Eczacılar geleceğe umutla bakamıyor

Eczacılar geleceğe umutla bakamıyor

1 Ekim’de uygulamaya geçecek olan taban fiyat uygulamasının vatandaşı mağdur edeceğini söyleyen Karakap, “SGK devletin kaynaklarını rasyonel kullanmak amacıyla tedbir alıyor ama bu acı tedbirin bir ucunda vatandaş diğer ucunda ise vatandaş var” dedi

RÖPORTAJ: MEHMET AKİF SÜTÇÜ

 

ECZACILAR AYAKTA ZOR DURUYOR

Eczacıların sorunları ve onları bekleyen yeni uygulamalar hakkında Merhaba Gazetesi’ne konuşan Konya Eczacılar Odası Başkanı Cemil Karakap, ilk olarak Numune Hastanesi inşaatının bir an önce başlaması gerektiğini söyledi. Bölgede 80 civarında eczacının hizmet verdiğini söyleyen Karakap,eczacıların özel hastanelerin reçeteleri ve poliklinik hizmetleriyle ayakta durmaya çalıştıklarını söyledi.

MUAYENE ÜCRETLERİ AĞIR YÜK

En büyük sorunlarının muayene ücretlerindeki tahsilat olduğunu hatırlatan Karakap, “Vatandaşımıza şunu iletmek istiyorum. Muayene ücretleri bizimle hiçbir alakası olmayan ve bizim hiç müdahil olmadığımız bir konu. Hastanede muayene olunduktan sonra, reçeteyi girerken karşımıza bu ücret çıkıyor. Akabinde biz reçeteyi onayladıktan sonra bu para bizim alacağımızdan düşülüyor. Yani devlet adına tahsil ediyoruz” dedi.

*İlk olarak oda hakkında genel bir bilgi verebilir misiniz?

-Konya Eczacı Odası’nın il ve ilçelerle birlikte toplam 738 eczanemiz var. Kamuda ve hastanede çalışan eczacıları eklediğimizde 835 üyemiz var. Merkezde 415 eczanemiz hizmet vermekte. İlçeler olarak da Karapınar, Beyşehir, Seydişehir, Ilgın, Akşehir, Sarayönü, Yunak, Hadim, Bozkır, Taşkent, Çumra ve Kadınhanı ilçeleri bize bağlı. Türkiye’de 5. sırada yer alıyoruz. Üst birliğimizin yönlendirilmesinde de ciddi anlamda katkılar sunan 1956 yılından beri aktif bir şekilde görev yapan odaya sahibiz. Şu anda eski oda başkanımız Harun Kızılay da Türk Eczacılar Birliği’nde Genel Sekreter olarak temsil ediyor. Odamız hem sosyal hem de mesleki yönden üzerine düşen her türlü sorumluluğu ve görevi yerine getirmek adına her türlü aktivasyonu yapmakta. Üyelerine yönelik olarak meslek içi eğitimler, çeşitli sosyal faaliyetler, geziler gibi her türlü organizasyonu yapmaktayız. İlçelerde bulunan eczacılarımıza da 6 ayda bir eğitim yapıyoruz. Sosyal proje olarak da bütün felaketlerde ilk adımı atan meslek kuruluşlarından biriyiz. Soma, Gazze ve Van depreminde acil toplantı yaparak yardımlarımızı ulaştırdık. Van depreminden sonra içerisinde ilk yardım araç ve gereçleri bulunan konteynır gönderildi. Afganistan ve Pakistan depremlerinde en çok ihtiyaç olan ilaç ve tıbbi malzemeler tespit edildi. Soma’da yaşanan faciada da yardım kampanyası yapıldı. Meslektaşlarımız maddi yardım toplayarak, Soma’da hayatını kaybeden maden şehitlerimizin çocuklarına yaklaşık 10 yıl civarında eğitim bursu verilmesi kararlaştırıldı. Onlar gidildi ve görüldü. Şu anda o burslar verilmeye başlandı. Iraklı Türkmenlere de sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte ilaç yardımı yapılacak. AFAD ile birlikte gerekli yerlere ulaştırılacak.

NUMUNE HASTANESİ İNŞAATI TEKRAR BAŞLAMALI

*Numune Hastanesi inşaatı uzun bir süredir yarım kaldı. O bölgedeki eczacılar bu durumdan nasıl etkileniyor?

