Gözaltına Alınan Polis Müdür Yardımcısı Topçu’dan Kamuoyuna Mektup

Gözaltına Alınan Polis Müdür Yardımcısı Topçu’dan Kamuoyuna Mektup

17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını yapan emniyet mensuplarına yönelik sabah saatlerinde yapılan 3. dalga operasyonunda gözaltına alınan İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesi eski Müdür Yardımcısı Yasin Topçu, Recep Tayyip...

17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını yapan emniyet mensuplarına yönelik sabah saatlerinde yapılan 3. dalga operasyonunda gözaltına alınan İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesi eski Müdür Yardımcısı Yasin Topçu, Recep Tayyip Erdoğan hakkında daha önce yaptığı suç duyurusunu kamuoyu ile paylaştı.

    Yasin Topçu'nun ağabeyi İbrahim Topçu tarafından açıklanan suç duyurusuna ilişkin mektubun son 2 sayfasında Erdoğan’ın söylediği ‘Cadı avı ve vatana ihanet’ suçlamalarının kabul edilemez olduğunu vurgulandı. Yasin Topçu mektubunda "Beni ve operasyonlarda görev alan polisleri hedef göstermesi nedeniyle görevimden alındığım 18 Aralık 2013 tarihinden itibaren müfettişler tarafından yaptığım işlemler didik didik incelenerek hakkımda birçok meslekten ihraç soruşturmaları açılmış, müfettişler meslek atılmamı gerektiren bir kusur bulabilmek için birbirleriyle yarışır hale geldiler, ancak hiçbir şey bulamadılar." ifadelerini kullandı.

    Polislere yönelik bu sabah ki operasyonda İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesi eski Müdür Yardımcısı Yasin Topçu da gözaltına alındı. Güvenlik güçlerinin gözaltı kararından önce Ankara’da yaşayan ağabeyi İbrahim Topçu’yu arayan Yasin Topçu, Recep Tayyip Erdoğan hakkında yaptığı suç duyurusunun son 2 sayfasını kamuoyu ile paylaşmasını istedi.

    "DÖNEMİN BAŞBAKANI İBARESİ KULLANILMADI"

    Ağabey İbrahim Topçu da, kardeşinin yapmış olduğu suç duyurusunu paylaştı. Operasyonun kendi birimi tarafından gerçekleştirildiğini ve fezlekede yer alan ‘Dönemin Cumhurbaşkanı’ tabiri konusunda açıklama yapan Topçu, “17 ve 25 Aralık soruşturması da benim sorumluluğumdaki sahtecilik büro amirliği tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu soruşturma kapsamında emrimdeki personel tarafından birlikte hazırlayarak kontrol ettiğim soruşturmaya ilişkin görevli olduğum dönemde adli mercilere gönderilen fezlekede dönemin Başbakanı tabiri kullanılmamıştır. Bu soruşturmaya ilişkin talimatlar sadece dosyanın savcısı Muammer Akkaş’tan emir alınmıştır." ifadelerini kullandı.

    "İFTİRALAR KABUL EDİLEMEZ"

    Soruşturmayı yürüten polisler hakkında atılan iftiralarında kabul edilemez olduğunu belirten Topçu şöyle devam etti: "Devlet memuru olmamdan dolayı en üst derecede amirim olan Recep Tayyip Erdoğan tarafından en ağır hakaret ve iftiralara maruz kaldım. Erdoğan, ‘Konumu dolayısıyla hukuksuz bir işlem varsa, ilgili organları en etkili şekilde kullanabilecek durumdadır. Açılacak soruşturmalarda bu organın en etkili şekilde kullanıldığı görülmüştür. Erdoğan, yolsuzluk kılıfına gizlenmiş Türkiye için, ‘Bu bir yolsuzluk soruşturması değdiler, komplodur, tezgâhtır, uluslararası operasyonda, maşalarına, burada içinde ajanlık, casusluk olan niyetler var. Bu ülkeye ihanet edenlerin bir yerden alınıp başla bir yere atanması cadı avıysa biz bu cadı avını başlatacağız.’ şeklide akıl almaz ifadelerle yapılan soruşturmalara ve bu soruşturmaları yürüten görevlilere istinatlarda bulunması bu suç duyurusunu gerekli kılmıştır."

