"Gerilime, Kutuplaşmaya Ve Kamplaşmaya Sarf Edilecek Tek Bir Saniyemiz Yok"

"Gerilime, Kutuplaşmaya Ve Kamplaşmaya Sarf Edilecek Tek Bir Saniyemiz Yok"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin 24. dönem 5. yasama yılının açılışında milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada, gerilime kutuplaşmaya ve kamplaşmaya sarf edilecek tek bir saniyeleri olmadığına işaret ederek, "Yasaklar...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin 24. dönem 5. yasama yılının açılışında milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada, gerilime kutuplaşmaya ve kamplaşmaya sarf edilecek tek bir saniyeleri olmadığına işaret ederek, "Yasaklar kısıtlamalar değerlerin inançları üzerindeki baskılar toplumu huzursuz etmekten başka amaca hizmet etmemiştir." dedi.

Dünyanın küresel krizin etkisinde olduğu dönemde Türkiye'nin bütün bu krizlerden kazançlı çıkacak tecrübeye sahip olduğunu aktaran Erdoğan, "İktidar da muhalefette böyle bir anlayışla kader ortaklığı yaparak ülkenin hizmetinde olmak zorundadır. Halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanı olarak anayasanın verdiği yetkiler çerçevesinde hizmete devam edeceğimi belirtmek isterim." ifadelerini kullandı.

Erdoğan konuşmasında, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 1990 yılındaki yeni yasama yılı açılışında yaptığı konuşmasını hatırlattı. Özal’ın, "Körfez bunalımında çekingen, kararsız, başkalarının karar vermesini bekleyen bir tutum ittihaz etmemiz düşünülemez. Aksi takdirde Türkiye'nin ali menfaatlerinin söz konusu olduğu bir meselede tesirli bir ülke olma imkanını büyük ölçüde kaybedeceğimiz aşikardır.” sözlerini aktaran Erdoğan, Özal'ın uyarı ve arzularının ne kadar yerinde olduğunu vefatından sonra tüm Türkiye'nin anladığını dile getirdi. Erdoğan, "Bölgemizde yeni ve büyük krizler yaşanırken, bu krizler, Müslüman kardeşlerimizi, Arap, Kürt, Türkmen kardeşlerimizi, sınırlarımızın bu tarafını ve akrabalarımızın olduğu diğer tarafını ilgilendirirken, kayıtsız kalmamız, çekingen kalmamız, mütereddit olmamız düşünülemez. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine gelmesi beklenen tezkerelerin de bu anlayış doğrultusunda değerlendirileceğine inanıyorum" dedi.

"ÇÖZÜM SÜRECİ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR"

Erdoğan, çözüm sürecinin, Türkiye'nin istikbali, kardeşliği ve demokrasisi açısından hayati derecede önem taşıdığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 yıldır devam eden şiddet ortamının, bazı istisnai sabotaj girişimlerine rağmen son iki yılda farklı bir mecraya girdiğine dikkati çekti. Erdoğan, "Hiç kuşkusuz, bu güzel süreçten rahatsız olanlar da var. Türkiye'de barışı, huzuru, kardeşliği tesis edecek, ekonomiyi prangalarından kurtarıp adeta uçuşa geçirecek bu süreci hazmedemeyenler ve kesintiye uğratmak isteyenler de var. Bu kan ve rant lobilerine karşı her zaman duyarlı olduk, bundan sonra da duyarlı olmaya hep birlikte devam edeceğiz.” şeklinde ifade etti.

Yeni Türkiye’de direncin, eski Türkiye’den tevarüs edilen, eski Türkiye’ye dayanak teşkil eden kronik meseleler üzerinden yürütüldüğünü belirten Erdoğan, vesayetin eski Türkiye’nin bir hususiyeti olduğunu ve yeni Türkiye’ye kastetmek arzusunda olduğunu belirtti. Erdoğan, “Paralel devlet yapılanması, siyasi temsil yetkisine ve siyasi meşruiyete sahip olmadan, kamu gücünü kullanarak, meşru-demokratik siyaseti tahrip etmek istemektedir. Paralel yapı, devlet aygıtını kullanarak siyaseti şekillendirmek arzusundadır, bu anlamda tipik bir bürokratik vesayet girişimidir. Siyaset, bu vesayet girişimine taviz veremez, verdiği anda kendi varlığını inkar eder. Devlet içindeki paralel yapı siyaseten mahkum olmuştur. Türkiye’nin yaşadığı son iki seçim, bir anlamda paralel yapının ve destekçilerinin siyaseten tasfiyesidir. Son 2 seçimde ortaya çıkan neticeye rağmen, ortalığa saçılan bütün delil, belge, hukuk ve ahlak dışı teşebbüslere rağmen, paralel yapıya oksijen sağlayacak tavırların içine girilmesi, siyasetimiz adına olduğu kadar, ulusal güvenliğimiz adına da kaygı duyulacak bir durumdur. Herkes bilmelidir ki, ilkesi, kuralı, sınırı, ahlakı olmayan bir yapı, hiç kimseye fayda sağlamaz. Siyasetin önündeki mesele, bu yapıyı hukuken de tasfiye etmektir. Güvenlik kurumlarının ve yargının demokratik meşruiyet temelinde yeniden yapılandırılması, bu bakımdan özel bir önem taşımaktadır.” açıklamalarında bulundu.

“YARGI MENSUPLARI YARGIYI TESLİM ALMA GİRİŞİMLERİNE DUR DİYECEKLERDİR”

Yeni Türkiye’nin devlet içinde otonom yapılara, çetelere, mafyatik örgütlenmelere asla pirim vermeyeceğini kaydeden Erdoğan şöyle devam etti: “Özellikle yargı içinde, bir çetenin, bir karanlık şebekenin güç kazanmasına, önce yargıyı, ardından da tüm toplumu dizayn etmeye kalkışmasına asla göz yumulmayacaktır. İnanıyorum ki, öncelikle yargı mensupları, onurlarına, meslek ilkelerine ve ülke çıkarlarına sımsıkı sahip çıkarak, yargıyı teslim alma girişimlerine dur diyeceklerdir. Hükümetin ve yargı mensuplarının olduğu kadar, TBMM'nin, bu yapının mağduru olan siyasi partilerin ve milletvekillerinin, ulusal güvenliğimizi tehdit eden çeteye karşı kararlı, ilkeli duruş sergilemesi milletin de arzusu ve talebidir. Bu Meclis ve Bu yüce Meclis’in çatısı altındaki hiçbir milletvekili, tehdide, şantaja, tuzaklara inanıyorum ki asla boyun eğmeyecektir. TBMM, inanıyorum ki, gelecek nesillerin de örnek alacağı cesur bir duruş sergileyecek, bu paralel yapının tehdit ve şantajlarını boşa çıkaracaktır. Yeni Türkiye’yi daha güçlü kılacak, esasında Yeni Türkiye’yi sağlam bir temele kavuşturacak olan, takdir edersiniz ki, Yeni Türkiye’ye denk düşecek yeni bir Anayasa’dır."

“YENİ ANAYASA 2015’TEN SONRA YAPILMALI”

Bu Meclis'in, toprakların işgal edildiği en zor zamanda açıldığını belirten Erdoğan, Polatlı’dan top sesleri duyulurken, bu Meclis'in, korkmadan, çekinmeden, cesaretle Kurtuluş Savaşı’nı idare ettiğini, zafer kazandığını, gazi bir Meclis olduğunu anımsattı. 94 yıl boyunca da bu Meclis'in, her türlü sıkıntıya, krize, tehdide karşı ayakta durduğunu, milli iradenin tecelli ahı olduğunu ifade eden Erdoğan, bu Meclis'in, yeni bir Anayasa yapacak güce, birikime, iradeye ziyadesiyle sahip olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2015 seçimlerinin hemen ardından, Meclis’teki tüm partiler, ön yargılardan uzak şekilde bir araya gelmeli, uzlaşma içinde yeni bir anayasayı yazabilmelidir. Milletimizin en büyük arzusu, ülkemizin de yegane kalkınma vasıtası olacak yeni Anayasa daha fazla geciktirilmemelidir" dedi.

“TÜM PARTİLER BİR ARAYA GELMELİ”

77 milyonun ortak talebi olan yeni anayasanın, artık bir an bile geciktirilmeden yapılması vurgusu yapan Erdoğan, “Türkiye, eski dönemin, darbe dönemlerinin prangalarından bir an önce kurtarılmalıdır. 24. dönemde, Meclis’te iktidar partisinin Grup Başkanı ve Başbakan olarak, yeni bir Anayasanın yapılabilmesi için yoğun gayret sarf ettim. Ne yazık ki, yeni bir Anayasa yapabilmek bu dönemde mümkün olmadı. 2015 seçimlerinin hemen ardından, Meclis’teki tüm partiler, ön yargılardan uzak şekilde bir araya gelmeli, uzlaşma içinde yeni bir Anayasayı yazabilmelidir. Milletimizin en büyük arzusu, ülkemizin de yegâne kalkınma vasıtası olacak yeni Anayasa, daha fazla geciktirilmemelidir" diye konuştu.

“MÜLTECİLER, İSTİKBAL VE KARDEŞLİK İKLİMİ OLACAK”

Erdoğan, Irak ve Suriye'de yaşanan sorunlar, bu ülkelerle ilgili tezkere ve ekonomik politikalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Suriye'den Avrupa’nın tamamının 130 bin mülteci kabul ederken Türkiye'nin bağrına bastığı Suriyeli mülteci sayısının Irak dahil 1,5 milyona ulaştığını belirten Erdoğan, bu kişilere şimdiye kadar 4 milyar dolar harcama yapıldığını, sınır ötesi yardımlarla bu rakamın 4,5 milyar dolara ulaştığını kaydetti. Bununla gurur duyduklarını dile getiren Erdoğan, "Bu harcamaların, istikbale yönelik eşsiz bir dostluk ve kardeşlik iklimi olacağına inanıyoruz" dedi.

“BİZE SIĞINANLAR ARASINDA AYRIM YAPMIYORUZ”

Türkiye'nin Irak ve Suriye’den gelenlerin etnik kökenlerini, inançlarını, mezheplerini sorgulamadığını, muhtaçların tamamına kapılarını açtığını, onları doyurduğunu, giydirdiğini ve barındırdığının altını çizen Erdoğan, Arap, Kürt, Türkmen, Ezidi, Şii, Sünni, Nusayri, Hristiyan, Musevi demeden, hiçbir ayrım yapmadan, insana sadece insan olarak, sadece can olarak bakan, herkese elini uzatan bir Türkiye olduğunu ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu: "Burada açıkça ifade etmeliyim ki vatandaşlarımız IŞİD’in elindeyken, yani durum çok büyük hassasiyet arz ederken, oradaki vatandaşlarımızın can güvenliğini tehdit edecek açıklama ve yayınların yapılması, siyasetimiz ve medyamız açısından büyük bir talihsizlik olmuştur. Ancak hükümet de güvenlik kurumlarımız da son derece sabırlı ve soğukkanlı davranmış, bu şekilde hayırlı bir netice milletimize kazandırılmıştır. Ne topraklarımızda ne bölgemizde ne de yeryüzünde, hiçbir terör örgütüne sempatiyle ya da müsamahayla bakmamız söz konusu bile olamaz. Teröre karşı verilecek mücadelede, ülke olarak her türlü işbirliğine açığız ve hazırız. Ancak şunu da herkes bilmelidir ki Türkiye, geçici çözüm arayışlarında, kendisini kullandıracak bir ülke de değildir. Irak ve Suriye’de devam eden krizleri en iyi analiz edebilen, çözümleri en iyi bilen ülke Türkiye’dir. Türkiye aynı zamanda bölgedeki hemen her tarafla diyalog kurabilen bir ülkedir. Bölgedeki tüm terör örgütleriyle kararlı bir mücadele sergilenmeli, Türkiye’nin öneri ve uyarıları da dikkate alınmalıdır. Aksi halde, havadan atılacak tonlarca bomba, tehlikeyi ve tehdidi sadece geciktirebilir, sadece erteleyebilir. Irak’ta bu yaşanmıştır. Eski rejim devrilmiş ama yeni rejim, bizim tüm uyarılarımıza, yol gösteren yapıcı eleştirilerimize rağmen Irak’ın tamamını kucaklayan bir tavır sergilememiştir. Geçici çözümlerin, Irak’ı, her 10 yılda bir böyle müdahalelerle karşı karşıya bırakması kaçınılmazdır.”

