Erbakan haklı çıktı

Saadet Partisi İl Kadın Kolları Eylül Ayı İl Divan Toplantısını gerçekleştirdi. Parti binasında gerçekleştirilen toplantıya Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş'ın yanı sıra Saadet Partisi Kadın Kolları Konya İl Başkanı Fazilet Bütüner ve çok sayıda parti üyesi kadın katıldı. Toplantıda konuşan Kurdaş, yaşanan olayların perde arkasına bakılması gerektiğini vurguladı. 1 Mart tezkeresinin büyük bir algı operasyonu olduğunu dile getiren Kurdaş, “Dönemin hükümeti tarafından sözde Saddam'ın zulmüne son vermek için Irak krizi konusu masaya yatırıldı. Büyük algı operasyonları yaşandı. 80 bin ABD askeri güneye ağır silahlarla koğuşlanacaktı. Tezkere hazırlandı. Meclise sunulmadan ABD, İskenderun'a yaklaştı. Dolaylı olarak işgal süreci yaşatılıyordu” dedi.

HOCA TEZKEREYİ KABUL ETMEDİ  

Milli Görüş harekatının ABD askerlerinin ülke sınırlarına girmemesi için büyük bir çaba gösterdiğini dile getiren Kurdaş, ülkenin içinde bulunduğu ağır ekonomik bunalım karşısında ABD'den 8 milyar dolar alındığını söyledi. Erbakan hocanın “Irak'ta sadec katledilen bir çocuğun vebali yakanızı bırakmaz” sözünü hatırlatan Kurdaş, “Milli Gazete o dönemde vekillerin telefonlarını yayınlayarak, kamuoyu oluşturmak istedi. İstediğimiz gibi de oldu. Vekillerle tek tek görüşülerek tezkereye onay vermemeleri istendi. Rahmetli hocamız neden tezkerenin kabul edilmemesi gerektiği konusunda vekillere bilgiler verdi. Kamuoyu tezkerenin onaylanmasına müsaade etmedi. 2. tezkere bile meclisten geçirilmedi. Irak'ta 15 yıl içerisinde 2 milyon kişi katledildi. Bunların 5 yüz bini çocuk”  diye konuştu.

MÜSLÜMANLAR BEYAZ EFENDİLERE ÇALIŞIYOR

“Önemli olan değerlerle var olabilmektir. Batının penceresinden bu ümmete fayda gelmedi asla da gelmez” diyen Kurdaş, batıya teslim olmuş insanları tuzlu denizden sürekli su içen susamış bir insana benzetti. Batı kavramlarının el feneri olarak kullanılsa bile Müslümanların bataklığa saplanacağını dile getiren Kurdaş, şunları kaydetti: “D-8 için batı ile masaya oturmak çok farklı bir durum. Rusya, ABD ile oturup konuşmak bizlere çok şey katacaktır. Fakat burada dikkat edilmesi gereken husus onlara benzemeye çalışmak veya onların çizdiği rotada yol almak değildir. Onların kuramları ile insanlığa saadet verilemez. İnsan hakları deniliyor. İnsan hakları insana insanla veya devletle alakalı bir hukuk tanırken, kul hakkı bunların dışında bir de insan ile Allah arasındaki hukuku düzenler. Kul hakkını bıraktık insan hakları ile alakalı olduğumuz için şuan birçok ihaleye fesat karıştırılır oldu. Batıl değerlerle besleniyoruz. Kalbimiz değiştiriliyor. NATO ve ABD ile hesaplaşamıyorsak, 15 yıl sonra başka bir terör örgütü daha türer. PYD, PKK, FETÖ, DEAŞ bunların hiçbiri kendiliğinden olmadı. Mescid-i Aksa, Kudüs bağımsız olmadan ferah içinde yaşayamayız.  

DEMİR PARMAKLIKLARI OLMAYAN ESARETTEYİZ

Zamanın insan için bir bütün olarak yaratıldığını belirten Kurdaş, Batı'nın Müslümanları dünden ve yarınından uzaklaştırdığını konuşmalarına ekledi. Şimdiki zamanın mahrumiyet olduğunu vurgulayan Kurdaş, konuşmalarını şöyle sürdürdü: “Demir parmaklıkları olmayan bir esaretin içindeyiz. Küresel sistem yaratılış hakikatının tersine işliyor. Dünü bilmezsek köksüz bir toplum haline geliriz. Asr-ı Saadetleri yaşayamayız. Yarın da emin olun ki dün kadar önemli. Yarını düşünürsek ahiret ve cennet arzumuzu artırır. Böyle bir şuurda olmayan Müslüman konforlu yaşamayı tercih eder ve cihat edemez. Durduğumuz yeri iyi idrak etmeliyiz. Duyduğumuza da gördüğümüze de artık inanamadığımız günleri yaşıyoruz. Bu düzen şeytani ve yıkıcı bir düzen. Keramet milli görüşde. Bizim davamız kardeşlik harekatı. Cüz-i iradesini kullanamayan Müslümanlar, derhal bilinçlenmeli.”

EMRE ÖZGÜL merhabahaber.com