Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Ey Mâhı Sultan Merhaba

Ey Mâhı Sultan Merhaba

Dün akşam Teravi eda edip, gecesi de şimdileri saatin zili ile ama ancak nostalji olarak hayalen de duyduğumuz (!) davulcunun yanık sesle “Sahur oldu ışıyor, / Bülbüller ötüşüyor” manisini söylerken…
Davulun notalı dercesine gümbürtülü vurgusu ile uyanıp sahura kalkarak imsakten itibaren oruç tutmaya başlamamız ile…
Hakk'ın bize ihsanısın,
Hem ayların sultanısın,
Sen bir saadet kânısın,
Ey Mâhı sultan merhaba

Diyerek evlerimize misafir eyledik. Ve

Onbir ayın sultanı,
Kıymetlidir her ânı,
Süslersin şu cihânı,
Hoşgeldin yâ Ramazan!
Ramazan’ım merhaba
Bizlere verdin sefâ,
Rabbimize hamdolsun,
Her nefeste bin defa.

İlavesiyle başköşemize buyur ettik
***
Yine yıllar evveli Ramazan’ın ilk günlerini getiriverdi belleğim. Film şeridi gibi gelip devam etti
Anlatayım sizlere de ama. Sakın taaa Osmanlı zamanının ramazanını yazacağım onları yazan Ahmet Rasim ve Muhlis Faik Ozansoy’un eski ramazanlarından alıntı sanmayın.
Bizzat Konya ve İstanbul yaşamımda müşahedem olanları sunmuş olacağım.
***
Ramazanın bir evveli akşam sonu o tek katlı bahçeli evleri havi mahallelerindeki kız erkek çocukların neşesi görülecek nitelikli idi.
Ayaklarındaki tahtadan yapılmış kemerli Nalinlerle (Takunya da denilir) şıkırdatarak camiye giderken;
“Ramazan geldi hoş geldiii.
Baklava tepsisi boş geldiii...”
Çeşitli nakaratları ile birbirlerinin ellerinden tutarak coşku ve etrafa neşe dağıtışla gidişleri…
Bu gün çocuklarının apartman yaşamlarında yapamamaları insana hüzün veriyor.
Ya hanımefendiler? Güzel giyimleri ve örtündükleri beyaz yaşmakları ile ezan okunmadan camiye yollanırken…
Beyefendilerinde ezan yakını gelmeleri ile dolan mahalle mescitleri ve camiler…
Beylerin bazıları Teravi namazını Kur’an hatmi olarak kıldıran camilere yönelmeleri. Ve bilhassa rahmetli din âlimi hocamız Rahmetli Hacı Veyiszade’nin bizzat kıldırdığı camide yer bulunmayıp sokaklara taşması.
***
Teraviden sonra Sultan Selim Camii batısında şimdi yerinde Mevlana Çarşısı olan yerdeki beş basamakla çıkılan ortasında havuz bulunan sulu kahve de denilen kıraathanede dostlarla çay içip sohbete dalmalar.
Evlere gidip uykuya yattıklarında davulcunun sanki notaya uymuşçasına düşük ve yüksek sesli davulunu çalarken her gün bir başka mani söylemeye başlaması olarak…
Kavuştuk Ramazana. / Ne de büyük ihsana.
Bu ayda oruç tutmak, / Huzur verir insana.
 Tekerlemesi yanında Alaeddin Tepesi’nden atılan çaput barut karışımı topun sesinin de duyulması ile uyanıp sahur yemeğine oturulması.
Sahur yemeği olarak Ramazan girmeden önce imece usulü gibi yardımlaşma ile yapılan şehriyenin yavşan kokulu mis gibi Karapınar tereyağı ile yapılan erişte veya şehriye pilavından, Konya’nın meşhur tahta kaşıklarını daldıra daldıra alınırken…
Sofrayı teşkil eden tahta veya kalaylanmış bembeyaz bakır sini üstünde ki, çoğunlukla kayısı, erik hoşaflarından da (Komposto şekilli) almayı unutmadan taama devam edilmesi.
Sonra bolca Çayırbağı Suyu’ndan içmeler ve imsaktan beş dakika evvel, uykuya dalmışları uyandırmak için atılan ilk topun ardından esas vakit için atılan ikinci topu duyunca ağızların kapanması.
Bundan sonra isteyen ki, ekseri yaşlı beyefendi ve hanımefendiler Kur’an okuma teşbihle dua etme suretiyle Sabah namazına ulaşmaları.
Beyefendilerin mahalle mescitleri ve yakın camilere gitmeleri yanında esnaf olup bedestende dükkânı olanların Sultan Selim, Aziziye ve bilhassa Kapı Camii’ne doğru yola çıkmaları ile sabah namazının edası…
***
İşte Mübarek Ramazan’ın oruç olarak başladığı günün karşılanması için oluşumlar…
Evveli evvel, yeniler ilerlemelidir ama!
Yine de evveli anma cihana bedelliğini unutturmamakta…
Bundan sonrası olan Ramazanın günlük yaşamını da ileri yazımlar da izleriz inşallah
***
Tüm Dünya ve Ahiret Müslüman din kardeşlerimin Mübarek Ramazan’ını tebrik eder, hayırlara vesile olmasını ve sağlık, esenlik içinde yaşamlarını dilerim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR