Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Hadis farkındalığı oluşturmak

Hadis farkındalığı oluşturmak

Farkındalık genel olarak bir şeye dikkat çekmek için o nesneyi odak olarak almak veya odak haline getirmek şeklinde tarif ediliyor.

Şükürler olsun ki hayli uzun sayılabilecek bir süreç sonunda Müslümanlar Allah (cc) Rasulü’nün (sav) Sahih Hadislerine, sahabesine (ra) ve Sonraki Selefi Salihin (ra) dediğimiz mübarek nesle yapılan iftira ve töhmetlere dikkat çekip bir farkındalık oluşturdular.

Bu bozgunculuğa karşı önceleri münferit olarak Hocaefendilerin karşı çıktığı görüldü.

Sonraları Cemaatler ve tarikatların kendi müntesipleri için yayınladıkları dergilerde ve daha sonra da televizyonlarda hadis düşmanlığı olarak adlandırılacak bu sapkın harekete karşı yazılar yayınlanmaya ve programlar yapılmaya başlandı.

Bu arada Hadis savunucuları ile hadis düşmanları arasında devam edegelen çatışmada üniversitelerin İlahiyat Fakültelerinin ve diyanetin uzun süren sessizliği toplum tarafından hayli yadırgandı.

Nihayet Diyanet uzun yıllar süren suskunluk ve sessizlikten sonra biraz geç uyanmış olsa da geçen zaman içinde İslami Cemaatler ile yürekli Hocaefendiler Hadis farkındalığını daha doğrusu hadis düşmanlığının zamanında farkına vararak toplumu uyarma görevini yerine getirdiler.

Böylelikle yıllardır televizyonlarda ve gazetelerde başta Hz. Rasulullah (sav olmak üzere Sahabe ve Tabiin neslinden (ra) başlamak üzere hadis ve fıkıh imamlarımızı (ra) ve selefi Salihin (ra) dediğimiz âlimlerimizi Hadis konusunda yalancılıkla ve iftiracılıkla suçlayanların farkına vardı toplum.

Hadis düşmanları olarak tanınan kesimler aslında tam olarak dillendiremeseler de asıl düşmanlıkları Sahih Hadislere değil bizatihi Hz. Peygamber’edir. (sav)

Ama bunu 2 sebepten söyleyemezler:

  • Toplum tarafından tamamen reddedilmekten korkarlar.
  • Peygamberin (sav) sahih sünneti ve Hadislerinin ortaya koyduğu din anlayışı bunlara ağır gelir.

Bu sebepten direkt Hz. Rasulullah’ı (sav) hedef seçme yerine Sahih Sünnet ve Hadisleri itibarsızlaştırma ve hatta yok etme yolunu seçmişlerdir.

Bunu da toplum önünde Sahabe ve Tabiin Nesli (ra) ile Sahih Sünnet üzere yaşayan Âlimleri (ra) ve hocaefendileri (ra) itham ederek yaparlar.

Çünkü bunlar yalancıdır.

Ben sadece Kur’an-ı tanırım diyen yalancılardır bunlar.

Yalancıdırlar çünkü okudukları kitap Kur’an-ı Kerim değil onun bunun para kazanmak için yazdığı mealdir.

Gerçekte Kur’an-ı okusalar ve Kur’an-ı Kerim’i hakkıyla tanısalar Kur’an onları doğrudan doğruya Hz. Rasulullah’a (sav) götürürdü.

Ama gelin görün ki Kur’an niyetiyle okudukları mealler maalesef bunların her geçen gün Hz. Rasulullah’tan (sav)den uzaklaşmalarına sebep oluyor.

Çünkü yalan yanlış tercüme ve tevil yaparak Hz. Rasulullah’ı (sav) işlevsizleştirdikleri oranda kendilerini O’nun (sav) yerine resul ve nebi görerek Kur’an-ı Kerim’i tevil edecek ve geçmiş ümmetler gibi uydurulmuş bir din ikame edebileceklerdir.

Bu aşağılık propaganda karşısında en son diyanet uyandı dedik ya.

Özellikle Cumhurbaşkanının bir iki çıkışından sonra bu da bir gelişme diyor ve şükrediyoruz.

Diyanetin geçte olsa uyandığı Diyanetin birimlerinin Ocak 2018’den başlamak üzere önümüzdeki Ocak ayının Cuma sohbetlerinin duyurulduğu listede bir nebze de olsa kendisini gösteriyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın birimlerinin önümüzdeki Ocak ayındaki vaaz konuları şöyle:

Ocak ayının 5’inde Kur’an ve Sünnet ile şekillenen hayatımız.

Ocak ayının 12’sinde Kur’an’da Hz. Muhammed (sav)

Ocak ayının 19’unda Kur’an ve Sünneti anlamak ve yaşamak.

Ocak ayının 26’sın da ise Dinimizde Sünnetin önemi olarak belirlenmiş.

Bu farkındalık çalışmalarının Cemaatler, tarikatlar ve Hocaefendilerle sınırlı kalmadığını ve Diyanetin de geçte olsa sahaya indiğini görmek elbette güzel.

Ama daha önemlisi İlahiyat Fakültelerinin konuya müdahil olmaları ve onlardan beklendiği şekliyle Hz. Peygamber (sav)in Sahih Sünnetinin bizlere kadar ulaşmasını sağlayan Sahabe ve Tabiin Neslinden (ra) başlamak üzere Selefi Salihin’e (ra) olmadık iftira ve hakaretlerde bulunan mensuplarını bünyelerinden temizlemeleridir.

Diyanetin yanında İlahiyat fakültelerinin bu oynanan oyunu bozmasını ve Sahih Sünnet ile Hadislerin savunmasını yapmalarını beklemek bu toplumun hakkıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR