Göz sağlığı ihmale gelmez

Göz sağlığı ihmale gelmez

Çeşitli etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan retina hastalıkları, erken teşhis edilmediğinde kalıcı görme kayıplarına neden olabiliyor. Şeker hastalığı, retinanın küçük damarlarını tıkayarak beslenmesini engelleyerek bu sebeplerden birini oluşturuyor

Çeşitli etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan retina hastalıkları, erken teşhis edilmediğinde kalıcı görme kayıplarına neden olabiliyor. Şeker hastalığı, retinanın küçük damarlarını tıkayarak beslenmesini engelleyerek bu sebeplerden birini oluşturuyor. 

soner-keskin.jpg

Dünyagöz Konya Hastanesi doktoru Op. Dr. Soner Keskin, diyabetik retinopati ile ilgili olarak, “Eğer zamanında müdahale edilmezse retinada yaygın hasara ve körlüğe kadar gidebilir. Dünyada 50 yaşın altındaki kişilerde bir numaralı önlenebilir körlük nedeni olan diyabetik retinopati tedavisinde erken dönemde gelen hastalara uygulanan lazer tedavisiyle gözün ömrü uzayabilir’’ dedi.Retina hastalıklarında erken teşhis, kalıcı görme kayıplarının önüne geçme de önemli rol oynuyor. Retina hastalıkları görmede azalma, algılanan şekillerde bozulma ve cisimleri büyük, küçük ve çarpık görme gibi şikâyetlerle belirti veriyor. Retina hastalıklarına sebep olan nedenlerden biri olarak karşımıza çıkan diyabetin dünyada 50 yaşın altındaki aktif olarak çalışan kişilerde bir numaralı önelenebilir körlük nedeni olduğunu söyleyen Op. Dr. Soner Keskin “Diyabet, küçük damarları etkileyen ve ömür boyu süren kronik bir hastalıktır. Özellikle göz sağlığını tehdit eden diyabet, retinanın küçük damarlarını tıkayarak retinanın beslenmesini engelliyor ve diyabetik retinopatiye sebep oluyor. Diyabet hastalığı; bulanık görmeden diyabetik retinopatiye, kataraktan glokoma kadar birçok hastalığa neden olduğu için diyabet hastaları düzenli göz muayenelerini kesinlikle aksatmamalıdır” dedi.

ŞEKER HASTALIĞI GÖZÜ NASIL ETKİLER?

Diyabetik retinopatide hastalığın birdenbire kötü hale gelmediğini söyleyen Dünyagöz Konya’dan Op. Dr. Soner Keskin, “Gözdeki hasar yavaş yavaş oluşur. Önce retinada tıkanmalar ve ödem alanları oluşur. Noktasal kanamalar ve yine damarlarda noktasal balonlaşmalar meydana gelir. Hastanın bu dönemde hiçbir yakınması olmaz. Oysa tedaviye bu dönemde başlanmalıdır. Daha sonra bunlar birbiriyle buluşarak daha büyük alanları tutar. Beslenmeyen alanlardan salgılanan bazı faktörler retinada yeni ve anormal küçük damarların gelişmesine yol açar. Normal retina damarından farklı olan bu küçük damarlar çok kolay kanama eğilimindedir. Göz içerisindeki tekrarlayan bu kanamalar, retina yüzeyinde zarların gelişmesi, retinanın yerinden ayrılması gibi birçok sorunu da beraberinde getirir” dedi. Op. Dr. Keskin, diyabetik retinopatinin erken, orta ve ileri dönemlerde görmeyi değişik derecede etkilediğini ifade ederek, “Ama özellikle makula (görme merkezi) yani sarı nokta bölgesi tutulmuşsa görme azalır. Hastaların yakın görmeleri bozulur. Bazı hastalarda görme yüzde 5 oranında azalırken, bazı hastalarda bu oran yüzde 90’ı bulabilir” diye konuştu.

ERKEN TANI İLE HASTALIĞIN HIZI YAVAŞLIYOR

Diyabetik retinopati tedavisinin başarısında hastalığın aşamasının önemli rol oynadığını vurgulayan Op. Dr. Soner Keskin, şöyle konuştu: “Erken dönemde gelen hastalara uygulanacak lazer tedavisi sayesinde görme kaybı yüzde 80-90 oranında önlenebilmektedir. Geç kalındığında 1-2 yıl içinde körlük meydana gelebilir. Tedaviyle amaçlanan görme kaybını engellemektir, görmeyi o anki durumuyla koruyabilmektir. Sonuçta diyabet kronik bir hastalıktır. Şeker hastalığını kökünden söküp atmak mümkün değildir. O nedenle gözdeki hastalık da ilerleyecektir. Hastanın sık sık görülmesi ve tedavinin sürdürülmesi çok önemlidir.”

GÖZ KONTROLLERİNİ İHMAL ETMEYİN

Op. Dr. Keskin, çoğu şeker hastasının göz kontrollerini ihmal ettiğini, oysa diyabette göz kontrollerinin öneminin büyük olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere, hastalar körlük tehlikesi konusunda bilgilendirilmiş bile olsa, şikayetleri olmadığı için retina muayenelerini aksatmaktadırlar. Oysa diyabette erken tanı ve tedavinin önemi çok büyüktür. Özellikle hastalığın beşinci yılından itibaren her diyabet hastası altı ayda bir göz hekimine gitmeli ve göz dibine baktırmalıdır. Diyabetik retinopati teşhisi konulan bir kişide ise takip muayenelerinin sıklığı hastalığın şiddetine göre değişir. Hastaların 3 ay aralıklarla kontrol edilmesi, oluşan bozuklukların yerleşmesini önleyebilir ve geri dönülmez noktaya gelmeden müdahale edilmesini sağlayabilir.”

HABER MERKEZİ

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum