Gönüllere gireceğiz

Türkiye’nin en büyük gençlik organizasyonu olan Anadolu Gençlik Derneği (AGD) 43. Dönem kapsamında çalışmalarını büyük bir heyecanla sürdürüyor. İstanbul’da düzenlenen 4 Fakülte Hanım Üniversite Komisyonunun eğitim toplantısına katılan AGD ve MGV Genel Başkanı Salih Turhan, programın açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Turhan, yeni çalışma döneminin hayırlar getirmesini temenni ederek, önemli açıklamalarda bulundu. AGD’nin her yerde ev sahibi olduğunu belirten Turhan, insanlar arasında ayrım yapmadan herkesin gönlüne girmeyi amaçladıklarını ifade etti. Ülke içinden ya da ülke dışından ırkı, rengi, dili, düşüncesi ne olursa olsun her genci ev sahibi olarak en güzel şekilde ağırlamak gerektiğinin altını çizen Turhan, “Nefret, husumet, düşmanlık bizden uzak olsun, biz kalp kırmak için değil, kalp kazanmak için çalışıyoruz. Kimseye önyargı ile yaklaşmayacağız. Biz belli değerlerin etrafında organize olmuş bir topluluğuz, ancak bundan önce olduğu gibi bundan sonra da kimseye kendi inancımızı, düşündüklerimizi dayatma gayreti içerisinde değiliz ve olmayacağız. Elbette her insanla inandıklarımızı, düşündüklerimizi paylaşıyoruz ve paylaşmaya devam edeceğiz ama bu bir tekliften öteye değildir. Bir takım biçimcilikler ve ideolojiler yüzünden karşımızdakine kötülük beslemeyeceğiz. Karşımızdaki insanın gönlüne gireceğiz. Çünkü misafire hürmet inancımız gereğidir” şeklinde konuştu.

IRKÇI EMPERYALİZME KARŞI BİR HAREKETİZ
Turhan, ‘ahlak ve maneviyat’ prensibiyle ahlakı önceleyen bir hareket olduklarını dile getirerek, ırkçı emperyalizme karşı olduklarını belirtti. Siyonizmin ırk üstünlüğüne dayanan bir inanç olduğunu vurgulan Turhan, “Emperyalizm yeryüzündeki nimetlerin, insan varlığının gücün emrinde yağmalanması ve talan edilmesidir. Bugün bu yağma ve talan ABD, AB ve İsrail eli ile yürütülmektedir. Siyonizm, bir ırkın üstünlüğüne dayanan sapkın bir inançtır. İşte bu inanç ABD, AB ve İsrail eli ile yeryüzünü kana boyamaktadır. Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu emperyalizme hizmet etmektedir. Biz bu coğrafyada namlusunu hangi mezhepten ve ırktan olursa olsun Müslümanlara çevirmiş örgütlerin İsrail’in hesabına çalıştığına inanıyoruz” dedi. Aynı zamanda statükoya, şiddete, baskıya ve teröre karşı olduklarını dile getiren Turhan,  “ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin’in veto hakkının olduğu, diğer ülkelere ikinci ya da üçüncü sınıf ülke muamalesinin yapıldığı mevcut dünya düzeni kabul edilemez. Mutlaka şehir-toplum ilişkisinden enerji kaynaklarının kullanımına kadar her meselenin tüm insanlığın hayrına olacak şekilde ele alındığı yeni bir dünya kurulmalıdır” ifadelerinde bulundu. 

YENİ BİR DÜNYA KURULABİLİR
Şiddet ve nefret söylemlerinin her türlüsüne karşı olduklarını belirten Turhan, şiddetin bir tercih olmaması gerektiğini dile getirdi. Turhan, konuşmalarına şöyle devam etti: “2 Temmuz 1993’te Sivas’ta olan Madımak Otel Katliamı da, 5 Temmuz 1993’te Erzincan’da olan Başbağlar Köyü Katliamı da, 28 Aralık 2011’de olan Uludure (Roboski) katliamı da bizim canımızı yakmıştır. Biz Fırat Yılmaz Çakıroğlu için üzüldüğümüz gibi Ramazan Fırat için de üzüldük. Yasin Börü için üzüldüğümüz gibi Berkin Elvan için de üzüldük. Bizim görevimiz 7/24 insanlarla tanışmaya, insan kazanmaya, dostluk kurmaya ayarlı olmaktır. Gördüğümüz herkesi yargılayan ve suçlayan bir anlayışın uzağındayız. Irkçılık ve mezhepçilik yapmıyoruz. Nefret ve kin söylemlerini desteklemiyoruz. Biz inanıyoruz ki, başta gençlerimiz olmak üzere bu ülkenin halkı gerçekten ister ve gayret ederse yeni bir dünya kurulabilir. Bizim ülkemiz yeni bir dünya idealini kuvveden fiile geçirebilecek potansiyele sahiptir. Gençlere düşen de bu potansiyelin farkına varabilmektir. Hanımlarımız da yeni bir dünya idealinin mihenk taşı olacaklardır” şeklinde konuştu.