Güçlü, ‘Hilafet dinî değil, siyasi’

Güçlü, ‘Hilafet dinî değil, siyasi’

HİSDER’de Halifeliğin Tarihi Seyri’ni anlatan Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, “Hilafet meselesi ne dinî ne de peygamberî bir konu değildir. Hilafet rejimle ve siyasetle ilgili bir konudur” dedi

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Pazartesi Sohbetleri’nde “Halifelik” anlatıldı. Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, “Rabbimiz insanoğlunu yaratacağı zaman melekleri toplayıp “ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” dediği zaman melekler; “orada kan dökücü birisini mi yaratacaksın?” diye itirazda bulundular” dedikten sonra Halife’nin anlamını da şu sözlerle açıkladı: “Halife ne demek?  Söyleyenin arkasından gelen, O’nun yolunu izleyen, O’nun söylediklerine inanan, tatbik eden anlamına geliyor.”  Her peygamberin ve her müminin de Allah’ın halife olduğunu ifade eden Dr. Mustafa Güçlü, halife olan insanoğlunun meleklerden de üstün ve hayvandan da aşağı olabilecek ve Allah’a itirazda bulunabilecek vasıfta bir varlık olduğunu söyledi.  İnsanın yaradılışında muhalifliğin de kan dökücülüğünün de olduğunu kaydeden Dr. Güçlü, peygamberlerin görevlerinin Allah’ın emir ve yasaklarını herkese tebliğ etmek olduğunu belirterek erdemli ve ahlâklı bir toplum oluşturmak olduğunu, yönetim ve idareye pek karışmadıklarını ifade etti. Peygamberimizin hayatından kesitler sunan ve beyat kültüründen bahseden Dr. Güçlü,  peygamber hayatta iken istişareye, adalete, işlerin ehil ellere ve liyakatlı kişilere verilmesi noktasında büyük gayret gösterdiğini belirterek ebediyete irtihalinden sonra dört halife dönemini anlattı. İlk halifenin Hz. Ebu Bekir olduğunu ve 10 yıllık bir halifelik dönemi olan Hz. Ömer ile Hz. Ebu Bekir’in “Emirü’l  Mü’minin” sıfatını kullandıklarına işaret eden Güçlü, halife unvanını ise Hz. Ömer, 12 yıllık halifeliği döneminde kullanıldığını ve Hz. Ali’nin halifeliği döneminde çok hadiselerin yaşandığına dikkati çekti.

HALİFELİK SİLAHINI ABDÜLHAMİD KULLANDI

Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sohbette, halifeliğin tarihi seyrini anlatırken Emeviler, Abbasiler ve Selçuklular dönemindeki Halifelik uygulamalarından da örnekler veren Güçlü, halifeliğin Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim’le birlikte Türklere geçtiğini belirtti. Güçlü, halifelik silahını da en çok II. Abdülhamid’in kullandığını ifade ederek “Bütün dünya Müslümanlarının evrensel olarak tanıdıkları en büyük halife Abdülhamid olmuştur” dedi. Büyük Taarruz’un ardından 11 Ekim 1922’de Mudanya Kongresi yapıldığını hatırlatan Güçlü, bu mütarekeyle ilgili olarak şunları dile getirdi: “İngilizler dokuz şart öne sürdüler. Hilafet kalkacak, Saltanat kalkacak, Komünist olmayacaksınız,  Modern inkılâplar yapacaksınız, Batı değerleri üzerine bir toplum inşa edeceksiniz, İslâm’la münasebetiniz kalmayacak, Türk-İslâm dünyasıyla ilgilenmeyeceksiniz, Misâk-ı Millî’yi küçülteceksiniz vs. İsmet İnönü de bunun altına imza attı.” İslâm coğrafyasında etkili olan halifeliğin kaldırılması yönünde İngilizlerin, Mudanya mütarekesinden sonra Lozan’da büyük çaba sarfettiğini kaydeden Güçlü, önce saltanatın kaldırıldığını ve ardından hilafetin kaldırılması yönünde Mustafa Kemal’e baskıların yapılmaya başladığını ifade ederek İzmir İktisat Kongresi’nde, 99 yıllığına İngiliz ve Amerikan şirketlerine limanlar ve madenler başta olmak üzere büyük imtiyazlar tanındığını da söyledi. Sohbetin sonunda, kendisine hilafetle ilgili yöneltilen soruları da cevaplandıran Güçlü, Müslümanların, hilafet meselesini halletmeleri gerektiği üzerinde durarak buna Tayyip Beyin öncülük yapması gerektiğini söyledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.