-Doğumeviyle birlikte bin yataklı bir hastaneydi. 3 yıl önce hastanenin yenilenmesi amacıyla Numune Hastanesi yıkılarak Yazır’daki binaya taşındı. Burada sadece doğumevi ve poliklinik hizmeti verilmekte. Maalesef firmanın batması ve bir takım hukuki engellerden dolayı inşaat süreci çok uzadı ve şu anda bir belirsizlik var. Bilgi kirliliğinin bir anca önce aydınlatılmasını istiyoruz. Eczacılık sektörü açısından o bölgede 80 civarında eczanemiz var. 3 yıldır sadece oradaki özel hastaneler gelen reçeteler ve poliklinik hizmetleriyle ayakta durmaya çalışıyor. Bu konuyla ilgili bizim girişimlerimiz oldu. Kamu Hastaneleri Birliği Gökhan Darılmaz ile birçok kez konuştuk. Bize yardımcı olabilmek amacıyla poliklinik sayısının artırılması yönünde çalışmalar yaptılar. Tabi ki fiziki yetersizlik onların da elini bağlıyor. Biz buradan değerli yöneticilerimize ve Başkanımıza ricamız var. Bu sadece eczacıların işi değil. Konya’da acil bir sorunumuz var. Bütün vatandaşlarımızı ilgilendiriyor. Şu anda akşam acil bir vaka olduğunda şehrin merkezinde tek büyük bir hastane var. Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesi de bu kadar hastayı kaldırabilecek kapasitede değil ve yeterli hizmeti veremiyor. Öbür taraftan Numune ve Beyhekim Hastanesi merkeze çok uzak. Akşam vasıtası olmayan bir vatandaşın acil bir hizmet alması çok zor. Artık Numune Hastanesi inşaatının başlamasını istiyoruz. Bunun yanında sevindirici bir haber geldi. Nakipoğlu Hastanesi il Numune Hastanesi eşliğinde ortak bir poliklinik binası açacaklar. Bu da Karatay bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız açısından çok olumlu dönüşümler getirecek. Karatay’da devlet hastanesi olmamasından dolayı bu çok ciddi bir adım olacak. Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli’nin yaptığı açıklamaya göre ayda  30-40 bin hastanın burada hizmet alacağını söyledi. Çünkü önümüz kış dönemi ufak tefek hastalıklar artacak. Kronik rahatsızlıklar da artacak. Buranın biran önce hayata geçmesini temenni ediyoruz.

MUAYENE ÜCRETLERİNİ DEVLET ALIYOR

*Eczacıların çok sık karşısına çıkan mesleki sorunları var mı? Bu sorunlara nasıl çözüm arıyorsunuz?

-Bizim en büyük mesleki sorunumuz. Şu anda üzerimize yük olarak verilen muayene ücretlerinin tahsili. Hastaların hastanelere gittikten sonra çıkan muayene ücretlerini, vatandaşlara anlatmakta ve tahsilatında çok büyük zorluk çekiyoruz. Vatandaşımıza şunu iletmek istiyorum. Muayene ücretleri bizimle hiçbir alakası olmayan ve bizim hiç müdahil olmadığımız bir konu. Hastanede muayene olunduktan sonra, reçeteyi girerken karşımıza bu ücret çıkıyor. Akabinde biz reçeteyi onayladıktan sonra bu para bizim alacağımızdan düşülüyor. Yani devlet adına tahsil ediyoruz. Biz hukuksal yollarla gerekli müdahaleleri yaptık. Fakat kamu yararı dolayısıyla danıştaydan reddedildi. Bu bize bir angarya oldu. Artık mesleki işimizi yapamaz hale geldik. İlaç danışmanlığı hizmetini veremez olduk.

Medula sisteminde de yaşanan bir takım sıkıntılar var. Biz reçeteleri medulaya giriyoruz. Medula sistemi onayladıktan sonra SGK’ya fatura ediliyor. Hekim arkadaşların bazı sağlık uygulama tebliğindeki yaptığı eksiklikler bizim gözümüzden kaçtığı zaman bunun parası da kat ve kat olarak bizden kesiliyor.

İLAÇ GÜVENLİĞİ ARTTI

*Dünyada ilk defa Türkiye’nin uygulamaya koyduğu İlaç Takip Sistemi hakkında da bilgi verir misiniz?

-İlaç Takip Sistemi’ne geçiş çok zor ve sancılı oldu. Eczacılar gece gündüz çalıştı. Eczacılarımız hiçbir vatandaşı mağdur etmeden ilaçlarını temin etti. Artık sistem oturdu. Arada sırada bazı aksaklıklar yaşanıyor. Elektronik sistem olduğu için herkesi etkiliyor. Bu da hizmet vermede yavaşlamaya neden oluyor. Afrikada imal edilen her bir kutu ilacın ayrı bir numarası var. A fabrikası ürettiği ilacı depoya gönderdiğine dair Sağlık Bakanlığı’na veri gönderiyor. Daha sonra depo da A fabrikasından aldığını ilacı Sağlık Bakanlığı’na bildiriyor. İlaç eczaneye gittiğinde de eczacı yine Sağlık Bakanlığı’na bilgi gönderiyor. İlacın bildirisi yapılmadığı zaman satışı söz konusu olmuyor. Bu ayaklardan bir tanesi çalışmadığı zaman hasta eczanede beklemek zorunda kalıyor. Türkiye’de bir günde 24 milyon tane reçete üretiliyor. Bunların çalışma sistemleri çakıştığı zaman bütün eczaneler etkileniyor. Bunun haricinde İlaç Takip Sistemi’nde sorun yaşamıyoruz. Bu sistem sayesinde hastaların eczaneden yanlış ilaç alma gibi bir durumu kesinlikle söz konusu değil. Doktorun yazdığı ilacın dışında bizim ilacı okutup hastaya temin etme gibi bir şey söz konusu değil. Bunun yanında ilacın miyadı gözden kaçabiliyor. Miyadı geçen ilacın da satışı söz konusu değil. Çünkü sistem onu otomotik olarak uyarıyor. Bundan yaklaşık 8 yıl önce eczanelerde ilaç hırsızlığı oluyordu. Şimdi ise benim üzerimde kayıtlı olan bir ilacı ben istemeden satma şansı söz konusu değil. Benim onay verip çıkışı yapmam gerekiyor. İlaç güvenliğimiz açısından çok iyi oldu.

