Ergun Özbudun: Yargı Paketini Savunmak Mümkün Değil

Ergun Özbudun: Yargı Paketini Savunmak Mümkün Değil

AK Parti’ye anayasa taslağı hazırlayan Prof. Dr. Ergun Özbudun, hükümetin Meclis’e sunduğu yargı paketinde hürriyet alanlarına müdahalelerin bulunduğunu belirtti. Özbudun, “Bu kanun teklifinde; kişi dokunulmazlığı, konut dokunulmazlığı,...

AK Parti’ye anayasa taslağı hazırlayan Prof. Dr. Ergun Özbudun, hükümetin Meclis’e sunduğu yargı paketinde hürriyet alanlarına müdahalelerin bulunduğunu belirtti. Özbudun, “Bu kanun teklifinde; kişi dokunulmazlığı, konut dokunulmazlığı, iletişim hürriyeti, mülkiyet hakkı, savunma hakkı gibi hürriyetlere dokunan hükümler var. Teklif edilen şekliyle bunu savunmak mümkün değil." dedi.

3 H Hareketi'nin Taksim Opera Otel’de düzenlediği ‘Liberal Gençlik Kongresi’ne; Prof Dr. Ergun Özbudun, Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, Prof. Dr. İhsan Dağı ve Prof. Dr. Bircan Şahin katıldı. İlk oturumda ‘güçler ayrılığı ilkesi ve uygulanışı’ ele alındı. İkinci oturumda ise ‘Türkiye'de liberalizmin geleceği, tehditler ve fırsatlar’ konusu işlendi.

İlk oturumda konuşan Anayasa Profesörü Ergun Özbudun, Anayasa Mahkemesi'nin son verdiği iptal karalarının isabetli olduğunu, uluslararası sözleşmelere de uygun olduğunu söyledi. Özbudun, "Anayasa Mahkemesi, son karalarından özellikle bireysel başvurulara ilişkin kararlarında AİHM'e ve onun içtihatlarına atıfta bulunuyor. Bunları müspet karşılıyorum." ifadelerini kullandı.

"Bugün için anlamlı olan yargının bağımsızlığıdır siyasi organlar karşısında.” diyen Özbudun, “Ama yargı bağımsızlığı HSYK Kanunu ile ciddi bir darbe yemiştir. Gerçi bu kanunun 19 maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Fakat hala yargı üzerindeki kavga sürüyor. Bunun en önemli örneği HSYK seçimleri -ki Avrupa'da herhalde hiç kimseyi ilgilendirmez böyle bir seçim- Adeta bir genel seçim havasında cereyan etmiş ve kamuoyu tarafından da çok merakla izlenmiş." şeklinde konuştu.

Meclis'e sunulan yargı paketine ilişkin de konuşan Özbudun, şunları söyledi: "Son yargı paketi ile ilgili de bir geri dönüş olduğunu ifade ettim. 2004 tarihli Ceza Muhakemesi Kanunu'na oranla bir geri dönüş var. Daha da enteresanı 7 ay evvel getirilen bir takım iyileştirmelerden de geri dönüş var. Çeşitli hürriyet alanlarında da müdahaleler mevcut. Kişi dokunulmazlığı, konut dokunulmazlığı, iletişim hürriyeti, mülkiyet hakkı gibi birçok hürriyete, savunma hakkına dokunan hükümler var bu kanunda. Şu anda görüşülüyor. Meclis'ten çıkmadı daha. Muhtemelen çıksa da Anayasa Mahkemesi'ne gidecek. Teklif edilen şekliyle bunu savunmak mümkün değil. Ancak bir geriye gidiş olarak nitelendirilebilir."

MUSTAFA ERDOĞAN: YARGIYA HAKİM OLAN BİR ZİHNİYET YAPISI VAR'

Konuşmacılardan Mustafa Erdoğan ise Türkiye'de hukuk anlayışını eleştirdi. Yargıda bile hala devletçi zihniyetin mevcut oyduğunu anlatan Erdoğan, "2004 anayasa değişikliğine rağmen bizim yargımız o anayasa değişikliği hiç yapılmamış gibi devam etti. Bugün de aynı direnç hala var. Bu kasıtlı bir ihmal değildir, bunun kültürel temelleri vardır. Alışılmış bir yargı kültürü var Türkiye'de. Yargıya hakim olan bir zihniyet yapısı var. Bunlar kanun değiştirmekle ya da Anayasayı değiştirmekle değişebilecek şeyler değil. Beni en çok üzen konulardan biri, standart bir taze hukukçunun hukuk nosyonu çok zayıftır." ifadelerini kullandı.

