ESKİDEN NEREDE NE VARDI? 48

ESKİDEN NEREDE NE VARDI? 48

Temmuz 2009 tarihinden itibaren Merhaba Gazetesi ile birlikte ayda bir yayınlanan “Şehir eki” bu sayısıyla 4. yılı geride bıraktı.

İlk sayısıyla beraber “Eskiden nerede ne vardı?” başlığıyla kaleme almaya çalıştığım şehrimizin geçmişini bugüne taşıyan yazı serisi de 48’i buldu. 70 yıla yaklaşan hatıralar arasında Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) Mekke’den ayrılmaya karar verirken yerleşmeyi düşündüğü şehirler arasında Medine-i Münevvere ve Şam’ın yanısıra belde-i muhayyere olarak şeref bahşettiği Konya ile ilgili olanlar önemli yer tutar. Her vesile ile bu güzel şehrin 1920’li yıllardan itibaren başlayıp, 1950’den sonra hız kazanan değişim süreci yaşadığını dile gitiriyorum.
40’lı yılları yansıtan fotoğraftaki gibi, şehrimizin ilk düzenli bulvarı Alâaddin Tepesi ile Hükümet Alanına kadar olan bölümde açılan ve adı önce Vali Muammer Caddesi olan, günümüzdeki Alâaddin Caddesi’dir. 1895’de Anadolu-Bağdat demiryolunun ulaşması üzerine şehrimize gelen Garabet Solakyan isimli Ermeni tarafından çekilen fotoğraflarda caddenin henüz açılmamış olduğu, burada evlerin yer aldığı görülüyor. Selanik’te elektrikli tarmvayın çalışmaya başlaması üzerine 1906’da Konya’ya nakledilen ve Türbe önü’nde Amil Çelebi Efendinin evinin önünden hareket eden Atlı Tramvay’ın Türbe ve İstanbul Caddelerini takip ederek Hükümet Alanı’na dönüp, şimdi Merkez Bankası bulunan yerin önünden devam eden raylarının yer aldığı dar bir yol olduğunu, bu nedenle İplikçi Camii’ne ancak bitişiğindeki Hasan Behçet Sokağından gelinerek 2-3 basamak çıkılarak camiye girildiğini, tramvay hattı ile cami arasında evler olduğunu merhum gazeteci Mustafa Ataman ve eşraftan Kasım Gürçınar’dan dinlemiştim. Bugün bu caminin 2 metre kadar çukurda kaldığı düşünülecek olursa, cadde açılınca yolun ne kadar yükselmiş olduğu görülüyor.
İplikçi Camii bitişiğinde eskiden ön cephesinde Konya’da lâstik imalâtını gerçekleştiren Fazıl Kişioğlu’nun mağazası, Merkez Kıraathanesi ve boksör Yavuz Asöcal’ın plâkçı dükkânı olan bir bina bulunuyordu. Daha sonra kapanan kıraathanenin yeri pasaj hâline getirilen bina geçtiğimiz yıllarda Avcılar Kulübü ve Foto Hasan Behçet’in 2 katlı tarihi binasıyla birlikte istimlâk edildi. Hasan Behçet Sokağa giren sağ köşede mağaza ve sokak içinde Taşbaş Oteli vardı. Cadde’nin fotoğrafta görülen solunda sırayla Foto Venüs Özcan Tekeli, Selçukspor’un kurucularından kunduracı Vehbi Altınçizme’nin dükkânı, radyo tamircisi, üst katında Olgun Palas Oteli, fotoğrafçı Ekrem Karayel’in dükkânı, nefis birer mimarî örneği olan yanyana 2 binanın üst katında demirci Hamdi ve diş tabibi Ermeni asıllı Oskan’ın evleri, altında Balkan muhaciri Mustafa Babaotu’nun pastanesi, İdmanyurdu’nda futbol oynayan terzi Ali İhsan, Balkan muhaciri İdris Manav ve oğlu Mustafa’nın işlettikleri pastahane, Vezneci Hüseyin Efendi mescidi’nin (Asri Cami) bulunduğu sokağa girerken sol köşede Eczacı Adnan Koçbeker, sağında da İnhisarlar İdaresi (Tekel Müdürlüğü) yer alıyordu.
