Erdoğan: O Bir Emanetçi Değildir

Erdoğan: O Bir Emanetçi Değildir

12. cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, başbakan ve genel başkan olarak son kez AK Parti Olağanüstü Kongresi’ne katıldı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun üstleneceği vazifeleri hakkıyla yerine getireceğinden şüphe duymadığını...

12. cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, başbakan ve genel başkan olarak son kez AK Parti Olağanüstü Kongresi’ne katıldı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun üstleneceği vazifeleri hakkıyla yerine getireceğinden şüphe duymadığını belirten Erdoğan, şahsının da bu yeni süreçte, Davutoğlu’na her aşamada katkı sunacağını söyledi. Erdoğan, "Şunu açıkça ifade ediyorum: O bir emanetçi değildir." dedi.

Konuşmasının başında katılanlara teşekkür eden, kongrenin hayırlı olmasını dileyen başlayan Erdoğan, 13. yaşına giren partisinin her türlü övgüyü hak ettiğini belirtti. AK Parti’nin kuruluşundan bugünlere gelişine kadar emeği geçen herkese teşekkür eden Erdoğan, kadın ve gençlere de ayrı ayrı seslendi. Erdoğan gençler için, "Sizler, Sultan Alparslan’dan Osman Gazi’ye; Fatih Sultan Mehmet’ten Ulu Hakan Abdülhamit Han’a; Gazi Mustafa Kemal’den Adnan Menderes’e; Turgut Özal’dan Profesör Doktor Necmettin Erbakan’a kadar uzanan bir kutlu davanın kahraman neferlerisiniz." dedi.

"HER ZAMAN İLKLERİN PARTİSİ OLDUK"

Mehmetçikleri de selamlayan Erdoğan, geçmişten bugüne gelen zaferlerin yıl dönümlerini de andı. Erdoğan, 10 Ağustos sürecinde teşkilatın tarih yazdığını belirterek, "Sizler, sadece Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine şahitlik etmediniz; bu tarihi hadiseyi bizzat sizler kendi ellerinizle inşa ettiniz, imar ettiniz." diye konuştu.

"AK Parti her zaman ilklerin partisi oldu." diye devam eden Erdoğan, "Bugün, bu olağanüstü Kongre ile 13 yıldır gururla taşıdığım AK Parti’nin Genel Başkanlık vazifesini artık sizlere teslim ediyorum. 14 Ağustos 2001 tarihinde başlayan Genel Başkanlık vazifem, 13 yıl, 13 gün sonra, işte bugün nihayete eriyor. Yarın inşallah, saat 14’te, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde mazbatamızı teslim alacak, on bir buçuk yıl boyunca üstlendiğimiz Başbakanlık vazifesini de teslim edecek, yemin ederek Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmiş olacağız." ifadelerini kullandı.

Erdoğan sözlerini, "Temmuz’da, adaylığımın açıklandığı toplantıda, bunun bir nihayet olmadığını, bir son, bir bitiş olmadığını; bunun yeni bir başlangıç olduğunu ifade etmiştim. Sonrasında yaptığımız tüm toplantılarda, mitinglerimizde, 10 Ağustos akşamı AK Parti Genel Merkezi’nin balkonunda, aynı şekilde bu hususun altını kalın çizgilerle çizmiştim." diye sürdürdü.

"BUGÜN DEĞİŞEN SADECE ŞEKİLDİR"

Erdoğan, "Bugün değişen, sadece şekildir. Bugün öz değişmiyor. Bugün, partimizin yüklendiği misyon, davamızın ruhu, hedef ve ideallerimiz değişmiyor. Bugün, sadece ve sadece isimler değişiyor." ifadelerini kullandı.

AK Parti hareketini anlatırken Erdoğan, merhum Necmettin Erbakan’ı da anarak, şunları söyledi: "Bu harekette Abdülhamit Han’ın dirayeti; Fatih Sultan Mehmet’in kahramanlığı, Osman Gazi’nin basireti; Nurettin Zengi’nin cesareti, Sultan Alparslan’ın imanı vardır. Bu harekette, Gazi Mustafa Kemal’in ufku, vizyonu, hayalleri vardır. Bu harekette, merhum Adnan Menderes’in, millet uğruna verilmiş canı vardır. Bu harekette, hiç şüpheniz olmasın, Eski Başbakanlarımızdan, Profesör Doktor Necmettin Erbakan’ın da alınteri vardır. Bu harekette, eski Başbakanlarımızdan, Cumhurbaşkanlarımızdan, merhum Turgut Özal’ın da emeği vardır. Bu hareket, 14 asır önce Mekke’nin yalçın dağlarına inzal olmuş Allah kelamını, onun alemlere rahmet olarak gönderilmiş Nebi’sini kendisine rehber edinmiş bir harekettir. Bu hareket, Ahmet Yesevi’den Mevlana’ya, Hacı Bektaş Veli’den Hacı Bayram Veli’ye, Yunus Emre’den Fuzuli’ye, Ahmede Hani’den Mela Ceziri’ye, Nazım Hikmet’ten Necip Fazıl’a, Mehmet Akif’ten Sezai Karakoç’a kadar; o tatlı pınarlardan kana kana içmiş, o bereketli pınarlardan beslenmiş bir harekettir. Biz bu yola 13 yıl önce çıkmadık. Biz bu yola 100 yıl önce çıkmadık. Biz, insanlık tarihi boyunca dosdoğru bir istikamette ilerleyen, iyinin ve doğrunun mücadelesini tevarüs etmiş bir hareketiz. İşte onun için, isimlerin hiç ama hiç önemi yoktur."

"BEN YOKSAM DAVA DA YOK' DİYENLER"

Erdoğan konuşmasına "Ben yoksam, dava da yok’ diyenler, daha en baştan kaybetmiş olanlardır. ‘Ben olmazsam, dava ilerleyemez’ diyen, davanın ruhunu, özünü anlayamamıştır. ‘bu dava ancak benim ismimle ayakta kalabilir, ancak benim ismimle şereflenebilir’ diyen, kibir tuzağına düşmüştür. İstişareyi, danışmayı, ortak aklı dışlayan; ortak kararları, şahsi beklentileriyle uyuşmadığı için beğenmeyen bu kutlu davaya haksızlık etmiştir. Zira bu dava hiçbir zaman koltuk davası olmamıştır. Bu dava, hiçbir zaman, tarihin hiçbir döneminde, makam davası, rütbe davası, paye davası olmamıştır. Bu dava, şahsi hırsları, kibri, fitneyi ve nifakı, kıskançlığı, çelme takmayı, başkasının kuyusunu kazmayı her zaman dışlamış, her zaman dairesinin dışına atmış bir davadır." cümleleriyle devam etti.

Tarihin, davasına ihanet edenlerin nasıl onursuzca yok olup gittiğinin örnekleriyle dolu olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Bizim dahi, yakın tarihimiz, davasına ihanet eden, partisine ihanet eden, kendisini seçen milletine ihanet edip zillete düşen isimlere şahit olmuştur. İşte onları hiç kimse hatırlamıyor. Onların iftiralarını hiç kimse hatırlamıyor."

ADALET VE KALKINMA MÜCADELESİ

Erdoğan, sancaktarlığını yaptıkları davanın, 29 Ekim 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin, istiklal, hürriyet, kalkınma ve adalet davasının ta kendisi olduğunu dile getirdi. AK Parti’yi kurduklarında 'adalet mücadelesi' ve 'kalkınma mücadelesi' vermeye azmettiklerini anlatan Erdoğan, görev geldiklerinde ülkenin içinde bulunduğu durum ve katılımcılara bugüne kadar yaptıkları çalışmalardan söz etti.

Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin kalkınma mücadelesini verirken, eş zamanlı olarak adalet mücadelesini de sarsılmadan sürdürdüklerine işaret ederek, "Siyasetin üzerindeki vesayetleri, tüm direnişlerine rağmen tek tek ortadan kaldırdık. Darbe dönemlerinde alanı daraltılan siyasetin önünü açtık, alanını genişlettik. Anlamsız tüm baskılara, yasaklara, kısıtlamalara son verdik. Devlet ile milleti barıştırmanın, kucaklaştırmanın, devlet ile milletin istikametini örtüştürmenin gayreti içinde olduk. Kültürler üzerindeki baskılara son verdik. Değerler üzerindeki zulmü kaldırdık. Diller, inançlar, yaşam tarzları üzerindeki kısıtlamaları nihayete erdirdik. Olağanüstü Hal’i biz kaldırdık. Başörtüsü zulmüne biz son verdik." diye yapılanları sıraladı.

AK Parti’nin, bir Türkiye partisi olduğunu ifade eden Erdoğan, "AK Parti, sadece kendisine oy verenlere, sadece kendisini sevenlere hizmet götüren değil; 77 milyona, 780 bin kilometrekareye; hatta sınırları aşarak, yurt dışındaki Türklere, Türkmenlere, tüm dost ve kardeşlerimize, tüm mazlumlara ulaşan bir partidir. Başbakan olarak son günümde, AK Parti’nin Genel Başkanı olarak son dakikalarımda, buradan, bizi sevsin ya da sevmesin 77 milyonun her bir ferdine bir kez daha musafaha için elimi uzatıyorum. Bunu sadece şahsım için yapmıyorum. Partim adına, hükümetim adına, lideri olduğum hareket adına elimi tekrar uzatıyorum." diye konuştu.

