Eğitim üzerinden operasyon çekiliyor

Türkiye çoğu alanda olduğu gibi eğitim alanında da büyük bir çıkmazın içine girdi. Türk yapısı ve geleneği ile uymayan eğitim sistemi, patlak verdi. Eğitimde örnek alınan Avrupa modeli, ortada sistem bırakmadı. 15 yıl içinde 5 bakan, 6 kez sistemin değişmesi de bu gerçeğin en göze çarpıcı örneği oldu.  Ülke eğitim başarı sıralaması, sürekli bir geriye gidiş yaşadı. Öğrenciler, öğretmenlerine çok rahat bir şekilde şiddet uygulayabilirken, veliler de çocuklarının hatalarını görmezden gelerek, sürekli yanlış bu gidişata zemin hazırladı. Öğretmenlere artık eskisi gibi saygı ve hürmet de kalmadı.

AVRUPA SEVDASININ KURBANI OLDUK!

Eğitim Bir-Sen Konya Şube Başkanı Nazif Karlıer, öğretmene uygulanan şiddeti bir kez daha sert bir dille kınadı. Öğretmene şiddet olayının sürekli olmadığını, bu tarz olayların da cereyan etti mi insanları büyük bir yasa boğduğunu aktaran Başkan Karlıer, “Disiplin Yönetmeliği gereği, öğrenciye bir yanlışından dolayı ceza veriliyor. Ceza alan öğrenciler ise hemen çareyi öğretmenini  cezalandırmada buluyor. Her ne olursa olsun, buradan bir kez daha söylüyorum. Bir öğrenci, öğretmenini öldürmez, öldüremez” dedi. Çocuklar eğitilirken sadece öğretmenlerin değil, aynı zamanda anne ve babaların da büyük bir vizyon ve misyon üstlenmesi gerektiğine dikkat çeken Karlıer, daha sonra şunları kaydetti: “Bu tarz olaylar istenmediği halde yaşanıyorsa, anne ve baba da eğitim konusunda çocuğuna karşı yetersiz kalmış demekki. Aynı zamanda bu suçu işleyen öğrencinin çevresi de bozuktur.  Öğretmenlere sonsuz saygı gösterilmesi gerekir. Anne ve babalar çocuklarına daha çok sahip çıkmalıdır. Mevzuat ile öğretmen korunmalıdır. Öğretmenlik kanunu hayata geçirilmelidir. Şiddet, caydırıcılık hususunda karşılığını bulmalıdır. Öğretmenler, değersizleştiriliyor. Bu iş sadece içeriden değil, dışarıdan da gelen bir tehlike var. Bir an önce önlem alınmalıdır. Bunun sonu iyiyi gitmiyor. Avrupa ve dünyaya entegre olma konusunda verdiğimiz çaba ile bazı şeylere değerlerimizi yitirerek, kurban oluyoruz. Avrupa'da bir ahlaki çöküntü var. Avrupa, bu anlamda Türkiye'ye ne kazandırabilir. Eğitimde önlemler alınmalı acilen. Eğitimde örnek oluşturulan ülkelerin ve sistemlerin yanlış kısımları hayatımızdan ivedilikle çıkarılmalıdır.

Müfredat ve mevzuat gözden geçirilmelidir. Öğretmene hürmet yok. Eğitim üzerinden Türkiye'ye operasyon çekiliyor. Çocuk dediğim gibi bir ailede büyüyor. Aile kavramı da ülkemizde maalesef yıpratılmış durumda. Anne anneliğini, baba babalığını, çocuğun da çocukluğunu bilmelidir. Önce aileyi kurtarmalıyız. Daha sonra eğitim de düzelir. Bakanlık kötü gidişata göz yummadı.”  

“OPERASYON YİYORUZ MİLLİLİĞİMİZ AZALIYOR”

Türk Eğitim-Sen Konya 1 Nolu Şube Başkanı Tanfer Ata ise “Yaptığım bütün açıklamalarda eğitim başta olmak üzere, çoğu alanda Avrupa'nın sapkın düşüncesine ihtiyacımızın olmadığını söyledim” dedi. “Bugün eğitim konusunda çıkmaza girdiysek bunun sebebi, özümüzden ve geleneğimizden ayrılıp, batıyı örnek almamızdır. Evet, Türkiye'ye aile ve eğitim üzerinden bir operasyon çekiliyor. Sessiz kalamayız” diyen Başkan Ata, daha sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: “Müfredat kesinlikle değişmelidir. Müfredat dediğimiz kavramın içi boşaltıldı. Eğitimde de milliliğimizi kaybediyoruz. Üzülerek söylüyorum ki, Avrupa Birliği seviciliğinin bedeli ağır oldu. Öğretmene saygı kalmadı. Kutsal bir mesleği icra eden öğretmenlerimizin saygınlığı da kalmadı. Evet, velilerimizdeki geçmiş dönem bilinci de kaybolmaya yüz tuttu. Aileler, çocuklarının yanlışlarına daha fazla göz yummaya başladı. Okullarda çeşitli korku ve çekincelerden dolayı yeterli disiplin kalmadı.  Böyle bir sistemden kim ne bekleyebilir? Ya da böyle bir sistemde yetiştirilen çocuğun ülkesine ve milletine ne gibi faydası olur? Öğrencilerin disiplinsiz hareketleri ve cana kast eden eylemlerinden dolayı ciddi mevzuat değişikliğine ihtiyacımız var. Caydırıcı cezaların olduğu Disiplin Yönetmelikleri olmak zorunda.” "Şunu da eklemek de fayda var. Türkiye'de yayınlanan tüm televizyon dizilerinde her türlü sapkın ilişkiler ve silah kullanımı gözümüzün içine sokuluyor, adeta özendiriliyor. Sürekli olarak bıçakla ya da silahla adam yaralama, adam öldürme sahneleri gençlerimizin bilinçaltına yerleştiriliyor. Bu tehlikeyi yetkililerin görmesi ve acil olarak tedbir alması gerekiyor. Televizyon dizilerinin toplum ve gençlik üzerindeki yıkıcı etkisi derhal ortadan kaldırılmalıdır." "Öğretmeni yaşat ki, gençlik iyi yetişsin, gençlik yaşasın, toplum huzura kavuşsun."

EMRE ÖZGÜL