İHSAN DAĞI: ELEŞTİRİYORSAN DEVLET DÜŞMANISIN!

Panelin ikinci oturumunda konuşan Prof. Dr. İhsan Dağı ise, Türkiye'de liberal düşünceye yönelik tehditleri sıraladı. Devletin hala domine edici bir güç olduğunun altını çizen Dağı, şunları söyledi: "Devlet o kadar domine edici bir güç ki Türkiye'de devletin dışında bir sivil toplum, bir akademi, bir medya düşünemiyoruz. Devlet hala en belirleyici olan, imkanları dağıtan ve geri alabilen, insanları onurlu kılabilen ve hatta onursuzlaştıran bir güç. Devletin bu kadar merkezi bir güç olduğu toplumda liberal fikirlerin yetişmesi bence imkansız. Üstelik bu devlet her krizde kendine gelen eleştirileri devlet düşmanlığı olarak niteliyor. Özgürlük talep ediyorsan devletten, devlet düşmanısın, hainsin. Böyle kurumsal, toplumsal kültürün egemen olduğu bir yerde liberalizm kullanışlı bir araçtan öteye geçemiyor."

BİRCAN ŞAHİN: AHBAP-ÇAVUŞ İLİŞKİSİNE DAYALI EKONOMİ YÜKSELİYOR

Prof Dr. Bircan Şahin de, liberalizmin sorunları ve günümüzde özgürlüklerin kullanımına ilişkin bilgiler verdi. AK Parti'nin 2002'de özgürlük söylemi ile geldiğini anlatan Bircan da konuşmasında şunları söyledi: "Türkiye'de geçek iktidarı elinde bulunduran bir güç bulunmaktaydı. Asker ve sivil bir bürokrasi bulunmaktaydı. Bu yaklaşık 2002'den 2010 yılına kadar Türkiye'de iktidarı yönlendirdi. Onun izin verdiği ölçüler içerisinde AK Parti, özellikle uluslararası konjonktürün de verdiği avantajları kullanarak ve liberallerin desteğiyle, tatbiki kendilerinin de çabası var bunu inkar edemeyiz, 2007 yılından itibaren iktidara gerçekten sahip olmak istediğini göstermeye başladı. Referandum ile zirvesine çıktı ve iktidar oldu. Biz liberaller özgürlüklerin önünde bir engel kalmadığını düşünmeye başladık haklı olarak.2011'den sonra, daha eskiden mağdur durumda olmayanlar yaşam tarzları konusunda ciddi endişeler içerisine girdiği bir döneme girdik."

Türkiye'de popülist bir muhafazakar dalganın hakim olmaya başladığını anlatan Şahin, "Bir lider etrafında kenetlenen muhafazakar dalganın yükseldiğini gördük. Milli irade söylemini çok yücelterek 'öl de ölelim', 'yürüyüşü bile yetiyor' gibi argümanlarla farklılıklara karşı hoşgörüsüz olan dalganın yükseldiğini de söyleyebiliriz. Tüm muhafazakarlar bu çizgidedir demek istemiyorum. Muhafazakar insanların içinde de gerçekten siyasi olarak liberal ilkeleri benimsemiş en azından demokrat olan insanların olduğunu biliyorum. Bu insanların asla dışlanmaması gerekir." dedi.

Türkiye'de ekonominin de iktidarın elinde olduğunu kaydeden Şahin, "Devletin 17 Aralık sürecinden sonra çıplak bir şekilde Türkiye'de bir piyasa ekonomisi değil, ahbap-çavuş ilişkisine dayalı, kayırmacılığa dayalı bir rantiye ekonomisini daha da geliştirdiğini görüyorum." şeklinde konuştu.

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.