CHP, MHP, HDP VE 'PARALEL' DİYE TABİR ETTİĞİ HAYALİ YAPILARA YÜKLENDİ

AK Parti hükümetlerinin 77 milyonun hükümetleri olduğunu belirten Erdoğan, muhalefetin, kendisini yenileme ihtiyacının çok açık olduğundan söz ederek, CHP, MHP ve HDP’ye yüklendi. Erdoğan, "Cumhuriyet Halk Partisi, kendisini sorgulamalı, tarihiyle yüzleşmeli, parametrelerini artık mutlaka değiştirmelidir. Bu muhalefet tarzı eskimiştir." dedi.

Erdoğan MHP için de "Milliyetçi Hareket Partisi; planı, projesi, alternatif çözüm önerileri olan bir siyasi parti olmak yerine; terör meselesinin beslediği bir parti olmayı tercih etmiştir." değerlendirmesini yaptı.

Öte yandan, HDP’nin de, tıpkı MHP gibi, teröre sırtını dayayarak varlık gösteren bir parti olduğunu öne sürdü. Erdoğan konuşmasının bir bölümünde ‘paralel yapı’ diye tanımladığı hayali düşmana da tepki gösterdi. "Eski Türkiye’nin bir başka aktörü de paralel yapı olduğunu iddia eden Erdoğan, paralel devlet yapılanmasının, siyasî temsil yetkisine ve siyasî meşruiyete sahip olmadan, kamu gücünü kullanarak meşru-demokratik siyaseti tahrip etmek istediğini, devlet kurumlarında elde ettiği etkinlik üzerinden siyaseti şekillendirmek arzusunda olduğunu ve bu anlamda paralel yapının, tipik bir bürokratik vesayet girişimi olduğunu savundu.

"GENEL BAŞKAN VE BAŞBAKAN'IN SEÇİLMESİNDE ETKİLİ OLDU"

Bugün bu kongrede seçilecek, ardından da hükümeti kurmakla görevlendirilecek yeni Başbakan’ın, paralel devlet yapısı ile mücadelede son derece kararlı, azimli ve cesur olacağına yürekten inandığını belirten Erdoğan, "Esasen, yeni genel başkanın ve başbakanın seçilmesinde, birçok kriterin yanında, paralel yapıya karşı duruşu da etkili olmuştur. Çünkü millet bizden bunu bekliyor." dedi.

"BU İHANETİN HESABINI SORMAK BENİM BOYNUMUN BORCUDUR"

"Cumhurbaşkanlığı makamında, bu ihanetin hesabını sormanın boynumun borcu olduğunu, hükümetin de, hiçbir taviz vermeden bu hesabı soracağına inandığını söyleyen Erdoğan, "Yüksek yargı kurumlarında oynanan ayak oyunlarının hiçbir anlamı yoktur ve olmayacaktır. İhanet söz konusu olduğunda, Haşhaşi yapılanmaya göz yummayacağımızı herkesin açık ve net bir şekilde bilmesini istiyorum. Hakim ve savcılarımızın da, milletimizle aynı istikamete bakarak, bu süreçte Türkiye’nin yanında durduklarını biliyor, bu meselenin çözüleceğine yürekten inanıyorum." düşüncesini aktardı.

Davutoğlu’nu yarın akşam yeni hükümeti kurmakla görevlendireceğini ifade eden Erdoğan, "Kendisi Bakanlar Kurulu çalışmalarını yapacak, birlikte değerlendireceğiz, onayımızın ardından, Meclis’te güvenoyu alındığı takdirde, 62’nci Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, 5’inci AK Parti Hükümeti göreve başlamış olacak. Perşembe günü, AK Parti Genel Merkezi’nde, genel başkan ve başbakan adayımızı uzun istişarelerin sonunda sizlere açıkladık. Dışişleri Bakanımız, Konya Milletvekilimiz, Ahmet Davutoğlu kardeşimizi, imzalarımızla siz değerli delegelerimizin takdirlerine sunuyoruz. Üstleneceği vazifelerini hakkıyla yerine getireceğinden en küçük bir şüphe duymuyorum. Bu ismi, çok uzun istişarelerin ardından hep birlikte belirledik." açıklamasını yaptı.

"AK PARTİ BİR TEK ADAM PARTİSİ DEĞİLDİR"

Erdoğan, şahsının da bu yeni süreçte, Davutoğlu’na her aşamada katkı sunacağını söyleyerek, "Şunu açıkça ifade ediyorum: O bir emanetçi değildir." ifadesini kullandı. AK Parti’nin bir tek adam partisi olmadığını ve olmayacağını kaydeden Erdoğan, "Partimizde sadece ve sadece Genel Başkan’ın ismi değişiyor. Heyecanımız aynı. Hedeflerimiz aynı. Birliğimiz, kardeşliğimiz, yol arkadaşlığımız aynı." dedi. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.