Eğitim, yaratan ile  barışık olmalıdır

Eğitim, yaratan ile barışık olmalıdır

AGD Konya Şube Başkanı Mehmet Parlak, “AGD ve MGV olarak, eğitim sisteminde 'Önce ahlak ve maneviyat' olması gerektiğini söylüyoruz. Yaratanı ile barışık bir eğitim sistemini hazırlamamız gerekiyor” dedi

Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Konya Şube Başkanı Mehmet Parlak 2017-2018 Eğitim – Öğretim Yılı ile ilgili ve son dönemde tartışmalara yıl açan yeni müfredat ile ilgili açıklamalarda bulundu. Eğitim sisteminin 'Önce ahlak ve maneviyat' ilkesi gerekince yapılandırılması gerektiğinin altını çizen Parlak, müfredat tartışmalarının gereksiz olduğunu vurguladı. “Ülke nüfusu olarak çoğunluğu okuyan bir yapıdayız. Bu hususta herkese görev düşüyor” diyen Parlak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Velilere. Öğrencilere ve Milli Eğitim'e görev düşüyor. Milli Eğitim sistemimiz her sene değişiyor. Öğrenciler yapboz tahtası haline getirildi. Küçük yaştan itibaren öğrencilerimize bir hedef gösterebilmek lazım. Okullarımızdan mezun olan gençlerimiz nereye doğru gidiyor, buna da dikkatli bir şekilde bakmamız gerekiyor. Ailesi ile irtibatı kesilmiş, devletini, milletini sevmeyen bir kitle yetişiyorsa ve bazı öğrenciler anarşist gruplar içerisine girebiliyorsa bu hususta çok ciddi tedbirler alınması gerekiyor. Bununla alakalı biz AGD ve MGV olarak, eğitim sisteminde 'Önce ahlak ve maneviyat' olması gerektiğini söylüyoruz. Veliden öğretmene, öğretmenden de öğrenciye herkesin 'Önce ahlak ve maneviyat' prensibinde çalışması gerekiyor. Öğrencilere ilk yapacağımız şey, kendi yaratanını öğretmek olmalıdır. Siz yaratanı öğretmediğinizde, kişi yaratanla irtibatı olmadığı sürece sis onu zapt edemezsiniz. Başına polis de koysanız, o aklı ile imanı ile bir araya gelmediği sürece, neticede yavaş yavaş mecrasından çıkabilir. Ne kendisine, ne ailesine ne de vatanına faydası olmaz. Yaratanı ile barışık bir eğitim sistemini hazırlamamız gerekiyor.”

KARIŞIK EĞİTİM BİR SORUNDUR

“Kur’an, siyer dersleri konuldu ama bunlar yetmez, daha iyi noktalara gelinmesi lazım” diyen Parlak, konuşmasına şöyle devam etti: “İkinci olarak karışık eğitim sistemi sorunudur. Bunu ister bilimsel olarak, ister insani olarak araştırın, kız erkek karışık eğitim sistemi, öğrenciler üzerindeki tesiri, çarpıklıklar, ailevi meseleleri üzerinde de tartışılması, araştırılması lazım. Özel okullarda, diğer okullarda, kız erkek ayrımının biraz daha iyileştirilmesi gerekiyor. Biz bu kız erkek ayrımını gündeme getirdiğimizde, bize ‘siz dindarsınız o yüzden böyle söylüyorsunuz’ diyorlar ama bunu çeşitli testlerle deneyin, gözlemleyin, pilot çalışmasını yapın, hangi düzende daha iyi eğitim alındığını göreceksiniz. Bu hususta gereken adımların, şu süreçte pilot adımların atılması gerektiğini düşünüyoruz.”

İŞ MÜFREDATLA BİTMİYOR

Müfredat tartışmalarına da değinen Parlak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz liseyi okurken de evrim bölümü anlatılıyordu ama okuduk, güldük geçtik. Siz her gün müfredat ortaya koyun, bu iş müfredatla bitmiyor. Eğitim fakülteleri çok önemli. O müfredatı verecek eğitmenlere ihtiyaç var. 15 Temmuz’dan sonra baktık ki, öğretmen olan kardeşlerimizin itikadi problemleri olduğunu gördük. Öğretmenlerimiz işlerini severek yapması lazım. En önemli meslek denilince akla öğretmenlik gelmiyor ama en önemli meslek öğretmenliktir. Küçük yaştan itibaren çocuklara maddi manevi eğitim vereceksiniz, bu önemli. Öğretmenlerimizin sosyal statüsünün de gerektiği yere gelmesi gerekiyor. Öğretmenlik peygamber mesleğidir. Eğitim fakültelerimizde hocalarımızın, eğitmenlerimizin kaliteli olması, orada yetişen öğrencilerimizin de idealist olması için çalışmalar yapılması lazım. Müfredatta bazı düzenlemeler yapıldı ama bunlar yetmez özellikle tarihle ilgili bölümler daha iyi incelenerek asli tarihi öğrencilerimize öğretmemiz gerekiyor. Bana göre asıl sorun müfredat değil.

GENÇLİĞE SAHİP ÇIKIYORUZ

AGD olarak yaptıkları çalışamalara da değinen Parlak, konuşmasına şöyle devam etti: "Biz eğitim öğretimle beraber öğrenci kardeşlerimize, özellikle ortaokullu kardeşlerimize okuma alışkanlığı kazandıran çalışmalar yapıyoruz. Haftalık, aylık eğitim programlarımızla, sosyal faaliyetlerimizle öğrencilerimizi okmaya yönlendirmek için çalışma yapıyoruz. Gençlerimizn elinde teknolojik gelişmelerle telefonlar, tabletler var. Lise çağına gelen öğrencilere baktığımızda ilkokuldaki gibi okuyan öğrencilerimiz var. Bu da şundan kaşnaklanıyor; Küçük yaştan itibaren okumayı sevdiren çalışmların yapılması gerekiyor. Milli Eğitim'i, destekleyici, kendi tarihine, rinine, davasına uygun bir destekleyci program yapıyoruz. Yazın yaz etkinliklerimiz, kışın da kış etkinliklerimiz var. Eğitimi zorla, yani tabiri caizse öğrencileri robotlaştırarak değil de sevrecek çalışaları yapıyoruz. Mahallelerimizde okuma salonlarımız var. Ailelereimiz çocuklarını buralara teslim ediyorlar bizler de çocuklarımıza sahip çıkıyoruz, takibini yapıyoruz, derslerine takviye, okumasına takviye edici çalışmalar yapıyoruz. Buradan velilere de 'Öğrecnileri bize teslim ederseniz, bizler de onlarla ilgilenir, vatanına milletine bağlı bireşler olmaları için çalışma yapmış oluruz."

HÂLİD ŞEN merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.