“DÜNYA 5’TEN BÜYÜK OLDUĞUNU ANLATTIK”

Suriye’nin gündem dışı tutulmasının çözümü palyatif bir hale getireceğine dikkat çeken Erdoğan şu açıklamalarda bulundu: “Bu düşüncelerimizi, gerek Cardiff’te yapılan NATO Zirvesi’nde, gerekse Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için bulunduğumuz New York’ta ilgili taraflara detaylı şekilde aktarma fırsatımız oldu. İnsanlığın can çekiştiği bölgelere yardım ulaştırma konusunda kararın, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin dudaklarında olması, küresel adaleti ciddi şekilde yaralamaktadır. Evet. Dünya 5’ten büyüktür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesi, küresel vicdan ve küresel adalet adına ertelenemez bir ihtiyaçtır. Her durumda Türkiye, tezlerini en güçlü şekilde savunmaya devam edecektir."

“ŞAM YÖNETİMİ DERHAL UZAKLAŞTIRILMALI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek IŞİD terör örgütüne, gerek bölgedeki diğer terör örgütlerine karşı etkili mücadelenin öncelikleri olacağını vurguladı. Sadece Türkiye’de sayıları 1,5 milyonu aşan göçmenlerin ülkelerine dönebilmelerinin ya da ülkelerinde barındırılmalarının da öncelikleri olacağını belirten Erdoğan, "Şam yönetiminin derhal uzaklaştırılması, Suriye’nin toprak bütünlüğü korunarak, Anayasal ve Parlamenter sistemle, herkesi kucaklayan bir yönetimin acilen tesis edilmesi de yine önceliğimiz olmaya devam edecektir" diye konuştu.

“AB REFORMLARIMIZ DEVAM EDİYOR”

Avrupa Birliği’ne tam üyelik konusunda kararlı olduklarını ifade eden Erdoğan, “Sergilenen olumsuzluklara rağmen reformlarımızı kesintisiz sürdürüyoruz. Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefi Türkiye’nin stratejik hedefidir ve bu yönde gayretlerimiz kesintisiz devam edecektir. Tesis ettiği güven, istikrar ve reformcu yapı sayesinde Türkiye, 2023 hedeflerine doğru emin adımlarla ilerliyor." açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yeni Türkiye'de, yeni bir siyaset artık kaçınılmazdır. Şiddetin, terörün, silahların ve sokak eylemlerinin gölgesinde değil; istismarın peşinde değil; Türkiye'yi büyütmenin ve kalkındırmanın mücadelesinde bir siyaset, Türkiye'yi uçuracaktır" dedi.

“NEZAKET VE HOŞGÖRÜ ÖNCE TBMM’DE SAĞLANMALI”

TBMM'nin, en başta Genel Kurul Salonu'nda, nezaketi, hoşgörüyü, empatiyi; yumruklaşmayı değil, musafahayı öne çıkararak, vekilliğini yaptığı milletin takdirine mazhar olacağına inandığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Türkiye Cumhuriyeti’nin 12'inci Cumhurbaşkanı, halkın oylarıyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak, Anayasanın çizdiği yetkiler dairesinde, ülkemin ve milletimin hizmetinde olacağımı da burada bir kez daha hatırlatmak isterim. Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı, seçilmiş bir Hükümet, yapıcı bir muhalefet, inşallah, Türkiye’de yeni bir hamle sürecini başlatacak, Yeni Türkiye’yi yeni hedeflerle kucaklaştıracaktır. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Rabbim, ülkemizi, milletimizi, tüm insanlığı hayırlara vasıl etsin. 24'üncü Dönem, 5'inci Yasama Yılı'nın hayırlı olmasını diliyor, emeğiniz, alın teriniz için şimdiden her birinize teşekkür ediyor, başarılar diliyorum."

Erdoğan'ın konuşmasının ardından Danışma Kurulu önerisi getirildi. Kabul edilen öneriyle, TBMM Genel Kurulu, Kurban Bayramı sonrasında 8 ve 9 Ekim tarihleri arasında çalışmayacak.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, birleşimi, Irak ve Suriye tezkerelerini görüşmek için yarın saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı.

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.