Konya’da yaşayan hemen hemen herkesin yaşamak istediği mahallelerden birisidir Anıt ve civarı...

Yani, eski stadın bulunduğu Mamuriye mahallesi...

Biraz da durumları iyi olan Konya’nın seçkin ailelerinin yaşadıkları mahalle...

Cazibesi mi?

Şehrin merkezi bir yerinde olması, anıta, stada, gara yakın olması ve daha birçok artısı olan mahalle...

En önemlisi yıkılan stat, bu mahallenin Türkiye’de tanınmasına vesile olmuştur...

Konya’da yaşayan herkesin bu mahalle ile mutlaka yolları kesişmiştir...

Kimileri stada, kimileri tren garına, kimileri muhacir pazarına, kimileri Atatürk Anıtına,  kimileri de bizim Ali abinin pastanesine, yani Şölen pastanesine giderken mutlaka Mamuriye mahallesine uğramıştır...

Çoğunluğumuz Mamuriye mahallesinin nerede olduğunu bilmeyiz, bu bir gerçek...

Örneğin Mamuriye mahallesi sakinlerinden herhangi birisi “benim evim Mamuriye mahallesinde” demez...

Çünkü, Mamuriye mahallesini sakinlerinden başka kimse bilmez...

Dolayısıyla da “Benim evim Anıtın orada” ya da “Stadın orada” diye tarif eder...

Benim Mamuriye mahallesi ile yollarım 4-5 yaşlarımdayken kesişti...

Allah rahmet eylesin Eniştem beni maça götürmüştü ve o günden bu güne kadar, daha doğrusu hemen hemen ömrümün yüzde 90’ı stat ve civarında geçti...

Eskisi gibi gidemiyorum...

Çünkü, gitmem için bir nedenim yok...

Keşke yıkılmasaydı da, her gün gitseydim...

Keşke yeni stat yerinde yapılsaydı da, herkes gitseydi...

Keşke, Konya’nın ve Türk sporuna hizmet etmiş, Türk bayrağını göndere çektirmiş, Avrupa’da ve dünyada İstiklal marşını okutmuş sporcu kardeşlerimiz “çil yavrusu” gibi şehrin başka başka yerlerine dağılmasaydı.

xxx

Konuyu yıkılan stada ve yapılması planlanan 10 bin kişilik camiye getireceğim...

Daha doğrusu bu 100 bin metrekarelik alanın akıbetiyle ilgili duyumlarımı paylaşacağım...

Önce “Belediye Sarayı” ve “Yeşil Alan” yapılacağı fısıldandı kulaklara...

Sonra “Millet Parkı” ve “Spor Alanları” olacağı söylendi...

Bir arada “Rezidanslar” yapılacağı gündeme geldi...

Ve şimdi de “10 bin kişilik cami” yapılacağı üflenmeye başladı...

Şehrin en güzel, en değerli arazisine, yani 100 bin metrekarelik alanın 10 bin metrekaresine Konya’nın en büyük camisi inşa edileceği ifade ediliyor...

Geri kalan 90 bin metrekarelik alan ise “Millet Bahçesi olarak gerçekleştirilecek” diyorlar...

Ben değil, konu komşu öyle diyor!

Projesini de İstanbul’da yaşayan Konyalı bir mimarın çizeceği söyleniyor...

Kim mi bu mimar?

Muharrem Hilmi Şenalp...

İstanbul Ataşehir Mimar Sinan Camii’nin mimarı.

xxx

Konya’ya böyle bir cami yakışır mı?

Aksini iddia eden çarpılır...

Ancak, böyle güzel bir camiyi doldurmak mesele...

Belli ki Cuma camisi olacak...

Ya da Mübarek gecelerde Müslümanlara kucak açacak bir cami olarak ibadete açılacak...

Sakın yanlış anlaşılmasın; 10 bin kişilik cami yapılmasına karşı değilim, tam aksine çokça cami yapılsın, ama mesele bu camileri doldurmak...

Kahraman Maraş’taki 20 bin kişilik “Abdülhamit Han Cami”yi gezmiş, açık konuşmak gerekirse Kahraman Maraşlıları kıskanmıştım...

Konya gibi bir şehirde böyle bir caminin olmaması içimi acıtmıştı...

Konya’da böyle bir cami olmalı mı?

Kesinlikle olmalı...

Ancak, mesele cami yapmakla bitmiyor, mesele camiyi cemaatla doldurabilmek...

Türkiye’nin en büyük camisi İstanbul’da Çamlıca tepesine yapıldı...

Tam tamına 65 bin kişilik...

Vakit namazlarında kaç Müslümana hizmet veriyor bu camimiz, bilen var mı?

Araştırmaya gerek yok, taş çatlasa 500 kişidir...

Neyse...

Büyükler karar vermişlerse, “ok yaydan çıkmış” demektir...

Bize de “hayırlı olsun” demek düşer.

xxx

Şunu da belirtmeden geçersem, Türbeönüne, Sultan Selim’e, Azizi’yeye haksızlık etmiş olurum...

Bu caminin yapımının gerçekleşmesi halinde, Sultan Selim’in de, Türbeönü’nün de Mevlana Alanı’nın da hiçbir cazibesi kalmayacak, buralar tamamen yalnızlığa terk edilecek...

Mevlana Alanı, sadece 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin yıl dönümlerinde gerçekleştirilecek anma etkinliklerine ev sahipliği yapacak...

Hepsi o kadar.