'Ümmetim hakkında en çok korktuğum şey, hevâ ve tûl-i emeldir. Hevâ insanı Hak´tan alıkoyar. Tûl-i emel ise âhir eti unutturur. Şu dünya, arkasını dönmüş gidiyor. Âhiret ise yüzünü dönmüş geliyor. Her birinin kendine has evlatları (tâlibleri) vardır. Eğer âhiret tâliplerinden olup dünyânın evlatlarından olmamaya gücünüz yeterse bunu yapın! Bolca amel-i sâlihler işleyin! Zîrâ siz bugün amel diyârındasınız, burada hesâp yok. Yârın ise hesap olan ancak amel işleme imkânı bulunmayan bir diyâra geçeceksiniz.' (Beyhakî, Şuabu´l-îmân, XIII, 174/10132) Tûl-i emel, haddinden fazla şeylere kavuşma arzusu, insan ömrünün yetmeyeceği hülyâlar ve ku-runtulardır. Mal ve makam hırsı da buna dâhildir.