneydoğu ve Güney, hepsi böyle. Peki niçin biz bunu yaptık? Böyle işte darbe yaptılar, darbe yapacak falan diye düşünenlerin eseridir bu. Şimdi ben mesela geçen sene Sisi ile beraber darbe yaptım. Siz bunu biliyor musunuz, Mısır’daki Müslüman Kardeşler rejimini ben indirmişim falan, bu seferde de şimdi mesela bu gidişle darbeci oldum. Böyle laf olur mu, böyle siyaset olur mu? Bir düşman, hayali bir düşman yaratılıyor ve o düşmana hücum ediliyor, ondan sonra arkasından yüzde 45’i topluyorsun, onun oyunu alıyorsun. Peki bu doğru mudur? Bu düşman olarak yarattığın taraf senin çok iyi münasebetler kurduğun bir taraftı. Senin cesaret madalyaları aldığın bir taraftı. Bizim ticaretimizin gittiği bir taraf. Son yıllarda ticaretimiz kat kat artmıştır. Şimdi yani halka başka bir şey söylüyoruz, kendimiz başka bir şey yapıyoruz. Bunun adı siyaset değil arkadaşlar. Bunun adı başka bir şey, ben söylemeyeceğim, ama siz anlıyorsunuz." ifadelerini kullandı.

'EKMEĞİMİZİ PAYLAŞALIM AMA VATANIMIZI PAYLAŞMAYALIM'

Başbakan Erdoğan’ın düşmanlar oluşturup onun üzerinden siyaset yaptığını anlatan İhsanoğlu, "Yani gerçekten bizim tarihimizde böyle bir şey yok, bu siyaset ilminin üstadları buna bir ad bulmaları lazım. Ben diyorum ki gelin sevgi ekelim, gelin saygı ekelim, gelin birlik ekelim, gelin dirlik ekelim, gelin ekmeğimizi büyütelim, ekmeğimizi büyüttüğümüz zaman daha mutlu, daha müreffeh olacağız. Ve bu ekmeği kendi aramızda paylaştığımız gibi can kardeşlerimiz, komşularımızla, muhtaç olan herkesle bu büyük ekmeği, büyüttüğümüz ekmeği paylaşalım. Ekmeğimizi paylaşalım ama asla vatanımızı paylaşmayalım." şeklinde konuştu.

'YAYLADA, DENİZDE OLANLAR GÜNÜBİRLİK OY KULLANMAYA GETİRİLECEK'

Konuşmasında 10 Ağustos’ta yapılacak seçimden de bahseden İhsanoğlu, teşkilatlardan yaylaya, denize giden vatandaşları getirip oy kullandırmalarını istedi. Belediyelerin, partilerin otobüsler kaldırarak yaylada olanlar ve denize gidenleri günübirlik getirip oy kullanmalarını sağlayacağını ifade eden İhsanoğlu, "Ama bu yetmiyor. Sandıklara gönüllüler lazım. Hileler üç seviyede olduğu hakkında raporlar vardı. Birinci seviye sandık seviyesi; ikinci seviye ilçe raporlarının yani sandıkların ilçe seviyesinde toparlanması; üçüncü seviye ise il seviyesinde yapılan toparlamalar. Onun için burada gözlemcilerimizin, avukatların olması lazım ve her tutanağı didik didik ederek üç adaya verilen oyların birisinin başka bir yere gitmemesini kontrol edip sağlamak lazım. Ben sizden bunu rica ediyorum." diye sözlerini tamamladı. CİHAN