    "KENDİMİ DEVLET HAZİNESİNİN BEKÇİSİ OLARAK GÖRDÜM"

    1989 yılında polis kolejinde okumaya başladığını ve 14 yaşından itibaren devlet tarafından yetiştirildiğini yazan Topçu, kendisini her zaman devletin hazinesinin bir bekçisi olarak gördüğü kaydetti. Görev yaptığı süre boyunca devleti zarara uğratanlarla mücadele ettiğini kaydeden Topçu, “Haziran 1997’de Polis Akademisi’nden mezun oldum. 15 yıl boyunca Ankara, Diyarbakır ve İstanbul’da Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğü'nde kesintisiz görev yaptım. Bu dönemlerde ihaleye fesat karıştırma, hayali ihracat, vergi kaçakçılığı, rüşvet, zimmet, kalpazanlık gibi suçlarda yüzlerce soruşturma ve planlı operasyonlar icra ettim. Kendimi çocuk yaşımdan itibaren her türlü iaşemizi tedarik eden milletime ve devletime sürekli borçlu hissettim. Kendimi ve emrimdeki arkadaşları vergileriyle maaşımızı ödeyen ve bizi her seferinde bağrına basan milletimize hizmet etmeye adadım. Emanetine hiçbir zaman ihanet etmeden kararlı bir şekilde gece gündüz demeden çalıştım. Bu durumu kendi adıma büyük bir onur olarak adlettim. Kendimi, devletin hazinesinin bekçisi gibi gördüm ve devlet kaynaklarını zarara uğratan ve kamu kurumlarımızı zarara uğratan insanlarla mücadeleyi kendime görev hissettim. Başarılı çalışmalarım nedeniyle 500’den fazla taltif ve takdirname aldım. Sicil notum 95’in altına hiç düşmedi. Yolsuzluk konulu eğitimlerle uzman eğitici olarak görev aldım. Hakkımda hiçbir disiplin cezası ve idari soruşturma bulunmamaktaydı." açıklamalarında bulundu.

    "CADI AVI VE VATANA İHANET SUÇLAMALARINI KABUL ETMİYORUM"

    Operasyonlar sonrası açığa alınmasının ardından hakkında yapılan araştırmalar sonucunda hukuksuz hiçbir durumun bulunmadığını ifade eden Topçu şöyle devam etti: "Şüpheli Recep Tayyip Erdoğan’ın her konuşmasında belirttiği gibi dış düşmanların içerideki maşası olmak, vatana ihanet etme iddialarını kabul edebilecek ve katlanabilecek bir iddia değildir. Beni ve operasyonlarda görev alan polisleri hedef göstermesi nedeniyle görevimden alındığım 18 Aralık 2013 tarihinden itibaren müfettişler tarafından yaptığım işlemler didik didik incelenerek hakkımda birçok meslekten ihraç soruşturmaları açılmış, müfettişler meslek atılmamı gerektiren bir kusur bulabilmek için birbirleriyle yarışır hale gelmişler. Atılan iftiraların edilen hakaretlerin ve karşılaştığımız hukuksuzlukların kaynağı gösterir mahiyetinde en net ifadeler, şüpheli Erdoğan’ın 11.05.2014 tarihinde yaptığı konuşmada karşımıza çıkmaktadır. ‘Eğer bu ülkeye ihanet edenlerin bir görevden alınıp bir başka yere atanması cadı avıysa, evet biz bu cadı avını yapacağız.’ Hukuk tanımazlığın ünvanı olan cadı avı tabiri karşı karşıya olduğumuz süreci açıklamaktadır. Kendisi yapılanın cadı avı olduğunu kabuk etmekle kalmayıp, aynı zamanda bu ava maruz kalanları vatan haini olarak niteleyerek tehdit, hakaret ve iftiralarda sınır tanımamıştır. Çalıştığımız birimlerin amirleri, milletimiz ve devletimizi menfaatine yürüttüğüm yüzlerce dosyayla doludur."

    "YİNE DE HÜKÜMET ALEYHİNDE KÖTÜ BİR SÖZ SÖYLEMEYİN"

    Kardeşinin hiçbir şekilde kanunsuz bir olaya bulaşmadığını söyleyen ağabey İbrahim Topçu da kendisiyle sabah saatlerinde görüştüğünü ve hukuksuz bir iş yapmadığını söylediğini belirtti. Ağabey Topçu, "Benim kardeşim bu operasyonlar başlamadan önce ya da başladıktan 1 ay sonra Recep Tayyip Erdoğan’a bu operasyonlar hakkında bilgi verseydi, bugün gözaltında mı olurdu, yoksa İçişleri Bakanlığı’nda müsteşar durumda mı olurdu? Bugün sabah 06.30’da görüştüm. Kendisinin Karaman’a tayini çıkmıştı. Orada göreve başlamak için uçakla intikal edecekti. Fakat 06.30 sıralarında evine gelen ekiplerce arandığını öğrendi. Adresinden alınmadan kendisi havaalanından geri dönerek emniyete teslim oldu. Görüşmemizde hukuksuz hiçbir şey yapmadığını, ailemizin rahat olması gerektiğini, ayrıca iktidar aleyhinde mevcut hükümet aleyhinde herhangi bir kötü söylemde bulunmamızı istedi. Metanetle karşıladı. Suçlu olmadığını ve yaptığı işle de gurur duyduğunu söyledi." diye konuştu. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.