Eskiden Tekel Müdürlüğü’nün yerinde bulunan ve daha sonra Millî Kütüphane olan Rehberi Hürriyet okulu ile arkasındaki Nizamiye (Nalıncı) Medresesi, 1928’de caddenin genişletilmesi amacıyla belediye tarafından yıktırıldı. Kütüphanedeki kitaplar ise 1943-1945 arasında PTT’nin yanındaki Hacı Hasan Camii’ne, sonra da Orduevi’nin yanındaki Halkevi’ne nakledildi. Şimdi İş Bankası’nın olduğu yerde de eskiden Maruni Yusuf Şar’a ait 2 katlı bina vardı. Mübadeleden sonra uzun yıllar belediye olarak kullanılan bina 1960’lı yıllarda yıkılarak, belediye bir süre yerine yapılan şimdiki binada faaliyet gösterdikten sonra İş Bankası’na satılıp, halen faaliyette olduğu binaya taşındı. 1920’li yıllarda Kolordu binası, daha sonra Kız Ortaokulu olan, halen Olgunlaşma Enstitüsü’nün faaliyet gösterdiği Zafer’deki tarihî binanın da Yusuf Şar’a ait olduğu biliniyor.
Gidiş gelişli çift yol hâlindeki Vali Muammer Bey Caddesi (Alâaddin Caddesi) uzun yıllar dikdörtgen granit taşlarla döşeli, ortasında Akasya ağaçları dikili idi. Ne hikmetse caddeyi ayıran yemyeşil ağaçlar sökülerek, yerine çim ve bir ara mazı ekildi, sonra da galiba çimleri sulama zahmetinden kurtulmak için gül dikildi. Hatırlanacağı gibi, bir ara araç trafiğinin yoğun olduğu bu caddede muhtemel kazaları önlemek için karşıdan karşıya geçişi engellemek amacıyla eski Sanat Mektebinden Vilayete kadar olan kısıma 2 metrelik tel örgü çekildi, ancak insanlar geçitlere kadar yürümeye üşenip, tel örgüyü aşmaktan çekinmedi. Dar’ül Medaris’in yerine 1901’de Vali Ferit Paşa tarafından Sanayi Mektebi (Bugünkü İl Genel Meclisi) yaptırılmıştı. Bu okul Öğretmenevleri caddesindeki yeni binısanı taşındıktan sonra binada Karatay Lisesi faaliyete geçmişti. Daha sonra okulun bahçesine Merkez Bankası inşa edildi.
Alâaddin Caddesi’nin sağında Merkez Bankası’nın bitişiğindeki 2 katlı binanın üzerinde eskiden Konya’nın ilk kadın doktoru İclal Baysal’ın muayenehanesi vardı. Sonra bu bina yıkılıp, yerine yapılan şimdiki binanın altında banka ve başka işyerleri faaliyet gösterdi. Sırasında 1950’li yıllarda Çukurova acentesi, kunduracı ve tekel bayii bulunan eski bina yıkılarak, yerine yapılan “Mümtaz Koru Pasajı” nın üst katında Medaş Elektrik Şirketi faaliyete başladı. Bakır Eczanesi’nin yanındaki sokağın üst katında Beden Terbiyesi eski müdürü Vezir Balcıoğlu’nun babası Yakup Balcıoğlu’nun işlettiği Konya Oteli, altında Hasan Çay’ın lokantası, sonra Foto Hamit Kuday, Ana Çocuk Sağlığı Merkezi bulunuyordu. Konya’nın ilk çok katlı binası olan ve birkaç doktor muayenehanesi bulunan “Hayat Partmanı ise, 1938 yılında inşa edildi. Caddenin bu sırasının sonunda Turing Palas, berber Kâmil Albay, Nevzat Torunoğlu’nun aç tığı Torunoğlu büfesi, Tahir’in sazı, üzerinde önce Şehir Kulübü Muammer, sonra Gençlerbirliği lokali ve Teyfik Ceylâni’nin sahibi olduğu  Yeni Sinema yer alıyordu.

NAİL BÜLBÜL

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum