Ehli Beyt’ten uzaklaştırıldık

Ehli Beyt’ten uzaklaştırıldık

Aydınlar Ocağı’nda fütüvveti anlatan Prof. Dr. Ahmet Taşğın, sofra açmanın peygamber geleneği olduğunu belirterek, “Davet ve irşâdın ilk başlangıcı sofra açmaktır. Nebîlerin kendisi fetadır ve hiçbir karşılık beklemeden insanlara Allah için hizmet etmekti

Aydınlar Ocağı’nda fütüvveti anlatan Prof. Dr. Ahmet Taşğın, sofra açmanın peygamber geleneği olduğunu belirterek, “Davet ve irşâdın ilk başlangıcı sofra açmaktır. Nebîlerin kendisi fetadır ve hiçbir karşılık beklemeden insanlara Allah için hizmet etmektir” dedi.

Konya Aydınlar Ocağı’nın Eylül’ün ilk Salı Sohbeti’nde, Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Taşğın, "Türkistan'dan Rum'a Fütüvvet ve Fütüvvetin Dönüşümü"nü anlattı. “Ahilik ekolü neden kayboldu? Ahîlere ne oldu? Tekke ve zaviyeler ile Loncalar gerçekten eridiler mi?” sorularını yönelterek fütüvvetin bir ahlâk ve ilkelere dayandığı gerçeğinden hareketle konuşmasına başlayan Prof. Dr. Ahmet Taşğın, fütüvvetin daha çok dinî, ilmî ve sosyal fonksiyonları üzerinde durdu. Fütüvvetin Arapça “feta” kökünden geldiğini ve kendi malını, mülkünü, canını, hayatını bir başkası veya insanlık erdemi için hiçbir karşılık beklemeksizin tehlikeye, riske atarak vazgeçme ve feragat edebilme felsefesi ve kültürüne dayandığını belirten Prof. Dr. Taşğın, fütüvvetin bize İmam Cefer-i Sâdık üzerinden aktarıldığını ve ikinci aktarımının da Ebu’l Hasan Harakânî olduğunu kaydetti. Fütüvvetin Harakânî tarafından bir metne dönüştürüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Taşğın, daha çok cömertlik, tevazu, kerem, merhamet ve bağışlama, uyanıklık-gerçekçi davranmakla ilgili ilkeler etrafında açıklamalar yaptı. Tarihi kronolojisi içerisinde fütüvvete üç aşamalı olarak yaklaşan ve hırka, börk, çerağ ve kuşak sembollerinin ne anlam taşıdığı hakkında izahlarda bulunduktan sonra fütüvvetin Horasan ve Türkistan halkasının Timur’a kadar devam ettiğini kaydeden Prof. Taşğın, “Horasan harcını Hoca Fakih tarafından Konya’da karılarak düzenlendiğini ve yönlendirildiğini de biliyoruz” dedi. Söylemez Tekkesi’nden de bahseden Prof. Taşğın, “Bizin fütüvvetten çıkmamız Türklüğümüzden çıkmamız demektir” diye konuştu.

4-2.20150904103351.jpg

FÜTÜVVETİN AHİLİKLE İLGİSİ YOK

Fütüvvetin günümüzde, şekilden ibaret olan Ahilikle bir ilgisinin olmadığını ve derin bir felsefesi ile kültüre sahip olduğunu hatırlatan Taşğın, “Biz bugün ehli beyt’ten neden hiç konuşmuyoruz? Bizler, Fuat Köprülü dahil Abdülbaki Gölpınarlı gibi iktidarın aklıyla hareket eden kişilerin bilinçli bir şekilde yönlendirmeleriyle ehli beyt’ten uzaklaştırıldık” dedi. 16. yüzyıldan sonra fütüvvetin konuşulmaz olduğuna işaret eden Prof. Taşğın, “Sofra Açmak” konusuna değindi. Buna peygamberden örnek vererek anlatan Taşğın, “Davet ve irşâdın ilk başlangıcı sofra açmaktır. Nebilerin kendisi zaten feta’dır. Hiçbir karşılık beklemeden insanlara Allah için hizmet etmektir” diye konuştu Sofranın “örtü” demek olduğunu ve sofra açmanın da bir yerde örtüyü açmak anlamına geldiğine dikkati çeken Taşğın, sofranın seferden geldiğini ve sefer tasının da temizliği, temiz ve güzel yemeklerin konulduğu kap anlamını taşıdığını kaydetti.

HANGİ DİNE MENSUP OLDUĞU ÖNEMLİ DEĞİL

Ahi’nin “halife” anlamına geldiğini ve halifelerin yetim, miskin ve esirleri doyurmakla yükümlü olduklarını ifade eden Prof. Taşğın, “Sofra aynı zamanda “sefer” anlamını da taşır. Seferden geri kalana ise “miskin” denir. Miskin, kulluk seferinden geri kalan adamdır. Peygamber, kendisinin geleceğini bilen müşriklere “Yetim, miskin ve esirleri neden doyurmuyorsunuz, diyor. Doğrusu bu, üzerinde çok düşünmemiz gereken bir konudur” dedi. Peygamberin açtığı ilim ve hikmet sofrasından yetim ve miskinlerin de faydalandığını dile getiren Taşğın, Harakari’nin “Bizim açtığımız sofranın etrafında kimin ne olduğu ve hangi dine mensup bulunduğu önemli değildir” sözünü hatırlattı. Konya İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen sohbette konuyu Safevilere ve oradan Aleviliğe kadar getiren Taşğın, “Safevilik belâsı bizi ehli beyt sevgisinden kurtarmıştır” diyerek safeviliğin panzehirinin de “Alevilik” olduğunu ve Irak’ta, hepsi Hacı Bektaş’a bağlı 1 milyon alevi bulunduğunu söyledi. Alevilerin buyruğunun da Cafer-i Sâdık Efendimizin fütüvvetinden başka bir şey olmadığını kaydeden Prof. Dr. Ahmet Taşğın, İnsan Suresi’niN tefsirini yaparak konuşmasına son verdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.