İhsanoğlu: Bağırdık Çağırdık Gazze'ye Bir Şişe Kan Gönderemedik

İhsanoğlu: Bağırdık Çağırdık Gazze'ye Bir Şişe Kan Gönderemedik

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Gazze meselesinde hükümetin ne yaptığını sordu. "Yas ilan etti, tek icraat olarak. Bu saygıyla karşılayacağımız bir husus. Kardeşlerimize devlet, millet olarak yas ilan edelim." diyen İhsanoğlu,...

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Gazze meselesinde hükümetin ne yaptığını sordu. "Yas ilan etti, tek icraat olarak. Bu saygıyla karşılayacağımız bir husus. Kardeşlerimize devlet, millet olarak yas ilan edelim." diyen İhsanoğlu, "Onun dışında nutuk attık. Telefonlar yaptık, bağırdık, çağırdık, bir şişe kan gönderemedik oraya. Bir battaniye gönderemedik. Bir konserve kutusu gönderemedik. Neden? Çünkü herkesle kavgalıyız. Bağırıyorlar, hala küfrediyorlar, yalan söylüyorlar, bize de yalan söylüyorlar, başkalarına da yalan söylüyorlar. Esas bir taraftan Gazze'deki kardeşlerimizle dayanışma içerisindeyken Irak Türklerinin uğradığı katliamlar, tecavüzler unutuluyor. Yani sırf Filistinli mi olmak lazım?" sözleriyle hükümetin politikasını eleştirdi.

İhsanoğlu, İzmir Latife Hanım Köşkü Müzesi Bahçesi'nde düzenlenen basın toplantısında konuştu. Bir gazetecinin "Gece yarısı başlayan operasyon uzun bir süredir AK Partililerin dillerindeydi, yandaş medyanın da dillerindeydi. Gazze'de operasyonlar çok sıkı bir şekilde devam ederken 'hükümetin Gazze konusunda köşeye sıkıştığı ve bu operasyonları başlattığı' şeklinde kamuoyunda bir algı oluştu, buna katılıyor musunuz?" diye sorması üzerine, İhsanoğlu, şöyle konuştu: "Bakın biz 90 senedi laiklik üzerinde titreye titreye belli bir noktaya geldik ve diyoruz ki devletin dine dinin devlete, dinini siyasete siyasetin dine karışmaması demektir. Hepimiz hemen hemen burada hemfikiriz. Yargı meselesi çok hassas bir mesele. Yargıya siyasetin karışmaması lazım, adli işlere siyasetin karışmaması lazım. Bakın biz 90 senedir laiklik üzerinde titreye titreye belli bir noktaya geldik ve diyoruz ki 'devletin dine dinin devlete, dinin siyasete, siyasetin dine karışmaması demektir.' Hepimiz hemen hemen burada hemfikiriz. Bazı radikal gruplar var, bazı radikal anlayışlar var ama onlar büyük ekseriyetin karşısında bunu kabul etmek durumundadır ve herkes bu konuda hassas olduğu için burada büyük sapma olmuyor, bazılarının niyetlerinin çok farklı olmasına rağmen. Fakat yargı siyaset ilişkisinde de bunu oturtmamız lazım. Yani eğer bil ülkede siyaset yargıya karışıyorsa, yargı siyasete karışıyorsa orada adalet olmaz."

"BAĞIRDIK ÇAĞIRDIK GAZZE'YE BİR ŞİŞE KAN GÖNDEREMEDİK"

Gazze meselesine de değinen ve "Hükümetimiz ne yaptı?" diye soran İhsanoğlu, "Yas ilan etti, tek icraat olarak. Bu saygıyla karşılayacağımız bir husus. Kardeşlerimize devlet, millet olarak yas ilan edelim. Onun dışında nutuk attık. Telefonlar yaptık, bağırdık, çağırdık, bir şişe kan gönderemedik oraya. Bir battaniye gönderemedik. Bir konserve kutusu gönderemedik. Neden? Çünkü herkesle kavgalıyız. Oraya gidecek gıdanın, yardımın iki tane kapısı var. Siz o iki kapıdaki iki devletle kavgalısınız. Yani yaptılar da ne yaptılar. Biz yol gösterdik, 2008-2009 senesinde benzer bir hadise, bu ilk defa olmuyor ki. Son defa da olmayacak. İsrail'in bu zalimce saldırıları devam edecek, bu şartlar ve konjönktür olduğu sürece. Güvenlik Konseyi'nin kapısında kilit olduğuna göre bu olacaktır. Ben başka bir yol tarif ettim yine BM İnsan Hakları Konseyi'nin mekanizması yoluyla ama kulak asmıyorlar. Bağırıyorlar, hala küfrediyorlar, yalan söylüyorlar, bize de yalan söylüyorlar başkalarına da yalan söylüyorlar." şeklinde konuştu.

Bir taraftan Gazze'deki kardeşlerimizle dayanışma içerisindeyken Irak Türklerinin uğradığı katliamların, tecavüzlerin unutulduğunu vurgulayan İhsanoğlu, şunları söyledi: "Yani sırf Filistinli mi olmak lazım? Elbette Filistinlilerle dayanışma içerisinde olacağız ama biraz da Türklerle dayanışma içerisinde olalım yahu. Dün bana Türkmen liderleri geldiler, öyle feci ve trajik hadiseler anlattılar ki. 13-14 yaşlarındaki genç bir kıza mükerreren tecavüz ediyorlar, değişik insanlar tecavüz ediyor. Tecavüzler filme, videolara alınıyor ve servis ediliyor. Sonunda o kızı bir elektrik direğine asıp öldürüyorlar. Böyle vahşet. 50 bin kişi susuz, gıdasız, 50 derecedeki sıcak altında barınaksız. Bunlara hiç kimse bir şey yapmıyor. Ağzına almıyor, varsa yoksa Gazze. Ama Gazze'ye de yapılan bir şey yok. O bakımdan Türkiye'nin gerçekten bu heyecanlı hamasetin dışına çıkıp biraz rasyonalizme, akıl yürüterek problemlere çözmesi lazım yoksa sonumuz biraz kavgalı bir son olacak. Biz bu kavgayı istemiyoruz. Biz huzur istiyoruz. Vatanımızda huzur istiyoruz, yurt dışında itibar istiyoruz. Atatürk'ün meşhur sözüyle 'Yurtta sulh cihanda sulh' istiyoruz." CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.