Elibol: 'Yargının Üstüne Gideceğiz' Sözleri Demokrasimiz İçin Endişe Verici

Gaziantep Baro Başkanı Ali Elibol, "17 Aralık'tan sonra yapılan siyasi atamalar, çıkarılan özel nitelikli kanunlar, değiştirilen adli yönetmelikler, HSYK bürokrasinde yapılan operasyonlar, istenmeyen hakimler hakkında açılan linç kampanyaları hele de 'yargının üstüne gideceğiz' sözleri hukuk devleti ve demokrasimiz için son derece endişe verici bir tablodur.” dedi.

Adli Yıl Açılış Töreni'nde bir konuşma yapan Gaziantep Baro Başkanı Ali Elibol, yargıda paralel devlet iddialarına ve 17 Aralık süreci hakkında baro olarak endişelerini dile getirdi. Demokratik hukuk devletinde kamusal yetki kullanan kişi ve kuruluşlar yasanın ve kamuoyunun denetimine tabi ve sivil eleştirilere açık olmalıdır diyen Başkan Elibol, devletin yargı üstündeki baskını hakkında açıklamalarda bulundu. Elibol, "17 Aralık'tan bu yana ülkemizde bir yolsuzluk soruşturmasına komplo teorilerinin karışması ile kıyasıya psikolojik bir savaş yaşanmaktadır. Bu savaşta ülkemiz iki önemli iddia ile karşı karşıya kalmıştır. Bunlardan birincisi devletin ve bu arada yargının 'paralel devlet' ya da 'çete' diye nitelendirilen bir yapılanmanın etkisi altına girdiği şeklinde çok ciddi ve ağır suçlamalardır. İkincisi ise iktidarın 'yolsuzluk ve rüşvet' iddialarının üzerini örtmeye, Anayasanın emrettiği güçler ayrılığını fiilen yok etmeye çalıştığı, güvenlik güçlerinin mahkeme kararları uygulamamaya ve savcıların soruşturmalarını engellemeye başladığı ve yargının açıkça yürütmenin emrine verilmeye çalışıldığı iddialarıdır." diye konuştu.

İKTİDAR YARGIYI KONTROLÜ ALTINA ALMA GÖRÜNTÜSÜ VERMEKTEN TİTİZLİKLE KAÇINMALIDIR

Parale yapı iddiaları ile mücadele verirken hukukun evrensel ilkelerinden uzaklaşılmaması gerektiğine vurgu yapan Elibol, "Yapılan soruşturmalar doğrudur ancak başlatılan soruşturma titizlikle araştırılmalıdır. Devleti idare edenlerden ihmali veya kastı olan herkes bunun hesabını vermelidir. Böyle bir çete ile mücadele edilirken hukukun evrensel ilkelerinden uzaklaşılmamalı, adil yargılama hakkı hakkı çiğnenmemeli, hiç kimse peşinen suçlu ilan edilmemelidir.” ifadelerine yer verdi. Paralel yapı ile mücadelenin tarafsız ve bağımsız bir yargı tarafından yapılması gerektiğini söyleyen Elibol, “İktidar yargıyı kontrolü altına alma görüntüsü vermekten titizlikle kaçınmalıdır. Çünkü iktidarın kontrolü altına giren yargı, bırakın böyle bir çeteyi temizlemeyi, aksine yeni mağdurlar yaratacaktır." şeklinde konuştu.

"YOLSUZLUK İDDİALARINDA FAİLLER AKLANMADIĞI SÜRECE TÜRKİYE ÇOK CİDDİ SAVRULMALAR YAŞAYACAK"

Yargının paralel devlet ya da çete diye nitelendirilen bir yapılanmanın etkisi altına girdiği iddiasından duydukları endişeyi belirten Elibol, bu suçlamanın yargının üzerinde kaldığı sürece yargı güvenirliğinin büyük ölçüde kaybolacağını vurguladı. Ortaya atılan iddialar hakkında gerekli belgelerin ilgili makamlara sunulması gerektiğini ifade eden Elibol, şunları kaydetti: “Yargı ve yürütme organı içinde var olduğu ve çete mensubu iddia edilen kişilerin başka illere tayin edilerek ya da yerlerini değiştirerek sorunu çözmek mümkün değildir. Yolsuzluk iddiaları bağımsız ve tarafsız yargı tarafından kovuşturulmadığı, soruşturulması ve kovuşturulması engellendiği ve faillerinin aklanmadığı sürece var olan bir meşrutiyet krizi daha da derinleşecek ve Türkiye gerek ekonomik, gerekse siyasi ve toplumsal yönden çok ciddi savrulmalar yaşayacaktır. 17 Aralık'tan sonra yapılan siyasi atamalar, çıkarılan özel nitelikli kanunlar, değiştirilen adli yönetmelikler, HSYK bürokrasinde yapılan operasyonlar, istenmeyen hakimler hakkında açılan linç kampanyaları hele de 'yargının üstüne gideceğiz' sözleri hukuk devleti ve demokrasimiz için son derece endişe verici bir tablodur.”

"HUKUKTAKİ SIKINTILAR GİDERİLMEZ İSE ADALET YARA ALMAYA DEVAM EDECEKTİR"

Torba yasa ile son 10 yılda 2 bin kanun tasarı ve teklifinin yasalaştırıldığının bilgisini veren Elibol, “Bu hızlı yasalaşma döneminde yasalar alelacele çıkarılmakta kimi yasa ve yasa değişiklikleri yasa hazırlama tekniğine aykırı şekilde yapılmaktadır. Bu nedenle şuanda biz hukukçuların dahi takip etmekte ve bağlantılarını kavramakta zorlandığımız biz mevzuat yığını oluşmuştur.” dedi.

Elibol, “İktidar milletvekilleri tarafından verilen önergede ceza muhakemesini kanununun 153’üncü maddesi 2. Fıkrası 6 ayı doldurmadan aynen geri getirilerek soruşturmalarda avukatın dosya içeriğini alan yetkisini kısıtlanması amaçlanmaktadır. Haklı bir neden olmaksızın kamu yararı gözetilmeden siyasal amaçları gerçekleştirmek düşüncesiyle yazılı hukuk kuralarında çok sık aralıklarla yapılan değişikliklerin toplumda hukuk güvenliğini sağlayabileceğinden bahsedilmez.” şeklinde konuştu.

Türkiye'de bir hakim yılda 1000-1200 davaya baktığını söyleyen Elibol, çağdaş ülkelerde bu sayının 250-300 arasında olduğunu açıkladı. Elibol sözlerini şu şekilde tamamladı: "Hukukla ilgili sıkıntılarımız çözülüp çağdaş ülkeler seviyesine getirilmelidir. Eğer aksaklıklar giderilmezse devletin temeli olan adalet yara almaya devam edecektir. Tarih adaletin yürümediği hiçbir devletin yaşadığını göstermemektedir. Ayrıca herkesin hazır olda durmak zorunda olduğu ortak bir ideoloji yoktur. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi insanlar farklı olma farklı yaşama farklı inanç ve düşünce hakkı olduğunu her türlü görüş ve düşüncesinin ifadesinin serbest olduğunu ve bireyi uluslararası hukuk öznesi olarak da kabul eder. Hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığını olmadığı ülkelerde çağdaş demokrasilerden söz edilemez. Bu bağlamda demokrasi; halkı zorbalıktan korumak ve özgürleştirmek için siyasi iktidarın kullanılmasını kuvvetler ayrılığı ilkesiyle sınırlandırmayı ve denetlemeyi bu yolla yönetimde keyfiliği önlemeyi siyasi iktidarı hukukla bağlamayı yani anayasalcığı kapsar."

Adli yıl açılış törenine Gaziantep Valisi Erdal Ata, Gaziantep Cumhuruyet Başsavcısı Abdullah Bayır, Adalet Komisyon Başkanı Fevzi Eroğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Baro Başkanı Ali Elibol ve hukukçular katıldı. CİHAN