DEVLET DESTEĞİNİ KESECEK

*Sosyal Güvenlik Kurulu’nda taban fiyat uygulaması 1 Ekim’de yürürlüğe giriyor. Bu uygulama hangi yenilikleri getirecek? Uygulama eczacılara hangi yönde etkileyecek?

-SGK devletin kaynaklarını rasyonel kullanmak adına bir takım tedbirler alıyor. Bu tedbirin bir ucunda vatandaş diğerinde ise eczacı var. Yaklaşık 15 tane etken madde belirlendi. Bu etken maddeyi içeren ilaç grupları olan tansiyon, mide, astım, antibiyotik ve bir takım kalp ilaçları bu grupların içerisinde yer aldı. Şu anda hekimin hastaya yazdığı ilacın piyasada ucuzu varsa devlet bunun en ucuzunun yüzde 30’una kadar ödüyordu. Örneğin ilacın değeri 15 lira, bunun en ucuz fiyatı 10 liraysa devlet bunun 13 lirasına kadar ödemesini yapıyordu. Bizde 2 lira gibi çıkan rakamı hastadan tahsil ediyorduk. Çünkü bizim cebimizden çıkıyordu. Hasta param yok diyerek ucuz ilacı aldığı zaman ödeme söz konusu değildi. Şimdi bu makas tamamen sıfırlandı. SGK adı geçen 15 tane etken maddeyle ilgili piyasaki en ucuz ilacın birim fiyatını alacak. Yani 15 liralık bir mide ilacının piyasaki değeri 5 liraysa artık devlet yüzde 30 farkla 8 lira ödemeyecek. 5 liradan ödeme alacak ve vatandaşın cebinden 10 lira çıkacak. Bu gruba giren ilaçlarında fiyatı da 30-40 lira civarında. Hastalar raporlu bile olsa bu fiyat farklarıyla maalesef 1 Ekim’de karşı karşıya kalacaklar. Burada eczacıların bir müdahelesi söz konusu dğeil. Bu tamamen SGK’nın yapmış olduğu bir uygulama.

MASRAF ARTIYOR GELİR DÜŞÜYOR

*İlaç fiyatları eczaneleri nasıl etkiliyor?

-İlaç fiyatları bizi olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. 2005 yılından bu yana ilaç fiyatlarında 300 seferden fazla fiyat düşüşü oldu. Yani eczacıların ekonomisi darmadağın oldu. Biz tabi ki de ilaçları üretmeyerek depo ve firmalardan alıyoruz. Buradaki fiyat düşüşlerinden dolayı düşen zararlarımız kanun ve kararnamede geçmesine rağmen firmalar tarafından hale ödenmedi. Bu da bizim üzerimize çok büyük bir ekonomik yük getirdi. Şu anda eczaneler fiyat düşüşlerine karşı değiller fakat bizim aradaki zararlarımızın telafi edilmesini istiyoruz. Kanunda bunların yazılı olmasına rağmen bu firmalar bizim ilaç düşüşlerindeki zararlarımızı temin etmediler. İlaç fiyat düşüşleri bizi devamlı olumsuz etkiliyor. Eczanelerin kirası, elektriği, suyu gibi işletme giderleri artarken, 2005 yılından bu yana ciro düşüşleri devam ediyor. SSK ve BAĞ-KUR pirimlerindeki zamlar engellenemiyorken, fiyat düşüşleri devam ediyor.

Cemil Karakap kimdir?

1969 Karaman doğumlu olan Cemil Karakap; ilk, ortaöğretim ve liseyi Karaman’da tamamladıktan sonra 1991 yılında Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldu. Askerlik görevini tamamladıktan sonra Konya’da eczacılık görevi başlayan Karakap, 2005 yılından beri Konya Eczacılar Odası’nda yönetici olarak çeşitli kademelerde bulundu. 2013 yılında Konya Eczacı Odası Başkanı olan Cemil Karakap, evli 2 çocuk babasıdır.

merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.