Gözaltındaki Müdürün Eşi: Onlar Haramzadelerin İkbal Malzemesi Olmayacak

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ardından görevli olduğu İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden uzaklaştırılan Ömer Köse'nin eşi Semra Köse, gözaltına alınan polislerin yakınları ile birlikte açıklama yaptı. Vatan Caddesi'ndeki emniyet müdürlüğü önünde toplanan aileler adına konuşan Köse, "Bu şerefli vatan evlatları hiç bir haramzadenin ikbal malzemesi olmayacaklar. " dedi.

Sahur operasyonları ile gözaltına alınan polislerin emniyetteki ifade süreci devam ediyor. Operasyonun hemen ardından eşlerine ve mesai arkadaşlarına destek için İstanbul Emniyet Müdürlüğü önündeki bekleyişini sürdüren ailer, "Helal lokma sıfırlanmaz, şükürler olsun ki hırsız annesi değilim, onlar casus değil casus avcısı, Ramazan'da bu zulmü reva görenler; elbette mahşer var" yazılı pankartlar açtı. Emniyet önünde bekleyen aileler adına basın açıklamasını ise eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse'nin eşi Semra Köse yaptı.

Köse'nin kimi zaman duygulandığı, kimi zaman da sinirle okuduğu metinde dikkat çeken mesajlar vardı. Eşinin 21 yıllık memuriyet hayatında başarılı bir kariyeri olduğunu ve 17 Aralık soruşturma sürecine kadar sayısız takdir belgesi bulunan eşine bir anda sayısız soruşturma açılmasını manidar bulduğunu anlattı. 17 Aralık'ta ortaya çıkarılanın gerçek bir yolsuzluk olduğunu ancak bunun toplumdan kaçırılarak üstünün örtüldüğünü belirten Köse, "Görevlerini yapan Türk polisini karalama kampanyası başlatıldı. Eşim defalarca tayin edildi ama yetmedi en son açığa alındı. " dedi.

Eşinin kelepçelenerek emniyete götürüldüğünü belirten Köse, "Kaçma ihtimali olmamasına rağmen Rıza Sarraf ve bakan çocuklarına hiç bir şekilde kelepçe takılmazken hala bu devletin memuru olan 3.sınıf emniyet müdürü eşime kelepçe takılmıştır." diye konuştu.

Eşi ve mesai arkadaşlarının nezarethanelerde kötü muamele gördüğünü, oruçlu olan eşine karşı insani gereklerin yerini getirilmediğini anlatan Köse, "Gece söndürülmeyen ışıklar, sıcak hava, nezarethane yatağında tek kişilik yatağa iki kişinin yatırılması bir yere kadar katlanılabilir konulardır. Ama Ramazan ayında kendisinin oruç tuttuğu bilinmesine rağmen karşısında yemek yeniliyor olması, sahur yaptırmamak için tam da o saatte sağlık kontrolüne götürülmesi, elleri kelepçeliyken yemeğe mecbur bırakılması asla kabul edilemez." ifadesini kullandı.

Yaşanan olayları bir senaryo olarak niteleyen Köse, yiğit vatan evlatlarının aileleri olarak emniyet müdürlüğü önünde bulunduklarını belirtti. Ramazan ayında ve üstelik Kadir Gecesi'nde gözaltındakilere yapılan sistematik işkencenin olsa olsa Çin'in Doğu Türkistan Müslümanlarına yaptığı işkenceye benzediğini anlatan Köse, "Zor koşullarda bile oruçlarını aksatmamaya çalışan eşim Ömer Köse'nin şu anda gördüğü muamele kan donduran cinstendir." dedi.

"Sorumluları, tarih ve bizler asla unutmayacağız." diyen Köse konuşmasını şöyle bitirdi: "Bu sözde operasyonun zamanlamasını bazı siyasilerin de dediği gibi ancak manidar sözü ile açıklanabilir. Bilinmelidir ki eşim Ömer Köse ve mesai arkadaşları olan bu şerefli vatan evlatları hiç bir haramzadenin ikbal malzemesi olamazlar, olmayacaklar da. Milletin vicdanı kurulan bu tiyatro sahnesini yerle bir edecek, sahnedeki vekilleri de er ya da geç mutlaka rezil kılacaktır."

CİHAN